Üniversiteden sahneye; İstanbul Flüt Topluluğu

İstanbul’daki 3 üniversitenin hoca, öğrenci ve mezunlarından oluşan İstanbul Flüt Topluluğu, özgün müzik ve enstrümanlarını tanıtmak amacında…

16 Mayıs 2018 - 16:21

Kurucusu ve şefi olduğu Marmara Flüt Orkestrası ile daha önce bu sayfalara konuk olan MÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ece Karşal, şimdi de İstanbul Flüt Topluluğu (İFT) ile gündemde. Geçenlerde ABD'de yapılan Uluslararası Büyük Flüt Festivali’nde Türkiye'yi temsil eden İFT’yi, Prof. Dr. Karşal’a sorduk.

 İFT’yi okurlarımıza tanıtır mısınız?

İstanbul’da bulunan üç büyük üniversitenin flüt hocaları tarafından kuruldu. Ben, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’ndan Prof. Ayla Uludere ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi’nden Öğr. Gör. Şebnem Uşen. Bünyemizde bu üç büyük üniversitenin hocaları ve yetiştirdiğimiz yüksek lisans veya doktora öğrencilerimizden ve mezunlarımız olmak üzere 13 kişi bulunuyor.

3 farklı üniversiteden bu akademisyenlerin bir araya gelmesi nasıl gerçekleşti?

Enstrümanların temin edilmesinin ardından arkadaşlarıma bu projeyi önerdim, onlar da severek kabul ettiler ve çalışmaya başladık. Böylesi kapsamlı bir grubun bu kadar kısa sürede bir araya getirip ortaya kaliteli işler çıkartılabilmesi kolay bir iş değil.

Akademik ağırlıklı bir ekipsiniz. Bu sizin müzik anlayışınıza, tarzınıza, konserlerinize nasıl yansıyor?

Kurucular olarak hepimiz akademisyeniz, önceliğimiz yaptığımız işi akademik düzeyde en iyi şekilde yapabilmek. Hedefimiz Türkiye’ye ve dünyaya müziğimizi, Türk bestecilerimizi tanıtabilmek. Bu nedenle Türk bestecilerini seslendirmek bizim önemli bir misyonumuz. Grubumuz için pek çok eser üretilmiş olması da bizi çok sevindiriyor.   

Akademik hayatlarınıza ek olarak müzisyenliği nasıl yürütebiliyorsunuz? Zor oluyor mu? Mesela provaları ne zaman yapıyor, konserlere çıkmak için nasıl vakit yaratıyorsunuz?

Kolay olmuyor, ancak bunu zaten bu işe başlarken biliyorduk. Bizler akademisyeniz, her birimizin pek çok sorumluluğu var. Grubun diğer tüm üyeleri ya öğrenci ya da mezunlar, çalışanlar. Herkesin kendi mesaisi, ailesi var. Prova için akşamları bir araya gelip, kimi zaman gece yarısına kadar prova yapıyoruz. Grubun tüm üyeleri çok özverili. 

Çok kısa zamanda önemli adımlar attığımızı düşünüyorum. Öğrencilerimiz ile beraber karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesi içinde uyumlu ve huzurlu bir ortamda özverili bir şekilde çalışıyor olabilmemiz başarımızın en önemli sırrı. 

Genelde müzik toplulukları/korolarda yaptığım röportajlarda hep destek konusu gündeme gelir. Sizler, üniversitelerinizden maddi ve manevi anlamda destek görüyor musunuz?

Enstrümanların temin edilmesi aşamasında yürüttüğüm proje kapsamında Marmara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi’nin desteği oldu.

2015’in sonunda kurulmuş oldukça yeni bir ekipsiniz. İlk konserinizi de kurulduktan hemen 3 ay sonra vermişsiniz. Şimdiye dek kaç konser verdiniz acaba?

Net bir sayı söylemem zor ama yaklaşık 2.5 senedir var olan bir topluluğuz ve şimdiye dek verdiğimiz konser sayısı 20’yi geçmiştir.

İstanbul dışı kentlere de gidiyor musunuz konser için?

Evet, mesela Mart’ta Eskişehir’de idik. Türkiye’nin tüm illerinden gelecek olan davetlere açığız.  Özgün grubumuzu ve müziğimizi, enstrümanlarımızı her yerde tanıtmak istiyoruz, Türkiye’de bu gibi oluşumların artmasını istiyoruz.  Grubumuzda farklı çeşitlerde flütler var, pek çok kişiye yabancı bir durum.

Sanıyorum daha ziyade Kadıköy’deki kültür merkezlerinde sahne alıyorsunuz. Ekip Kadıköylü mü çoğunlukla?

