İstanbul’da, 2009 sonbaharında kurulan Esas Çocuk, 2012 Mayıs’ında ‘Bir Gün Bir Yerde Mutlaka’ isimli bandrolsüz albümleriyle, ilk bestelerini dinleyenlere tanıttı. Gitarda Deniz Ağan, bas gitarda Fulya Köksalar, davulda Uygar Çetiner ve vokalde Kaos Köksal’dan oluşan Esas Çocuk, kendini anlatıyor…
• Esas Çocuk’un kuruluşu nasıl oldu? Kimler, nerde, nasıl biraya geldiniz?
Deniz ve Kaos, iki eski arkadaştırlar. 2010 yılında kendi yaptıkları besteleri kaydetmek isterler. Uygar ve Fulya ile buluşurlar onlara bu fikri açarlar. Her şey çok hızlı gelişiyor ve kendilerini henüz hiç konser vermemişken bir kayıt stüdyosunda bulurlar.
• “Esas Çocuk” adı nereden geliyor diye sormasam olmaz...
60’lı yılların bir Yeşilçam filmindeki başrol oyuncusundan esinlendik.
• İnternette hakkınızda fazla bilgi yok. Kurulduğunuz 2009’dan beri neler yaptınız?
Sayısız konser verdik. 16 parça kaydettik. Bir bandrolsüz albüm çıkarttık. Dijital ortamda bulunan dört şarkılık bir EP'miz de var. Farklı şehirlerde konserlere ve festivallere katıldık. Bir televizyon programının jingle'ını yaptık.
• Roxy Müzik Günleri finalistlerindensiniz. Sanırım bu festival, pek çok gruba müzik dünyasında yol açıyor. Ne dersiniz?
Roxy Müzik Günleri, müzik camiasındaki bir çok önemli isimle tanışmamız ve onlara kendimizi tanıtmamız açısından önemliydi. Adı duyulmuş bir çok grup bu yoldan geçti.
• Bir Gün Bir Yerde Mutlaka, ilk albümünüz. Nasıl bir albümdü? Başka albüm yaptınız mı/yapacak mısınız?
Bandrolsüz ve ücretsiz dağıttığımız albümümüzdü. Kayıt aşaması ve sonrasını öğrenmemiz açısından bizim için bir mihenk taşıdır. Bu yılın Kasım’ında ilk profesyonel albümünüzü yapmak için stüdyoya girmeyi planlıyoruz.
• Neden müzik yapıyorsunuz? Müzik sizin için ne demek?
İnsan kendini pek az şeyde bu kadar özgür ve dolaysız anlatım yeteneğine sahip hissediyor. Müzik bu yüzden bizim için vazgeçilmez.
• Müziğinizi nasıl tarif ediyorsunuz?
Dinleyicilerimiz bizim müziğimizden bir şeyler buluyor. Eskimiş köhnemiş standart şeyler değil bunlar. Kökü bu toprağa bağlı dallanıp budaklanmaya hazır bir ağaç gibi. Şarkılarımız için de, insanın günlük dertleri ve mutlulukları, umutları ve kayıp edişlerine dair kısa hikayeler diyebiliriz.
• Dinleyici ile iletişiminiz nasıl?
Biraz mesafeli…Ama bu mesafe hem onlara hem bize yarıyor. İnsanın iç dünyasına yaptığı bir yolculuksa müzik, her yerde yalnız kalabilmeye ihtiyaç var.
“KADIKÖY, AÇIK HAVA FESTİVALİ GİBİ”• Kadıköy bizim evimiz. Provalarımızı yaptığımız stüdyo, alışverişe gittiğimiz market, tonla arkadaş ve kapısını aşındırdığımız bir çok mekan…
• Kadıköy’de müzik başlı başına bir sohbet konusu. Bu yurdumuzun çok az yerinde bulunan bir özellik. Sanatını icra etmeye çalışan gençler, onları destekleyen dinleyiciler. Çok büyük bir açık hava kültür festivali gibi.
• Kadıköy bize müzik yapmak için daha olgun şartlar sunuyor. Mutlu olduğunuz yerde daha çok üretirsiniz. Size adaletli davranıldığını düşündüğünüz yerde daha dingin olursunuz. Bir müzisyen Kadıköy’de müzik yapamıyorsa, hiç bir yerde yapamaz.