Kadıköylü yayınevi Cinius Yayınları, yazar adaylarına edebiyat dünyasının kapılarını aralıyor. Ancak diğer yayınevlerinden farklı olarak ‘ücreti karşılığında kitap yayınlama’ hizmeti sunarak! Yayınevinin ortağı Diren Yardımlı, ‘Her kitap kendi kaderini belirler. Biz sadece ona bir şans tanınmasını sağlıyoruz’ diyor.
Bir kitap yazdınız, yayınevlerinin kapısını çaldınız ancak olumlu netice alamadınız. Kadıköylü yayınevi Cinius Yayınları, kitabınızı “ücreti mukabilinde” yayınlama hizmeti sunuyor. Yayıncılık dünyasına farklı bir bakış açısı getiren Cinius’u, yayınevinin hem ortağı hem kreaktif direktörü Diren Yardımlı’ya sorduk.
-Öncelikle Cinius’un mazisinden bahseder misiniz?
Cinius Yayınları, 50 yılı aşkın bir süredir çeşitli alanlarda yayıncılık faaliyetinde bulunmuş, merkezi Cağaloğlu'nda bulunan Sosyal Yayınlar ve 10 aşkın bir süredir her tür yayıncılık hizmeti sunan, merkezi Kadıköy'de bulunan, İzlenim Yapım'ın ortak girişimi…
-Hem Cağaloğlu'nda ve hem Kadıköy/Moda'da birer ofisiniz var. Tamam Cağaloğlu yayıncılığın merkezi, peki ya Moda’yı niye seçtiniz?
Özellikle Moda, hem de genel olarak Kadıköy'ün çok fazla yazar ve şair barındırıyor. Kitaplarımızdan birçoğunun yazarı Moda, Kadıköy ve civarında oturuyor, kitap satışlarımızın kayda değer bir kısmı Kadıköy civarındaki kitabevlerinde oluyor. Aynı zamanda yayınevinin iki sahibi yakın bir tarihe kadar Moda'da oturmaktaydılar ve İzlenim Yapım'ın ofisi de Moda'daydı. Son bir yıl içinde maalesef hepimiz buralardan taşındık ama ruhen Modalı bir yayıneviyiz.
-Bu yöntemle kitap yayınlama fikri nasıl ortaya çıktı?
Temelimizde Sosyal Yayınlar var. Sosyal Yayınlar klasik usulle yayıncılık yapıyor. Ama sürekli çeşitli sebeplerle yeni yazarları geri çevirmek durumunda kalıyorduk. Aralarında ‘Ücretini ben karşılayayım, yeter ki yayınlansın’ diyenler de vardı. Demek ki piyasada böyle bir talep var dedik ve dünyada çeşitli yayıncılık modellerini inceledikten sonra Cinius Yayınları fikrini ortaya attık.
2006’da kurulduk. Ancak bu 6 yıl içinde 700'ü aşkın kitap yayınladık. Dolayısıyla genç olduğu kadar dinamik bir yayıneviyiz.
-Ödemesini yapan herkesin kitabını basıyor musunuz? Kıstaslarınız neler?
Türkiye'de ilk defa Destekli Kişisel Yayıncılık yöntemiyle yayıncılık yapmaya başladık. Bu, özellikle ABD'de yıllardır uygulanan bir yöntem. Avantajı, satan bir kitaptan yazarın çok daha fazla gelir elde ediyor olması. Ancak elbette bir de madalyonun diğer yüzü var; bütün riski yazar üstlendiği için, kitabın satmaması durumunda da bunun maliyeti yazardan çıkmış oluyor. Bu yöntemin yayıncılık hayatı açısından en büyük getirisi, bu sayede başka türlü hiç yayınlanma şansı bulamayacak çok değerli (ama ilgilisi az ya da satış şansı çok düşük) kitapların gün yüzüne çıkıyor olması. Kıstaslara gelince, prensip olarak Destekli Kişisel Yayıncılık yöntemiyle yayıncılık yapan yayınevleri kitabın yasal sınırlar dahilinde olması dışında, herhangi bir kalite kıstası belirlemezler. Sistem şansını denemek isteyen bütün yazar adaylara yönelik. Ancak elbette, dosyalar verildikleri şekilde piyasaya sürülmüyorlar, kapsamlı bir editöryel değerlendirme ve redaksiyon sürecinden geçiyor. Yayınlanmayacak kadar sorunlu bir dosyaysa, bu durum yazarla görüşülüyor ve nelerin değiştirilmesi gerektiği anlatılıyor. Ama dediğim gibi prensipte herkese açık bir sistem olduğu için, yazar illa bu haliyle basılsın derse de basılıyor.
-Yayınladığınız kitapların satışından pay almıyorsunuz. O halde bu sürecin hangi kısmından kâr elde ediyorsunuz?
