Müzikte 'Dikey' duruş

Müzik dünyasının yeni gruplarından Dikey, “Dinleyiciler, grupların albümlerini alıp konserlere gitmeli. Organizatörler ve mekânlar da yeni gruplara şans vermeli’’ diyor

05 Şubat 2016 - 09:19
Gökçe UYGUN
 

Çok değil, bundan 2 yıl önce biraya gelen rock grubu Dikey, ilk albümlerini geçen yıl yayınladı. Henüz düzenli olarak sahne aldıkları bir mekan olmayan seyirciyle konserlerde buluşan grubun hedefi ‘’Türkiye’nin her bölgesinde Dikey’in şarkılarının bilinmesi…’’ Bugünlerde ikinci albümüne hazırlanan, 7 Şubat’ta Kadıköy’de konser verecek olan Dikey grubu kendini anlatıyor…

Grup nasıl kurulmuştu? Tüm grup üyeleri nereden/nasıl tanışıyor? Biraraya gelip de bir grup kurma hikayesi nedir?

Dikey 2013 yılında kuruldu. Gitaristimiz Yusuf Kelpetin ile vokalistimiz Batuhan Katırcı'nın geçmişe dayalı bir dostluk hikayesi var. Yıllardır süregelen beraber müzik yapma isteğiyle bu yola çıktılar ve daha sonra üniversitede gitaristimiz Serdinç Beşli gruba katıldı. Serdinç’in gruba katılması ile beraber müzikte bir ilerleme kaydedildi. Sonrasında Serdinç’in arkadaşı basçımız Tuna Halaç gruba dahil oldu. Bu 4‘lü birkaç müzik grubu kurma girişiminde bulunmasına rağmen  tam olarak istediklerini yakalayamadı. En son olarak gruba büyük bir ivme kazandıran davulcumuz Özgür Palalı katıldı ve grup tam olarak sinerjiyi yakaladı. Böylece Dikey grubu kurulmuş oldu.

Oldukça yeni bir grupsunuz. Geleceğe yönelik hedefleriniz neler?
Geleceğe dair hedeflerimiz her müzik grubunun olduğu gibi büyük bir kitleye ulaşmak. Ama artık sosyal medya olmadan hiç bir iş neredeyse yürümüyor. Bu yüzden sosyal medyayı da kullanarak ulaşabileceğimiz en büyük kitleye ulaşmak istiyoruz. Türkiye’nin her bölgesinde Dikey’in şarkılarının bilinmesini istiyoruz.

İlk albümünüz ‘’Kahpe Düşler’’i biraz anlatır mısınız? Nasıl bir albüm?
Kahpe Düşler albümünü “şu anda çıkarmalıyız” diyerek albüm sürecini başlattık. Müzik gruplarında en önemli olay sinerjiyi yakalamak. Hele ki rock müzik yapıyorsanız. Bu yüzden biraz zorlu bir süreçten geçtik. Ama hiçbir zaman yılmadık. Daha önce yaptığımız şarkıları da albümün içine koyarak yeni bestelerle beraber yeni dönem ve eski dönemi birleştirdik. Rock altyapılı bir müzik yapıyoruz. Bazı şarkılarımız sert bazıları da slow, albümde bulunan 9 şarkı her duyguyu anlatıyor desek yeridir.

Müzik sizlerin hayatında neye tekabül ediyor?
Sevgi, saygı ve mutluluğa tekabül ediyor.

Kendi müziğinizi nasıl tarif edersiniz?
Müziğimizi tarif etmeyi sevmiyoruz; bizce müzik ile uğraşan insanların kendi müziğini tarif etmeden önce dinleyici kitlesi tarif etmeli.

