Türk müziğiyle cazı kendine özgü yorumuyla harmanlayan Senem Diyici’nin ‘Nara’ adlı albümü müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Diyici’nin 11 yıl aradan sonra Ada Müzik etiketiyle yayınlanan albümde, söz ve müzikleri Anadolu’nun farklı yörelerinden türkülerle beslenmiş 11 parça yer alıyor.
CD olarak da yayınlanan albümde Diyici’ye, neyde E. Bilgin Canaz (Karaburun’da Dolunay), tablada Gürkan Özkan (Ellerine), trompette Ömer Can Uygan (Nara), elektro ud, perdesiz bas ve klavyelerin yanı sıra düzenlemeleri ve miksajı da üstlenen Ersin Ersavaş eşlik ediyor. CD, Karaburun'da Mandala stüdyosunda Ömer Erciyes tarafından kaydedildi sadece Nara şarkısı Zafer Güler tarafından kaydedildi.
Senem Diyici, 4 Kasım’da Kartal Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde dinleyenleriyle buluşacak. Diyici ile konser öncesi ile yeni albümünü ve Türkiye’ye dönme serüvenini konuştuk.
Evet vardı. Fransa’dan buraya taşındım. Buradaki yaşamımı enerjik hale getirmek istiyordum. Müzikal anlamda da köklerime dönmek istedim. Burada bir yaşam kurmak ve alışmak için bu süreç gerekliydi.
7 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. İzmir Seferhisar’da yaşıyorum.
“BURASI BENİM ÜLKEM”
Orada müzisyen bir arkadaşımla evlenmiştim. 26 yıl evli kaldık. Yıllarca hem evlilik hem kültürel bir yolculuk yaptık. Boşandığımızda orada müzikle de boşanmış oldum. İnsanın duygusal hayatından kopuşlar başladığında kendini yalnız hissediyor ve o yalnızlığı giderecek başka koşullar aramaya başlıyor. Ben de kendime başka koşullar bulmalıydım.
Oradaki koşullar çok farklıydı. Orada çok çalıştım. Yılda 60 konser yapan müzisyenler arasındaydım. Çok güzel övgüler, değerlendirmeler aldım. Ama sonunda burayı seçtim, burası benim ülkem.
Bir doyuma ulaşmıştım. Eleğimi alıp duvara astım diye düşünüyordum. Fakat öyle değilmiş. Pandemi döneminde 11 tane şarkı yaptım.
Nara benim pandemi döneminde eve kapanmamla oldu. Ve çok şükürler ettim. Albüme adını veren şarkı Nara, İzmir’de Zafer Güler tarafından kaydedildi. Albüm kapağında Paris’ten iki sanatçının grafik tasarımıyla Alain Cianci, ebru çalışmasıyla Baykul Barış Yılmaz’ın imzası var.
“ ŞARKILARIN HEPSİ BENİ YANSITIYOR”
Nara bir kadının kendisi için, kendine olan sevgisini haykırışı. Yani kendiyle buluşması. Bu albümde bütün söylediklerim, yazdıklarım kendimden bahsediyor. Şarkıların hepsi beni yansıtıyor. Mesela “Bir tuhaflık oluyor bana” çocukluğumla bir yüzleşme şiiri ve şarkısıdır.
Elbette. Albümü çok sesli yaptım. Ve iki tane de Şamanik şarkı var. Bunlar hareketli neşeli şarkılar. Çünkü kadın neşeli, mutlu ve güçlü olmalı. Kanatlarımız hep açık olmalı.
Tabii farklı olmak zorunda çünkü diğer albümlerde eski eşimle çalışıyorduk. Aranjmanları o, düzenlemeleri ben yapıyordum. Başka bir renk vardı, ön planda gitar vardı. Bu albümde ön planda gitar yok. Bu albümün sadece bana benzemesi benim için çok önemli. Bu albümde bana ait olan duyguların ortaya çıkması için çalıştım ve bundan da çok memnunum.
Teknik anlamda konuşursak hayatımdaki müzisyenlerin hepsi caz müzisyenleri oldu. Bu müzisyenlerle benim verdiğim tohumu toprağa koyup yeşerttik. Benim bahçemi cennete çevirirken, kendi bahçelerini de cennetleştirdiler. Müziği güzel dizayn edilmiş buket gibi değil de harmanlanmış çiçeklerin doğallığı gibi düşünürüm. Bir ovada karmakarışık bir sürü çiçeğin, rengin olduğu bir yere gidip, koştuğunuzu düşünün, müzik benim için öyle bir şey. Hem göze hem ruha hitap etmek çok önemli, müzik bir içsel konuşma gibidir.
(Gülüyor) Onu Allah bilir. Projelerimiz var elbette. Mesela Zakir Hüseyin ile bir araya gelebilirim. Albüm şu an çok taze ve yeni. Bu arada ben ses tekniği dersleri veriyorum. Bugüne kadar kadınlarla ve otizmli çocuklarla çalıştım. Şamantik bendir atölyeleri yapıyorum. Kadınlar kendi kam davullarını yapıyor ve çalıyorlar.
(Foto: Çerkes Karadağ)
SENEM DİYİCİ
İstanbullu müzik tutkunu bir ailenin çocuğu olarak müzikle ilişkisi çok küçük yaşlarda başlayan, ilk 45’liğini 16 yaşında yayınlanan Diyici (Fato adıyla) kendi bestelerinden oluşan ‘Nar Hanım Gül Hanım’ ve ‘Sen Yoksun’ ile profesyonel müzik yaşamına başladı. Ardından 18 yaşında ikinci 45’liği ‘Ham Meyva’ ve ‘Çıt Çıt’ parçalarını yayınladı, klasik müzik ve müzik kuramı eğitiminin yanı sıra değerli usta Ruhi Su’dan şan dersleri aldı. Yıllarca süren konserler ve turnelerden sonra, Almanya’ya yaptığı bir turne sonrası yurt dışına yerleşti. Gerek Türkiye’de gerekse yurt dışında 10’un üzerinde albüme imza atan ve çok sayıda projede yer alan Diyici yalnızca bir solist değil, aynı zamanda çeşitli vurmalıları da ustalıklı bir biçimde çalabilen uluslararası bir besteci ve yorumcu olarak da biliniyor. Bugüne kadar müzisyen ve yapımcı olarak Aldo Romano, Henri Texier, Glenn Ferris, Franck Tortiller, Tony Rabeson, Laurent Dehors, Patrick Tandin-prodüktör, Okay Temiz, Alain Blesing, Lari Dilmen gibi isimler ile birlikte çalıştı.
Diyici’nin albümleri arasında: ‘Anadolu’, ‘Takalar’, ‘Geste-Jest’, ‘Divân’, ‘Tell Me Trabizon’, ‘Morceaux Choisis’, ‘Zıpçıktı’ ve ‘Dila Dila’ ayrıca biri DVD diğeri Live olarak iki konser kaydı yer alıyor.