Kadıköy Belediyesi Sinematek / Sinema Evi’nin seçtiği İstanbul filmleri Sakıp Sabancı Müzesi’nin Boğaz manzaralı terasında sinemaseverlerle buluşuyor. 14 Eylül’de başlayan “Müzede Suare” adı altındaki film gösterimleri 18 Eylül’de sona erecek. Filmlerin başlama saati 20.00.
Beş filmden oluşan seçkide İstanbul’da geçen, ilhamını İstanbul’dan alan, karakterlerini şehrin akışına bırakan, öyküleri İstanbul ile özdeşleşen yapıtlar yer alıyor ve filmlerin her biri sinemamızın usta isimlerinin imzasını taşıyor.
Memduh Ün’ün 1958 yapımı “Üç Arkadaş”, Atıf Yılmaz’ın 1966 yapımı “Ah Güzel İstanbul” ve Ömer Lütfi Akad’ın 1968 yapımı “Vesikali Yarim” filmlerinin gösterimlerinin ardından, hafta sonu şu iki filmle gösterimler sona erecek:
2000’lerin Türkiye Sineması’nda önemli bir figür olan Reha Erdem’in imzasını taşıyan Hayat Var, İstanbul’u adeta bir karakter gibi hikâyenin merkezine alan, çok özel bir şehir filmi. Başrollerinde Elit İşcan, Erdal Beşikçioğlu ve Levent Yılmaz’ın yer aldığı film, İstanbul’un kıyısındaki yoksul semtlerden birinde babası ve dedesiyle yaşayan ergen yaşlardaki Hayat’ın öyküsüne odaklanır.
Anlat İstanbul, klâsik masalları günümüzün İstanbul’una uyarlayan, beş ayrı yönetmenin çektiği bir antoloji çalışması. Masallardan yolan çıkan film, her hikâyenin birbirine teğet geçtiği bir kurgu, bir masalın ana karakterinin, diğer bir masalda figüran olarak karşımıza çıktığı girift bir yapı ortaya koyar.
FİLMLERDEKİ İSTANBUL
Yeni işlevi ve yepyeni konseptiyle İstanbulluları ağırlayan Müze Gazhane de, eylül ayı boyunca içinden İstanbul geçen filmleri ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşturuyor. Şimdiye kadar Halit Refiğ’in 1964 yapımı “Gurbet Kuşları” ve Nejat Saydam’ın 1965 yapımı “Kadın İsterse” filmleri izleyiciyle buluştu.
Her perşembe saat 20.00’de başlayan film gösterimlerinde önümüzdeki haftalarda şu filmler olacak:
Atıf Yılmaz'ın 1966 yapımı filminin baş rollerinde Sadri Alışık ve Ayla Algan var. Kolay para kazanmanın peşinde İzmir'deki evinden kaçıp İstanbul'la "artist" olma hevesiyle gelen gelen Ayşe adlı genç kız ile babasından kalan aile servetini tükettikten sonra kendine özgü bir meslek olan sokak fotoğrafçılığına karar kılmış eski İstanbullu Haşmet İbriktaroğlu'nun öyküsü anlatan film, bu öykü zemininde Türkiye'de yaşanan alaturka-alafranga çatışmasını ele alır.
“Pek müzikal olmayan” bir dünyada şarkı söyleyen bir ayakkabı boyacısı, ölmeden önce sayısız düşmanı olan zengin bir iş adamına yardım etmeye karar verir, ancak zengin olmanın fakir olmaktan daha kolay olmadığını öğrenir. Sırrı Gültekin’in yönettiği, senaryosunu Sadık Şendil’in yazdığı 1966 yapımı filmin başrolünde Sadri Alışık, Selda Alkor ve Çolpan İlhan var.
Yönetmenliğini Derviş Zaim’in yaptığı, başrolünü Ahmet Uğurlu'nun üstlendiği film, Rumeli Hisarı'nda yaşayan evsiz barksız bir adamın hüzünlü hikâyesini konu ediniyor. 1996 yapımı Tabutta Rövaşata, o yıl En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu ve En İyi Erkek Oyuncu ile dördü Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden olmak üzere 12 ödül kazanmıştı.