İstanbul’un tüm ilçelerinde konser veriyoruz. Kadıköy sanat dostu bir ilçe. Kadıköy konserlerimizden büyük keyif alıyoruz. Evet, üyelerimizin büyük kısmı Kadıköy’de yaşıyor.

Geçen yaz CKM’de verdiğiniz konserine afişine denk geldim. ‘Modern dans eşliğinden zeybek’ten caz’a…’ yazıyordu. Repertuvarınız oldukça geniş olmalı.

Evet geçen sene sezonun son konserinde, zeybek danslarının modern dans olarak yorumlanması bizim için çok güzel bir deneyimdi. Repertuvarımız çok geniş, barok dönemden caza, Türk bestecilerinden çeşitli türkü düzenlemelerine kadar uzanan çok farklı yelpazede bir programımız var.

Geçen Nisan’da ABD'de ilk kez gerçekleştirilen Uluslararası Büyük Flüt Festivali’nde Türkiye'yi temsil etiniz.  Repertuvarınızda neler vardı? Dinleyici tepkisi nasıl oldu?

Uluslararası bir festivalde ülkemizi temsil etmek gurur verici idi. Festivalde sadece Türk bestecilerinin eserlerinden oluşan bir konser gerçekleştirdik. Seslendirdiğimiz eserlerin tamamı bizler için yazılmış veya düzenlenmiş olan eserlerdi.  Böylesi bir platformda Türk bestecilerinin seslendirilmesi, oradaki dinleyici kitlesi için çok yeni ve çok ilginç oldu. Herkesin bizleri ayakta alkışlaması ve gelen güzel tepkiler hepimizi gururlandırdı. Festival sonrası bize bestecilerimizin eserlerini çalmak istediklerini söylediler.  Amerika’da seslendirdiğimiz Türk bestecilerimizin flüt topluluğumuz için yazmış oldukları eserler Amerikalı ve muhtemelen diğer ülkelerdeki müzisyenler tarafından da seslendirilecek. Tüm bunlar emeklerimizin boşa gitmediğini gösteriyor, bizlere yorgunluklarımızı, karşılaştığımız her türlü zorluğu unutturuyor ve daha büyük bir motivasyon ile yolumuza devam etmemizi sağlıyor.

Böyle bir festivalde yer almak konusunda yorumunuz nedir?

Tüm bunları bireysel çabalarımız ile yapıyoruz. Tahmin edersiniz ki hiç kolay değil. Kendimize güvenimiz tam, çünkü bu işi doğru ve iyi bir şekilde yaptığımızın farkındayız.  Her iki grubumuzda çalan müzisyenlerimizin seviyeleri çok iyi, ulusal ve uluslararası alanda elde edilen başarılarımız var. Umarım yaptığımız işler yakın zamanda çok daha fazla kitleye ulaşır ve umarım uluslararası platformda ülkemizi temsil edebilmemiz için daha fazla olanağımız ve desteğimiz olur.  Ülkemiz ve müzik sanatı adına yapmak istediğimiz çok şey var.

MAMA VER, KULİSE GİR!

Biraz da Marmara Flüt Orkestrası’nın gelecek konserlerini sorayım. Bilet yerine mama girişli konserleriniz oluyor. Bugüne dek bu şekilde kaç konser verdiniz? Toplanan mamaları barınaklara mı gönderdiniz?

 Marmara Flüt Orkestrası ile Mayıs ayında Kadıköy’de iki konser gerçekleştireceğiz. Bir tanesi 21 Mayıs Pazartesi günü Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde, diğeri ise 31 Mayıs Perşembe günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde olacak.  Konserlere girişlerimiz ücretsiz ancak biz sokak hayvanları için kedi ve köpek maması topluyoruz. Bu yüzden her konserimizde her bir dinleyicimizden en az 1 kilogram mama bağışı bekliyoruz. Tüm bağışlar MÜ Hayvan Koruma Kulübü’ne teslim ediliyor.  Bu güne kadar önemli miktarda mama bağışı topladık, toplamaya da devam ediyoruz ve bu konuda farkındalık yaratmaya gayret ediyoruz. Hayvan dostlarımıza desteğimizi sürdüreceğiz.

Kadıköy konserlerimiz için ayrıca dinleyicilerimize bir sürprizimiz var. Bizi arayarak 15 kg. ve üzeri mama bağışı yapan ilk 3 dinleyicimiz konserlerimizde kulisten itibaren bizimle beraber olabiliyor ve beraber ilginç bir sahne deneyimi paylaşıyoruz. Ayrıntılar için sosyal medya hesaplarımız takip edilebilir. Kadıköy hem sanatsever hem de hayvansever bir ilçe. Tüm Kadıköylü dostlarımızı konserimize bekleriz.


ARŞİV