Muhal!f bir dünya arayanlara; !f İstanbul başlıyor

‘Dünyanın filmini Türkiye'ye taşıyan festival’ !f İstanbul kapsamında, Kadıköy'de birbirinden etkileyici filmler izlemeye hazır mısınız?

07 Şubat 2013 - 13:03
Gökçe UYGUN
 
Toronto’dan Venedik’e, Sundance’den Cannes’a, dünyanın önemli festivallerinde büyük ilgi görmüş filmlerin Türkiye galalarının yapılacağı 12. !f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali, heyecan verici programıyla başlıyor... !f İstanbul filmleri, 14-24 Şubat tarihleri arasında İstanbul’da sinema tutkunlarına sunulacak. Elbette ki bilen bilir !F İstanbul sadece bir film festivali değildir. Yan etkinlikleri, partileri, yarışmaları ile adeta bir “film dünyası” yaratır katılımcılarına. Sayfalarımızın darlığı nedeniyle sizi tüm programdan haberdar edemiyoruz, detaylar için www.ifistanbul.com'u ziyaret etmelisiniz. Kadıköylü sinema severlerin Caddebostan Kültür Merkezi içindeki Cinemaximum Budak'ta izleyebilecekleri filmlerden bazı;
·       The Act of Killing/Öldürme Eylemi: Tüyleri diken diken eden anlatımı ve hikayesiyle sarsan film, zulmün daha önce eşi benzeri görülmemiş, gerçeküstü ve kanınızı donduracak nitelikteki incelemesi.
·       Samsara: Doğum, ölüm, yaşam ve reenkarnasyonu konu edinen film,insanın içine işleyen, ruhani bir deneyim. 5 yılı aşkın bir sürede, 25 ülkede çekilen Samsara, kesinlikle büyük ekranda görülmesi gereken, duyularınızı harekete geçirecek eşsiz ve belki de ruhani bir sinema yolculuğu!
·       Halley / Kuyruklu Yıldız: Ölmek üzere olan bir adamın bedenini canlı tutmak için akıl almaz yönetmelere başvurmasının minimalist ve gerçeküstücü hikâyesi.
·       A Som Ao Redor / Komşu Sesler: İnsanları gözlemeyi sevenler için yoğunluklu, cesur bir film.Komşu Sesler oyuncaklı hikâyesiyle kimi zaman zekice yazılmış bir komediyken kimi zaman bir gerilim filmine dönüşerek türler arasında geziniyor.
·       Stories We Tell / Anlattığımız Hikâyeler: Kim demiş hikâye anlatıcılığı sona eriyor diye! Dünyanın en eğlenceli ama güvenilmez hikâye anlatıcılarıyla tanışmaya ne dersiniz? Sarah Polley, hem yönetmen hem de adeta bir detektif gibi kendi ailesini sorguya çekiyor. Geçmiş bilgi kırıntıları arasında kayboluyor, onları birbiriyle çarpıştırıyor.
·       Love, Marilyn / Sevgiler, Marilyn: Filmde, çağımızın en büyük pop ikonlarından Monroe’nun yayımlanmamış günlükleri ve mektuplarını Uma Thurman, Evan Rachel Wood, Lindsay Lohan gibi günümüz starları okuyor. Ancak film sadece bir ikon incelemesi ya da hassas bir ruhun anlaşılması ile ilgili değil, Hollywood’da çalışan bir kadının yaşamıyla ilgili.
·       Holy Motors / Kutsal Motorlar: Festivalin açılış filmi olan Kutsal Motorlar, sinema tarihinin en etkileyici aşk filmlerinden Les amants du Pont-Neuf/Köprü Üstü Aşıkları’nın yaratıcısı Leos Carax’ın 13 yıl aradan sonra ilk defa kamera arkasına geçtiği film. Denis Lavant, Kylie Minogue ve Eva Mendes’in biraraya geldiği Kutsal Motorlar, yılın en iyileri listelerinin de gözdesiydi.
·       Woody Allen: A Documentary / Woody Allen: Bir Belgesel: Adından da anlaşılacağı gibi Woody Allen gerçekten de bir belgesel. Gazetelerde mizah yazarlığı ile hayata atılan Allen bir süre sonra stand-up’a terfi etmiş ve nihayetinde de bir yönetmen, sinema dünyasının tüm yönlerine hakim olan ‘özerk’ bir sanatçı olmuş. Evlilikleri, şöhretle kurduğu sorunlu ilişki, skandalları ve sonsuz terapileriyle tuhaf, hatta nev-i şahsına münhasır bir adam. Robert B. Weide’in Woody Allen’ın kariyerinde yer etmiş insanları ve filmleri buluşturuyor.
·       Jîn: “Gerçek siyasi film zihinleri allak bullak eder” diyen yönetmen Reha Erdem'in filminde, PKK kaçağı Kürt bir kızın doğunun damgalanmış dağlarından inip, batının rüya dünyasına-dayısının İzmir’deki evine-yaptığı yolculuk. O, yolda pek çok tehlikeyle karşılaşırken, biz de Türkiye’nin sorunlarına bir kere daha tanıklık ediyoruz.
·       The Paperboy / Gazeteci Çocuk: Zac Efron, Nicole Kidman, John Cusack, Macy Gray gibi isimleri buluşturan film, ölümü arzulayan karakterlerin yer aldığı ırkçı bir dünyada işlenen bir cinayeti irdeleliyor.
·       Benim Çocuğum: Homofobinin ve transfobinin karşısına çıkabilecek en güçlü, en sağlam direnişin sade ve içten bir anlatımı olan belgesel, izleyenleri Türkiye’de beş farklı eve götürüyor. Anne-babaların gözünden, lezbiyen, gey, biseksüel ve trans çocuklarının hikâyelerini dinliyoruz. Hikâyeler, inkar, travma, çaresizlik, korku, utanma, kabullenme ve yeniden doğma gibi temalarda ortaklaşıyor. Homofobik ve transfobik bir toplumda çocuklarını olduğu gibi kabul edebilmekle kalmayan bu ebeveynler, deneyimlerini paylaşırken, aktivist olmanın ne anlama geldiğini yeniden tanımlıyorlar.
 
KISALAR KARGA'DA!

!f İstanbul Türkiye’den Kısalar derlemeleri alışılagelmiş kısa film etkinliklerinden farklı bir yaklaşımla kısaları ve yönetmenlerini yarıştırmadan, başvuru ve jüri sistemi yerine,
kısacıların ve !f izleyicilerinin önerileriyle programlanıyor. !f İstanbul Türkiye’den Kısalar, Türkiyeli tüm yönetmenlerin uzun metraj dışındaki her türlü hareketli görüntüye dayalı üretimlerine açık. Kısalar, !f İstanbul tarafından tematik derlemeler halinde programlanıyor ve !f İstanbul, !f Ankara ve !f İzmir kapsamında festival sinemaları ve çeşitli festival mekânlarında ücretsiz olarak izleyicilerle paylaşılıyor. !f kısalar bu sene de Anadolu yakasında sadece kargART salonunda. Kısalar 16 Şubat 2013 Cumartesi 12:00 ve 17:00'de
ücretsiz olarak gösterilecek.

ARŞİV