Müzisyenlerin isyan belgeseli

​Pandemi şartlarında Türkiye'de müziğin ve müzisyenin durumuna odaklanan “Sen Kimsin?” belgeselinin yönetmeni Cenk Kaptan, “Başta bizi yönetenler olmak üzere, müziğin duyguları aktarabilmek için ne kadar önemli bir araç olduğunu bir kez daha hatırlatmak istedik.” dedi

05 Temmuz 2022 - 14:18

Müzisyenlere pandemi bahanesiyle uygulanan müzik yasağı hâlâ devam ediyor. Buna karşı örgütlenen bağımsız müzisyenler de bir araya gelerek OLTA Dayanışma’yı kurdu. Bu kapsamda toplam 10 albümle 130 şarkı yayınlandı. Bunların tüm geliri, pandemi sürecinde işsiz kalan müzisyenlere, müzik ve sahne emekçilerine aktarıldı. İşte bu albümlerin yapılış süreçleri, sektör emekçilerinin ve müzisyenlerin hikâyeleri de bir belgesele konu oldu; “Sen Kimsin?” 

Yapımcılığını VCS Film ve Müzik Yapım'ın, yönetmenliğini ise Cenk Kaptan'ın üstlendiği belgesel, bağımsız müzik platformu Mixart'ın katkılarıyla  hazırlandı. Belgesel müziğin insanlık tarihindeki sürecini, ağırlıklı olarak 20. yüzyıldan itibaren formal ve ticari evrimini, günümüzde arasındaki uçurum iyice keskinleşen ticari ve bağımsız müziği, pandemi döneminde başlayan ve halen devam eden müzik yasaklarını yer yer mizahi bir üslupla sorguluyor ve itiraz ediyor. Müzisyenler Feridun Düzağaç, İlkay Akkaya, müzik yazarı Murat Beşer, Peyk grubundan İrfan Alış, orkestra şefi Özgür Ulusoy ve alanlarında uzman isimlerin bakış açılarıyla zenginleşen “Sen Kimsin?”, aynı zamanda günümüzde ticarete doğru evrilen müziğin özünü ve özgürlüğünü anımsatmak istiyor ve müziğin ve müzisyenin toplumlar için ne denli vazgeçilmez olduğunun altını çiziyor.

“MÜZİK YASAĞININ MANTIĞI YOK”

Konuyla ilgili görüştüğümüz Cenk Kaptan, müzik yasağının 00.00’dan 01.00’e çekilmesini “İnanılır gibi değil. Hiç çekmeselerdi daha onurlu bir hareket olurdu” sözleriyle yorumluyor; “Çünkü bariz bir şekilde tüm yasakların neredeyse kalkmasına rağmen müzik yasakları sürüyor. Bir fırsat yakalıyorlar ve bunu kullanabilecekleri en sert şekilde kullanıyorlar. Yıldırmaya, sindirmeye çalışıyorlar. Onlar da farkındalar, sonları geldi. Son çırpınışlar bunlar. Müzik yasaklarının hiçbir şekilde hiçbir mantığı yok. Kaldı ki kendileri de bunu mantıklı bir şekilde açıklayamıyorlar.” Yasak saatini 12’den 1’e çekmek bir iyilik değil, dalga geçme,  aşağılama. Asla da tasvip etmiyorum. Acilen bu yasaklar kalkmalı.”

 

Kaptan, son günlerdeki festival iptalleri, yasaklarıyla ilgili de şunları söyledi: “Kendilerinin yapamadığı, beceremediği, sevemediği şeyleri yasak ya da iptal ile yok edebileceklerini zannediyorlar. Zaten yerden göğe dek saçmalık içindeyiz bizi yönetenler yüzünden. Ayrıca böyle bir yasak refleksi faydadan çok zarar getirecektir. Bizim toplum mağdurun yanındadır. Ve insanlar görüyor müzisyenlerin mağduriyetini. Bu vesileyle müzisyenin en kadar önemli bir şahsiyet olduğu toplum için ne kadar değerli bir şahsiyet olduğunu, ne önemli noktalara dokunduğunu da anımsatmak isterim. Müzik eşittir eğlence anlayışından artık çıkmak lazım. Herhangi bir negatif şeyde ilk yasaklanan şeyin müzik olması ezelden beri müzisyenlerin belini büküyordu. Bu pandemi yasakları ve sonrasındaki kısıtlamalar da cılkını çıkardı. Yasakların keyfi olduğu çok açık. Fırsatını yakalayınca kendi düşünce yapılarını topluma yerleştirmeye çalışıyorlar ama başaramayacaklar. Bu toplumun yüzyıllardır süren dinamikleri öyle 15-20 yılda kolayca yıkılmaz.”

Belgeselin fragmanı: https://piped.kavin.rocks/watch?v=An6TQ82ui5Y

 


ARŞİV