Müzikte buluşan kültürler...

Her pazartesi yapılan ücretsiz “Kadıköy Sessions” adlı  doğaçlama müzik etkinliğinde, farklı ülkelerden müzisyenler kendi müziklerini icra ediyor

10 Mart 2020 - 14:02

Gabriel Meidinger, Fransız keman sanatçısı. Dünyadan halk müzikleri ve geleneksel müzikler icra ediyor. Farklı ülkelere giderek onların müzik geleneklerini öğrenmekten keyif alıyor. Tam da bu nedenle Türkiye'ye gelmiş, ülkenin zengin müzik geleneğini öğrenmek için. Ayrıca İTÜ Müzik İleri Araştırmalar Merkezi'nde etnomüzikoloji eğitimi alıyor. Stephan Talneau ise sinemacı. Onu bu sayfalardan daha önceden tanıyor olabilirsiniz. Çektiği ‘Saz’ belgeseliyle sayfalarımıza konuk olmuştu. Yönetmenlik, editörlük, fotoğrafçılık ve kameramanlık alanlarında tv, film, müzik ve sanat dünyasında 15 yıllık uluslararası deneyime sahip bir isim.

Kadıköy’de yaşayan bu iki arkadaş yaklaşık 1 ay önce Kadıköy’ün en samimi mekanlarından Eskici Gizli Bahçe’nin sımsıcak sahnesinde içten bir sanatsal etkinlik (jam session:müzisyenlerin beraber çaldıkları oturumlar) başlattı; Kadıköy Sessions.

Her pazartesi akşamı dinleyiciye açık ve ücretsiz olarak yapılan bu etkinlikte, isteyen müzisyenler birlikte çalıp söylüyor.  Genellikle İstanbul’da yaşayan yahut yolu buradan geçen yabancı müzisyenlerin katıldığı bu etkinlik, kültürleri müzikle buluştururken insanları da müzikle yakınlaştırıyor.

Kadıköy Sessions’u Gabriel Meidinger’le konuştuk.

  • Stephen ile nerden tanışıyorsunuz?

Her hafta Taksim'de organize edilen, halk dansları yapılan canlı bir müzik etkinliği olan Balfolk İstanbul'da tanıştık. Stephan, saz enstrümanın Balkanlar ve Ortadoğu arasındaki farklı formlarını anlatan ‘Saz’ adlı bir film yapmıştı. Ben de halk müziğine tutkulu olduğum için hemen arkadaş olduk. Aslında ilk tanıştığımda fark ettik ki ikimiz de bir yıl önce Kanarya Adaları'ndaki 'Honky Tonk Sail' adlı müzikal gemide vakit geçirmişiz. Sadece iki gün farkla, bir yıl önce tanışmış olabilirdik!

  • Kadıköy Sessions’ı düzenlemeye nasıl karar verdiniz?

İki nedeni var. Biri İstanbul'un güçlü sanatçılardan oluşan büyük bir müzikal sahnesi var, ancak tüm bu sanatçıların buluştukları ve sanatlarını birlikte ifade ettikleri yerleri bulmak zor. Müzisyenlerin bir aaya geldiği çok az etkinlik var ki bizimki gibi

dünyadan geleneksel ve halk müziği ile buluştuğu, çaldığı başka bir etkinlik yok. Biz ve diğer birçok müzisyen böyle bir şeyin olması için uzun bir süredik bekliyor, istiyorduk.

İkinci neden ise ben de Stephan da benzer etkinlikler düzenliyor ve katılıyorduk. Ben  Strasbourg’da, Stephan Berlin’de.  Bu yüzden Fransa ve Almanya'da yaptığımız etkinliklerden ilham alarak, deneyimlerimizi ortaya koyarak İstanbul'da bir etkinlik başlatmaya karar verdik.

  • Jam session’ın ne demek olduğunu, sizin için ne ifade ettiğini sormak isterim.

İstedikleri şeyleri çalan müzisyenlerin bir araya gelmesi... Bir şarkı ya da doğaçlama olabilir. Müzisyenlerle tanışmanın ve iletişim kurmanın bir yolu. Bir jam session, daha önce hiç tanışmayan ve birlikte çalmamış müzisyenleri bir araya getirir.

