Henüz 11 yaşında ama şimdiden operanın aranan genç yeteneklerinden biri olmayı başardı. Modern opera Kötülüğün Döngüsü’nde başarılı bir performans sergileyen İlyas Seçkin, ekiple birlikte bu hafta Macaristan’a Armel Opera Festivali’ne gidiyor.
Semra ÇELEBİ
İstanbul Devlet Opera ve Balesi, geçen sezon Süreyya Opera Sahnesi’nde ilk kez bir modern opera eserini izleyiciyle buluşturmuştu. Dünya çapında başarılara imza atan Benjamin Britten’ın “Kötülüğün Döngüsü” adlı modern operası, ilk kez Nisan ayında Kadıköy Süreyya’da sahnelenmişti. Opera sanatının geleneksel temalarının dışına çıkıp çocuklara yönelik şiddet, taciz ve istismarı anlatan eserin oyuncuları da konusu kadar dikkat çekiyor. Dünyanın çeşitli operalarında çocuk kılığına girmiş operetlerin ya da genç kadınların canlandırdığı Miles karakterini Türkiye’de gerçekten bir çocuk canlandırıyor. Henüz 11 yaşında dört dil bilen bu genç yeteneğin adı İlyas Seçkin.
Kısacık yaşamına çok şey sığdırmış genç bir adam İlyas. 2002 doğumlu, Eyüboğlu Eğitim Kurumları’nda okuyor. Müzik çalışmalarına henüz 6 yaşındayken Angelika Akbar ile başlamış. İki yıl piyano eğitimi aldığı Akbar’ın albümünde bir şarkıya vokal de yapan İlyas, 2009 yılında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın Çoksesli Çocuk Korosu’na seçilmiş.
2011’de İtalya Napoli’de düzenlenen Uluslararası Klasik Napoliten Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etmiş ve bu yarışmada 5. olarak ilk uluslararası ödülünü almış. İlyas hala Ahmet Güvenç ile basgitar ve Ahmet Serkan ile piyano ve şan derslerine devam ediyor.
OPERAYA İLK ADIM: YUSUF İLE ZÜLEYHA
İlyas’ın operayla buluşması ise İDOB’un 2012’de sahnelemeye başladığı “Yusuf ile Züleyha” operasında küçük Yusuf’u canlandırmasıyla olmuş. Sonrasında “Öldüren Aşk”ta rol alan İlyas Seçkin, “Kötülüğün Döngüsü”ndeki evin erkek çocuğu Miles rolüyle başrol oynama şansını yakalamış. Herhangi bir opera eğitimi almadığı halde İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin gözdesi olan İlyas Seçkin, “Kötülüğün Döngüsü” operasıyla 12 Ekim’de Macaristan’ın Szeged şehrinde Armel Opera Festivali’ne katılarak Türkiye’yi temsil edecek. Macaristan’dan başarıyla dönülmesi durumunda sonraki durak Fransa olacak.
“Kötülüğün Döngüsü”, 3 Ekim Perşembe akşamı Süreyya Operası’nda sezonu açtı. Oyun öncesi operanın bu çok genç aktörüyle konuşma olanağı yakaladık. İlyas, “Kötülüğün Döngüsü” operası için ilk teklifi aldığında biraz ürkmüş çünkü “gerilim” unsurlarının yoğun olduğu eserde hayaletlerin olduğu söylenmiş ona. “İlk önce pek istediğim bir şey değil ama sonra temayı öğrenince çok korkunç gelmedi.” diyor ama biz sormadan edemiyoruz, çocuk tacizinin anlatıldığı bir eserde başrol oynamanın psikolojisini nasıl etkilediğini. Psikolojik olarak biraz etkilendiğini itiraf etse de bu konunun gündeme taşınmasında rol oynadığı için mutlu olduğunu söyleyecek kadar olgun İlyas.
EN BÜYÜK DESTEĞİ AİLESİ
Tam bu noktada baba Levent Seçkin giriyor söze: “İlyas’la konuştuk biz bunu çünkü bu opera sadece korku operası değil, başka şeyler de var. Önce İlyas’la uzun uzun konuştuk. Sonra provalardaki tutumunu gözlemledik, okuluyla da görüştük. İlyas bunları algılayabilecek, neyin iyi neyin kötü olduğunu kavrayabilecek bir çocuk. Söylediklerimizi dikkate alıp bunu kendi için değerlendirebilecek bir çocuk. Biz bunları kendisiyle her gün konuşuyoruz. Ailesi olarak ona sürekli destek vermemiz gerekiyor. Belki çocukların yaşadığı bu acıları bu yaşta gören bir çocuk olarak ileriki hayatında çok daha bilinçli bir insan olacak.”
İlyas, operanın dışında da müzik çalışmalarına devam ediyor. Evde küçük bir stüdyosu olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Zaman zaman kendi bestelerimi de yapıyorum. Arkadaşlarla evde toplanıp müzik klipleri çekiyoruz. Birlikte çalıp söylüyoruz.”
Hayatında müzik, opera ve koro olan İlyas, ileride ne yapacağına ise henüz karar verememiş. “Operayı çok seviyorum. Şarkı sözleri, kıyafetler filan çok güzel. Ama ileride ne olacağımı bilmiyorum. Hayırlısı” diyor.
“DÜNYA OPERALARINDA ÇOCUK SESİ AZ”
Baba Levent Seçkin ise oyunla ve İlyas’ın bu oyundaki başarısıyla ilgili şunları söylüyor:
“Buradaki opera sanatçıları çok profesyoneller, içlerinde öğretim üyeleri var. Hepsi şunu anlamaya çalışıyorlar; hiçbir opera eğitimi almayan bir çocuğun böyle neoklasik bir operaya nasıl adapte olabildiği. Bu gerçekten araştırılması gereken bir konu. Sadece kulakla yapıyor bu işi. Kötülüğün Döngüsü neoklasik bir opera yani bir düzeni yok, şarkıya tamamıyla maestro ile giriliyor ve çıkılıyor. Bu çok zor bir opera olarak tanımlanıyor. İstanbul Devlet Opera ve Balesi neoklasik opera oynamıyor, bu çok nadide oyun. Ve bu özel oyunda İlyas’ın oynuyor olması kesinlikle bir şans ama İlyas da İDOB için bir şans oldu. Çünkü dünyada çocuk sesi operada çok az. Bu iş profesyonel bir iş, çocukların bunu kotarabilmesi kolay değil. Bazı ülkelerde erkek sanatçılar çocuk rolü yapıyor, bazıları da genç kadın sanatçıları çocuk karakterine büründürüyor. İki üç ülkede çocuk sesi var, bir tanesi Türkiye oldu. O bakımdan çok mutluyuz.”