Destekli Kişisel Yayıncılığın temelinde yayınevinin yayıncılık hizmetinden kâr etmesi yatar. Yazar editöryel okuma, kapak tasarımı, dizgi ve dağıtım hizmetleri için bize para ödüyor. Ama kitabın satışından elde edilen ve normalde yayınevinin kasasına girmesi gereken bütün kâr da yazara aktarılıyor. Hem yayınlanma masraflarını ödemesini talep etmek, hem de kitabın kazancına ortak olmak etik olmazdı.
-Kitap yayınlandıktan sonraki süreçte de yazarı yalnız bırakmıyorsunuz..
Evet, yazar kitabın maliyetini ödediği için yazara bir takım bilgileri açmak gibi bir görevimiz var. Mesela yazar kitabının bütün satış hareketlerini günü gününe, online olarak takip edebiliyor. Yarışmalar, ödüller vb. konularda bilgilendiriyoruz. Dönemsel olarak reklam kampanyaları yapıyoruz ve yazara çok cazip fiyatlarla medya reklamları hazırlıyoruz.
-Bugüne dek kaç kitap yayınladınız? Toplam ne kadar satış oldu?
700'ü aşkın kitap bastık. Üçüncü baskıyı görmüş kitaplarımız da var, henüz 150 adetlik satış sayısını aşamamış kitaplarımız da bulunuyor. Her kitap kaderini aslında kendi belirliyor. Bizim görevimiz ona bir şans tanınmasını sağlamak…
-Yazar adayları, daha çok hangi türde kitap yayınlatmak için size geliyor? Başvuran kişilerde cinsiyet, yaş gibi birtakım ortak özellikler var mı?
Cinsiyet konusunda dağılım neredeyse eşit. Yaş konusunda ise yediden yetmişe her yaş grubundan sayısız yazarımız var. En çok roman yayınlıyoruz ama akademik çalışmalar, incelemeler, yemek kitapları vb. her türde yayın yapıyoruz.
-Ortalama bir rakamda sayfa sayısı olan bir kitabın, yazarına yaklaşık maliyeti nedir?
Fiyatlar şiir kitapları için 1250 TL'den, romanlarda ise 1990 TL'den başlar. Ortalama 250 sayfalık bir romanın yayınlanma maliyeti 4000 TL civarında.
-Sitenizde neden özellikle “satış garantisi vermediğinizi' vurguluyorsunuz?
Hiçbir okura "Bu kitabı mutlaka alacaksın" deme şansımız yok. Keşke olsa. Aynı şekilde hiçbir kitabevine, hiçbir dağıtımcıya da şu kitabımızı mutlaka almalısın diyemiyoruz. Keşke diyebilsek. Ama nihayetinde her kitabevi, her dağıtımcı bağımsız birer işletmedir ve hangi kitabı alıp vitrinlerine koyacaklarına, raflarına dizeceklerine kendileri karar verirler. Okurun ve piyasanın taleplerini dikkate alarak kitap yazan yazarların satış şansları her zaman daha yüksek oluyor.
-Kadıköy, özellikle de Moda, kültür seviyesinin okuma oranının yüksek olduğu bir semt. Moda ofisinize başvurular nasıl?
Kadıköy ofisimiz ise Ali Usta Dondurmacısı’nın hemen yanındaki sokakta bulunuyor. özellikle Anadolu yakasının yazar adayları burayı tercih ediyor. Doğrudan Moda'da yaşayan birçok yazarımız da var.
-Son olarak işin kalite kısmına bakarsak “parasını veren kitabını yayınlatır” mantığını, “yazın dünyasının kalitesini düşürdüğü” gerekçesiyle eleştirenlere yanıtınız nedir?
Böyle bir eleştiri çok haksız… Klasik yayıncılıkta da kıstas çoğu kez kaliteden ziyade, kitabın satış şansı, yazarın ünü vb. faktörlerdir. Yani çok az kişi sadece kaliteli olduğu için bir kitabı yayınlar. Kaldı ki neyin kaliteli, neyin kalitesiz olacağına karar vermek de başlı başına bir meseledir. Şahsen, yayınlarımızın arasında çok kaliteli edebiyat denemeyecek bazı dosyalar var ki peynir ekmek gibi sattılar. Çok nitelikli başka dosyalar var ki kanımca çok satmalılardı, ama satmıyorlar. Niçin birinin sattığı, diğerinin satmadığı da ortadadır aslında. Birinin yazarı ünlüdür, çevresi geniştir ya da konusu dikkat çekicidir; diğeri klasik anlamda çok güzel bir roman yazmıştır ama kimsenin dikkatini çekmeyi başaramaz. Ve son aşamada da şunu sormak gerekir. Hangi yayınevi, kitap yayınlama işini para kazanmak için yapmıyor? Yayınevleri birer ticari kurumdur ve nihayetinde para kazanmayı hedeflerler. Yani kimse çıkıp da "Ben bu işi kültür hizmeti için yapıyorum, ama sen para kazanmak için yapıyorsun" diyemez.
Gökçe UYGUN