Aslında Batı halk müziğinde bir “jam” ve “session” iki farklı şeydir. Bu görüşe göre, bir jam; tamamen doğaçlama bir müzik yapısıdır. Yani biri melodi başlatır, diğeri ritim ve diğer melodileri getirir, biri solo yapar…Öte yandan, bir session müzisyenlerin zaten var olan şarkıları veya enstrümantal şarkıları çaldığı yerdir. Bu, içinde doğaçlama olmadığı anlamına gelmez, ancak tüm müzik mevcut bir repertuar ve müzik stiline dayanır. Kadıköy Sessions, adından da anlaşılacağı gibi, burada dünyanın çeşitli geleneklerinden mevcut şarkıların çalınması anlamında bir etkinlik. Tek şart bu.

“İLHAM VERİCİ AN”

  • Peki seyirci açısından nedir jam session?

Müzisyenlerle daha güçlü bir yakınlık yaratan bir ifade ve yaratım alanı. Jam'i, -özellikle düzenli olduklarında- müzisyenler ve seyirciler için inanılmaz ilham verici bir an olarak görüyorum.

  • İlk jam session’un adı jam session’dı. Ama ikincisine ‘Kadıköy Session’ adını verdiniz. Yani bir Kadıköy markası oldu bu etkinlik.

İkimiz de burada yaşıyoruz. Hayat dolu bu ilçeyi çok seviyoruz. Evet, bu ismi verdik çünkü Kadıköy artık bizim evimiz. Ve elbette, müzisyenlerin ötesinde, bu tür etkinliklerden hoşlanan tüm insanlarla tanışmayı ve toplaşmayı seviyoruz. Aynı zamanda hepimizin benimseyebileceği basit bir isim istedik ki böylece müzisyenler ve seyirciler için yaratıcı bir alan olsun.

  • Eskici Gizli Bahçe'yi nasıl seçtiniz? Burası benim de çok sevdiğim bir mekan ve etkinliğin ruhuna çok uyduğunu düşünüyorum.

Geçen Haziran’dan beri oraya gidiyorum ve cidden çok seviyorum. Bu etkinliğe başlarken de orası aklıma geldi çünkü geniş, sahne alanı ve hoş bir terası var. Konuşmaya gittiğimde mutu oldular ve hemen ev sahibi olmayı kabul ettiler. Bütün ekip çok kibar ve yardımcı oluyor etkinlik esnasında. Onlara müteşekkiriz.

  • Yaklaşık 1 aydır sürüyor. Devam edecek misiniz session’lara?

Evet! Her pazartesi 20.00’de… İnsanlar ve müzisyenler için, sadece Kadıköy değil tüm İstanbul adına düzenli bir buluşma noktası olmak istiyoruz.

  • Session’larda hep farklı müzisyenler sahne alıyor. Onlar mı sizi buluyor, siz mi onları?

İstanbul'da tanıdığımız pek çok müzisyeni davet ediyoruz ama daha önce hiç tanışmadığımız müzisyenler de geldi. Bence İstanbul’daki pek çok müzisyen böyle bir etkinliğin isteği ve merakı içindeydiler. Bu etkinlik kulaktan kulağa yayıldı. Her hafta yeni insanların gelmesini umuyor ve istiyorum.

  • Jam session’un müzisyenlere katkısı nedir? yani müziğin avantajları nelerdir?

Ticari kaygı gütmeyen bir etkinlik bu. Her şekilde özgür bir değişim alanı yaratmak istedik. Herkes istediği zaman istediği müziği çalabilir, dünyadan halk ve geleneksel müzik ve halk müziği örnekleri olduğu sürece. Müzisyen, istediği parçayı herhangi bir baskıya maruz kalmadan çalabilecek bir ortama sahip oluyor jam session’da. İzleyici de bunun gerçekleşmesini izlemekten zevk alıyor.

