“Okuduğun ve yaşadığın birbiriyle ilişkili”

Bir e-dergi olan ve aynı zamanda içerisinde bir online okuma atölyesi barındıran “Sevdalım Hayat” platformu, insanları kitaplar okuyup etkinlikler yapmaya devam ediyor

20 Nisan 2018 - 16:02

Sıla TANRIVERDİ

Sevdalım Hayat platformu, www.sevdalimhayat.com internet sitesi üzerinden insanlara okumaları için kitap önerileri sunuyor, sanal okuma atölyesi düzenliyor ve katılımcıların okudukları kitaplarla ilgili yorumlarını internet üzerinden başkalarına aktarmalarını sağlıyor. Sadece bir internet sitesiyle sınırlı kalmayan platform, aralıklarla okuyucularını buluşturabileceği etkinlikler de düzenliyor. Sevdalım Hayat platformuyla, online okuma atölyeleri hakkında konuştuk.

Okuma atölyesini kurma fikri nasıl oluştu ve neden kurdunuz?

Çeşitli ortamlarda “kimse okumuyor” yakınması dile getiriliyor. Kaynağı belirsiz istatistikler açıklanıyor, dünyada falanca ülkede yılda okunan kitap sayısı ile Türkiye’de okunan kitap sayısı karşılaştırılıyor. Hem verilen bu bilgilerin doğruluğuna inanmıyoruz hem de bu “okuma fetişizmi” niteliğindeki sözleri doğru bulmuyoruz.

Soyut biçimde bir “kitap okuma” muhabbeti değil de; okuduktan sonra kitaplar üzerinde konuşulacağı, okuma deneyimlerinin paylaşılacağı bir ortam yaratmak amacıyla kurduk Sevdalım Hayat Okuma Atölyesi’ni.

Sevdalım Hayat ismini neden seçtiniz?

Sevdalım Hayat ismini seçmemizin nedeni bize umut veren, mücadele ruhunu aşılayan, hayattan ve toprağından kopuk olmayan Türk ve dünya edebiyatına damga vurduğunu düşündüğümüz yazarların takipçisi olduğumuzu göstermekti.

Kitapları kim seçiyor, seçerken belirli bir kriteriniz var mı?

Okuma atölyesi kurma çalışmasına başlamadan ve duyurular yayınlanmadan önce kitaplarımızı seçmiştik. İlgi çeken, çok okunan kitapları tercih ederiz elbette ama bu ilginin modaya bağlı, geçici olmamasına dikkat ediyoruz. İçinde yaşadığımız bölgeyi ve bölgeyi aşan gerçeklikleri konu eden kitaplar…

Katılımcılarımızın görüşlerini de sorabiliriz. Ama burası sonuçta bir “atölye”, yani okuma grubu veya rastgele buluşulan bir yer değil. Bir okuma anlayışına, bir edebiyat görüşüne uygun biçimde çalışma yapmak için; okurları bir araya getirmek, kitapları doğru bulduğumuz açıdan incelemek, doğru kitapları okumak amacıyla yola çıkan bir oluşumuz biz. Piyasada faydalı olduğu kadar zararlı kitaplar bulunduğunu,  doğru okunduğu gibi birçok kitabın yanlış okunduğunu da düşünüyoruz. Bizimki; özgürlük, eşitlik gibi, yozlaşmamış halk değerlerinden ve bu estetik anlayıştan yana olan düzgün insanları bir araya getirmek çabası.

Okuma atölyesine katılım beklediğiniz düzeyde mi?

Herhalde ilk sırada bir Livaneli kitabının bulunmasının ve onun sosyal medya sayfalarında duyurusunun yapılmasının da etkisiyle, başlarken beklediğimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. Fakat sonraki kitaplarda ilgi biraz düştü.

Ne okuduğunu anlamakla ne yaşadığını anlamak konularının birbiriyle yakından ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Doğru okumakla doğru yaşamak da öyle. Bu açıdan bakınca okuma atölyesi çalışmalarımızı heyecan verici buluyoruz ve atölyeye olan ilginin artacağından eminiz.

Peki, başka okuma atölyesi deneyimlerini de incelediniz mi?

İncelemek istedik, ama bulamadık. Galiba biz, Türkiye’nin ilk online okuma atölyesiyiz.

Zülfü Livaneli’nin Huzursuzluk kitabı okunduktan sonra İstanbul’da bir söyleşi gerçekleştirmiştiniz. Bir daha böyle bir etkinlik düzenlemeyi düşünüyor musunuz?

İlk kitabımızı okuduktan sonra, bir tür tanışma etkinliği gibiydi o. Ama elbette, İstanbul dışında olan katılımcılarımız sitem ettiler, kendi şehirlerinde tekrarlamamızı istediler. Aynı etkinliği tekrarlamak mümkün olmasa da, etkinliklere devam ettik / ediyoruz.

Öncelikle sıradaki kitabımız Çelişki’nin yazarı Barış İnce’yle, mayıs sonlarında da o haftaki kitabımızın yazarı Zafer Köse ile katılımcılarımızı buluşturmayı planlıyoruz.


ARŞİV