 Şarkı söz-besteler grupta kime-kimlere ait? Şarkılarda genelde temalar ne oluyor, nelerden bahsediyorsunuz?
Şarkı sözleri vokalistimiz Batuhan Katırcı’ya, altyapılar tüm gruba ait. Sadece çıkış parçamız “Kahpe Düşler”in sözleri gitaristimiz Yusuf Kelpetin’e ait.  Şarkılar da genellikle aşk üzerine fakat bu aşkı neye çekeceğinize bağlı; ilahi, siyasi ya da kadın erkek ilişkisine çekilebilir. Önemli olan dinleyicinin şarkılardan hangi temayı aldığı.

Bu ülkede müzik yapmakla ilgili düşünceleriniz neler?
Zor diyerek klişe bir cevap vermek istemiyoruz çünkü hayatın kendisi zor. Dinleyiciye ulaşamıyorsak bu bizim hatamızdır. Kendimizi iyi tanıtamamışız deriz.  Fakat ülkede ekonomik dengesizlik hakim olduğu için dinleyiciler konserlere para ayıramıyor. Konserlere daha ilgili olunsa bence çok daha güzel işler olacak ülkemizde. En önemlisi de bu müzik grubu bilindik, hadi konsere çıkartalım’dan öte, iyi olanları çıkartalım mantalitesi otursa çok daha iyi olacaktır.

Yeni albüm yapmayı planlıyor musunuz?
 2. albüm çalışmalarına başladık bile. Tarzımızı koruyarak daha derin besteler yapmaya çalışıyoruz. Yeteri kadar içimize sinen bestelerimiz oluştuğunda albümümüzü yayınlamayı planlıyoruz.

Bugüne dek kaç konser verdiniz? İlk sahne deneyiminizi anımsıyor musunuz?
Oldukça fazla, net bir sayı vermek gerçekten zor. İlk deneyim çok ayrı oluyor, ilk konserime çıkmadan önce hafif endişe, heyecan ve motivasyon karışımı bir duygu karmaşası içerisindeydim, o duyguyu hiç unutamam. İlk parçaya girmemizle beraber bir adrenalin patlaması oldu ki tadından yenmez. Hala o adrenalinin dozu inmiş değil...

Düzenli olarak sahne aldığınız bir mekan var mı?
Henüz yok, sadece konser veriyoruz.

Mekan göre dinleyici değişiyor mu? Mesela Kadıköy’de de Taksim’de de sahne alıyorsunuz. Dinleyicileri kıyaslar mısınız?
Tabi ki de. Kadıköy dinleyicisi daha bilinçli, ne istediğini biliyor, bir konsere gerçekten gitmek istediği için gidiyor ve bence sanata daha yatkın. Tabi ki bu demek değil ki Avrupa Yakası'nın dinleyicileri bu özelliklerin zıttına sahip. Fakat Avrupa Yakası biraz daha kozmopolit, bu da hayatın her dalına yansıyor sanırım.

Egoların yüksek olduğu bir alan olarak ifade edilen müzik-sanat ortamında, bir grubu ayakta tutmak zor mu?
Evet oldukça zor. Bir grubun ayakta kalması samimiyet ve grup üyeleri arasındaki ilişki ve iletişimle doğru orantılı bir durum. Örneğin 5 kişilik bir grup, her birinin olmazsa olmazları, az ya da çok egoları var ama her biri de demokratik bir tutum içerisinde, hem diğer fikirlere saygı duymak istiyor, hem de kendi istediği olsun istiyor. 5 farklı karar merci. Bu tür durumlarda da orta noktayı bulmak, huzuru sağlamak her zaman kolay olmuyor ama biz Dikey olarak; birbirimizi çok eskiden tanıyan eski dostlar olduğumuz için hangimizin hangi konularda hassas olduğunu biliyor, ona göre iletişimi sağlıyoruz

Bireysel olarak mı müzik yapmak daha iyi-kolay yoksa grup ile mi?
Grup olarak. Üretiyorsun, paylaşıyorsun, takım ruhunu hissediyorsun, bencillikten sıyrılıyorsun.

