“Müzik bir varoluş biçimi”

Alternatif tarzı ve düşündüren şarkı sözleriyle dikkat çeken Kadıköylü müzisyen Ekin Topaloğlu’yla söyleştik

24 Kasım 2017 - 14:16

Kültür ve sanat alanında İstanbul’un en önemli merkezlerinden biri olan Kadıköy birçok müzisyene de ev sahipliği yapıyor. Bu müzisyenlerden biri de yalnızlık, toplumsal ayrışma, bireysel arayışlar ile ilgili yaptığı şarkılarla dikkat çeken Ekin Topaloğlu.Katmanlı şarkı sözleri ve alternatif tarzıyla çıktığı sahnelerde ilgiyle dinlenen Topaloğlu, müziğin hayatındaki yerini, ilk albümü “RuhaltıNotları”nı ve yaşadığı Kadıköy’ü gazetemize anlattı.

“NEFES ALIP VERMEK GİBİ”

Müzik hayatın nasıl başladı? Devamında gerçekleştirdiğin projelerden bahseder misin?

Müziğe ilgim çoğu müzisyen gibi çocukluğumda başladı daha sonra lise yıllarında bir elektrik gitar edindim ama profesyonel olarak ilgilenmeye üniversite yıllarında başladım. Yeditepe Üniversitesi Sanat Yönetimi bölümünde okurken bir yandan Modern Müzik Akademisi'nde yarı zamanlı kurslara katılıyordum. Üniversiteyi bitirdikten sonra ise orada tam zamanlı sertifika programına katıldım. Bir süre çeşitli cover gruplarıyla sahne yaptıktan sonra cover işinin pek bana göre olmadığını fark edip kendi üretimlerime odaklanmaya başladım. Aslında müzik hayatım kendi bestelerimi yapmaya başladığım zaman başladı diyebiliriz. Ondan önceki kısım için aynı şeyi söyleyemem sanırım. Devamında sadece kendi şarkılarımı çaldığımız ekiplerle performanslar yaptım. Şuana kadar 1 stüdyo albümü, 1 canlı albüm ve 2 adet single yayınladık.

  • Müziğin hayatındaki yeri nedir?

Müziğin hayatımda bir yeri yok, daha doğrusu müzik hayatımın kendisi zaten. Yaşama, kendini ifade etme, bir var olma biçimi. Nefes alıp vermek gibi.

“TÜRKİYE’DE KAFALAR KARIŞIK”

  • Müzik tarzını nasıl tanımlarsın?

Böyle tanımlamaları pek sevmiyorum. Bir ahçıya yaptığı yemeğin tadını tarif etmesini istemek gibi. Bunun yerine yemeği yemek daha kolay ve gerçekçi olur çünkü aslında bunların hepsi öznel kavramlar ve kavrayışlar. Türkiye'de özellikle janralar konusunda üretenlerin de tüketenlerin de kafası çok karışık. Mesela bizde gitarla icra edilen "Pop" müziğe "Rock" diyorlar. Bir tarz adı vermek gerekirse "Alternatif" müzik üretiyorum, bunu da piyasada ana akım olan müziklere alternatif olduğumuz için böyle adlandırıyorlar sanırım.

ALBÜMDE ÜNLÜ İSİMLER

  • İlk albümünüz "RuhaltıNotları"nın oluşum sürecinden bahseder misin? İsmi Neden "Ruhaltı Notları" ?

Ruhaltı Notları oluşmaya 2014'ün ikinci yarısında başladı. Elimde bir miktar birikmiş ve tamamlanmayı bekleyen şarkı vardı. Bunların demo hallerini kaydedip Cenk Erdoğan'a danışmaya gitmiştim oradan sonra bu albümü beraber yapmamız gerektiğine karar verdik. Albümün aranjelerini, miksini ve gitarlarını Cenk Erdoğan çaldı. Basgitarda Murat Çopur ve davulda Ekin Cengizkan var. Albümü Stüdyo Hayyam ve Stüdyo Undo'da kaydettik ve 9 Aralık 2015'te İrem Müzik etiketiyle yayınlandı. Albümün adı Ruhaltı Notları çünkü şarkılarda anlatılan her şey benim yaşamış olduğum anıların ve olayların notları. Ayrıca isimde Bahadır Baruter'in "Ruhaltı" kitabına ve Dostoyevski'nin "Yeraltından Notlar" kitabına gönderme var.

  • Bu albümü dinleyen dinleyicilere ne vaat ediyorsun?

Bunun cevabı için yeterince yerimiz olduğunu sanmıyorum o yüzden kısa olan cevabı vereyim. Samimiyet. Hikâyesinde, içeriğinde, icralarda kurgu olmayan, tutsun veya satılsın diye değil, nasıl olması gerekiyorsa öyle olan bir albüm.

“TÜRKİYE’DE İMKANSIZ…”

  • Albüm üzerinden beklentilerin nelerdi?

İlk albüm olduğu için çok büyük beklentilerim yoktu. En büyük beklentim daha aktif müzik bir müzik hayatı.

  • Peki, beklentin karşılandı mı? Nasıl tepkiler aldın? 

Türkiye’de ana akım veya cover müziği yapmadığınız sürece beklentilerinizin karşılanması çok zor hatta yer yer imkânsız. Türkiye’de müzik yapabilmek genellikle başka bir sabit işinin olup kendi kendini finanse edebilmek, işin olmadığı boş kalan vakitlerini müziğe aktarmak demek. Aslında kısacası Türkiye’de müzik yapabilmek demek karşılığını alamayacağını bildiğin halde kendinden çokça fedakârlık yapmak demek. Bu yüzden pek çok insan bir yerden sonra kırılıp, küsüp müziği bırakıyor.

Ben albümle ilgili olarak ulaşabildiğim ufak bir kitleden olumlu tepkiler aldım ama maalesef artık müzikalite değil, dev reklam bütçeleri yönlendiriyor piyasayı. Dolayısıyla saldırgan reklam politikalarıyla insanları bezdirdikleri için dinleyiciye ulaşmak ve görünür olmak oldukça zorlaştı.

SON KALE KADIKÖY

  • Kadıköy müzik anlamında birçok farklı rengi bünyesinde bulunduran bir ilçe. Kadıköy'de yaşayan biri olarak bu konuda ne düşünüyorsun?

Kadıköy Türkiyenin son kalelerinden biri, İstanbul için son. Taksim'den kalan büyük bir boşluğu dolduruyor. Dolayısıyla onun iyi olması, ayakta kalabilmesi sanat üreticisi ve tüketicisi için çok önemli bir noktada duruyor. Önümüzdeki zor zamanlarda İstanbuldaki kültür endüstrisinin ayakta kalabilmesi için bütün sanatseverlerin Kadıköy’deki etkinliklere katılımlarını arttırmaları gerektiğini düşünüyorum.


ARŞİV