Tabii ki bir müzisyenin de faturaları, kirası ve birçok ihtiyacı var. Kendimden biliyorum. Hepimizin para kazandığımız ve harcadığımız grup projeleri, albümleri, çalışmaları, provaları var. Ama burada sadece özgürce müzik yapmak için bir alan yaratmak istedik. Bu harika ve ilham verici. Bu yüzden etkinliğin en başında her seferinde bunun bir konser olmadığını söylemekte ısrar ediyorum. Dinleyicinin bu etkinliği bir konser olarak görmesini istemiyoruz çünkü olayın ruhu bu değil.

MÜZİK YOLUYLA İLETİŞİM KURMAK…

  • Birlikte müzik üretmek… Nasıl bir his?

Olağanüstü bir his tabi ki. Özellikle daha önce birlikte çalmamış müzisyenler bir araya gelince... Müzik yoluyla iletişim kurmanın yolunu bulmak zorundasın ki birlikte müzik inşa edebilesin. Gördüğüm kadarıyla gelen müzisyenler harika zaman geçiriyorlar.

  • Ve aynı zamanda çok uluslararası bir olay. Çok farklı şarkılar / enstrümanlar bir arada...

Çok mutluyuz çünkü bu tam olarak istediğimiz şey. Zaten Anadolu müziğinde de pek çok gelenek ve enstrüman var. Bunun yanı sıra İstanbul, dünyanın dört bir yanından müzisyenleri bir araya getiren uluslararası bir şehir. O nedenle türkülerden Balkan müziğine, Kürtçe  tasavvuftan, Gürcüce şarkılara dek geniş bir yelpazemiz var.

  • Kadıköy Sessions neden ücretsiz?

Ücretsiz olmasını istedik çünkü daha önce de açıkladığımız gibi bu bir konser değil. Ayrıca bu tür etkinlikler için ödeme yapamayacak durumda olan kişiler için de bir kapı açmak istedik.

  • Çalmak ve/veya dinleyici olmak için kurallar var mı?

2 temel nokta var; halk müziği/geleneksel müzik çalmak ve herkesin katılabilmesi için akustik çalmak… Mümkün olduğunca fazla müzisyenin çalabilmesi önemli. O nedenle mesela  bazen yüksek sesli enstrümanların alanı sessiz enstrümanlara bırakması gerekiyor. Ancak bu şimdiye dek hiç sorun olmadı. Müzisyenler birbirlerine çok saygılılar ve birbirlerine yardım ediyorlar ve bu da müziği daha da güzelleştiriyor.

  • Geçenlerdeki bir session’da sahnede 10'dan fazla erkek müzisyen vardı, hiç kadın yoktu aralarında. Sahne önünde de 10'dan fazla kadın dans ediyordu. Bu tabloyu nasıl yorumlarsınız müzikte cinsiyet eşitliği açısından?

Aslında bu benim de fark ettim bir şeydi. Zaten sahnede sadece kadınların olacağı bir an ayarlıyoruz çünkü daha fazla kadının müzik yapması önemli. Aslında o gece sahnede pek çok kadın da vardı ve bundan memnunum.

YELDEĞİRMENİ’NDE FESTİVAL…

  • Kadıköy’ün müzik atmosferi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Session’larımızda da görebileceğimiz gibi Kadıköy’de çok farklı müzikler çalabilen son derece yetenekli müzisyenler var. Buranın müzik atmosferi çok geniştir. Mekanlarda pop’tan geleneksel Osmanlı müziğine kadar birçok farklı müzik tarzı bulmak mümkün ki bu da Kadıköy’ü özel kılıyor.

Önümüzdeki baharda Yeldeğirmeni'nde bir festival düzenlemek istiyorum. Bir hafta sonu boyunca oradaki kafe ve mekanlarda çok sayıda küçük gösteriyi içeren bir etkinlik. Bu fikir Kadıköy Session’lardan geldi aklıma. Bu müzik etkinliğinin ruhunu, müzik, tiyatro, sirk, hikâye anlatıcılığı, dans, sergi gibi sanat dallarına yaymak. Farklı disiplinlerden tüm sanatçıları ve mahalle sakinlerini biraya getirecek küçük bir yerel festival buluşması harika olacak.

(Fotoğraflar: STEPHAN TALNEAU)


ARŞİV