Cover çalıyor musunuz? Cover çalmaya bakış açınız nedir?
Çok fazla cover çalmıyoruz. Fakat şu sıralar oldukça üzerine eğilmeye başladık. Sevdiğimiz bir şarkıyı seçiyor kendimize göre yorumluyoruz. Ama en önemlisi hissettiğimiz parçaları cover'lamaya özen gösteriyoruz. 5'imizin sevdiği, hissederek çalacağı şarkıları bulmak da çok kolay olmuyor açıkçası.

Müzik yarışmalarına katıldınız mı? Genel hatlarıyla müzik yarışmalarına bakış açınız nedir?
Müzik yarışmaları önemli. Gençleri özendiriyor, bir şeyler yapmaları için onları teşvik ediyor ve tetikliyor. Bu güzel ve iyi bir şey. Biz hiç katılmadık o ayrı.

Gerek dinleyiciden gerek mekanlardan/organizatörlerden beklentileriniz neler?
Rock müzik icra etmek, bizim ülkemizde bir hobi. Çok klişe olacak ama; zaten ölü bir sektörde, insanların üretip albüm yapmasını beklemek tamamen hayal. Hayal olmasına rağmen hala üretmeye devam eden, ayakta kalmaya, bu hayali devam ettirmeye çalışan gruplar mevcut. Ama bu şekilde devam ederse kanımca önümüzdeki 10 sene içerisinde canlı müzik yapan, üreten, performans yapan hiç bir sanatçı ya da grup göremeyeceğiz. Dinleyiciler, gruplara destek vermeli; aylar belki de yıllar süren üretim sonucunda üretilen o albümü satın almalılar, ya da konsere gidebilirler. Bu gün ortalama bir konser bileti neredeyse 2 grande (!) boy kahve fiyatına eşdeğer. Organizatörler ve mekanlar araştırmalılar, her yeni gruba şans vermeli, onları desteklemeliler. Öncelikli olarak kendilerini düşünmek yerine gruplara daha fazla değer vermeliler (maddi - manevi). İşte o zaman ileri süreçte onlar da hayal ettikleri yerlere ulaşabilecekler.

Grup üyelerinden Serdinç Beşli ve Tuna Halaç Kadıköy'lü sanırım. Kadıköy'e dair hisleriniz/düşünceleriniz neler?
Kadıköy, İstanbul'un kurtarılmış bölgesi. Ülkede değişen politik tavır bugüne kadar Kadıköy’ü çok etkilemedi ve bu saatten sonra da etkilemez herhalde. Kadıköy sakinlerinin samimi veya değil sanat seviciliği de şapka çıkarılması gereken bir konu. Buradaki seyirci daha bilinçli ve seçici, salonlar ve sahneler izleyicisini buluyor.Umarız bu durum böyle devam eder.

Kadıköy’ün müzikal ortamını nasıl buluyorsunuz?
Yeni nesil müzisyenlerle birlikte Kadıköy'ün müzik çehresinin değişti. Yeni grupların gerek sound'u gerek duruşları ümit vadediyor. Kadıköy’de son bir kaç senede önemli sahneler açıldı ve önemli müzisyenler ağırlanıyor. Artık yeni gruplar için bile farklı sahne alternatifleri mevcut. "Live performansların" ivme kaybettiği son dönemlerde Kadıköy’de bu durum pek söz konusu değil.

Kadıköy’ün, müziğinize yansıması nasıl oluyor?
Açık konuşmak gerekirse müziğimizi çok etkilediğini düşünmüyoruz çünkü kullandığımız tonlar ve sound’umuz lokalden ziyade evrensel normlardan geliyor, ama unutmamak gerekir ki sanatçı yaşadığı çevreden beslenir ve bu çevreyle etkileşime geçer, bu yüzden Kadıköy'ün müziğimizde etkisi olmadığını tam olarak söyleyemeyiz.

Günün birinde bir Kadıköy şarkısı yapmayı düşündünüz mü/düşünür müsünüz?
Bence o iş bizim haddimize değil, Cenk Taner'e sevgiler…
Etiketler; Dikey

ARŞİV