Bestelediği eserler, tamburdaki icrası ve okuyuşu ile dönemin en popüler sanatçıları arasında sayılan Klasik Türk Müziği bestecisi, udi ve tanburi Selahattin Pınar, bundan 63 sene evvel, çok sevdiği Kadıköyü’ndeki Todori Meyhanesi’nde yaşama gözlerini yummuştu.
22 Ocak 1902’de doğan Pınar’ın ailesi aslen Denizli'nin Çal ilçesindendi. Babası Denizli Mebusu Sadık Bey'in görevi nedeniyle henüz 3 yaşındayken İstanbul'un Altunizade semtine taşınmışlardı. Bir süre İtalyan Ticaret Mektebi’ne devam ettiyse de mûsikiye olan ilgisi sebebiyle burayı bitiremedi. Pınar, babasının karşı çıkmasına rağmen 12 yaşında ud çalarak musikiye başladı. Dönemin önemli bestekârlarından ders aldı. İleriki yıllarda tanbur sazına geçti. "Üsküdar Musıkî Cemiyeti" adını alacak olan "Darü'l-Feyz-i Mûsıkî"nin kurucuları arasında bulundu. Burada Telgrafçı Ata Bey, Udî Sami Bey, Tanburî Cemil Bey'in öğrencilerinden Kadıköylü Fuad Bey gibi usta müzik insanlarıyla çalışmalar yapılırdı. Üsküdar Mûsıkî Cemiyeti olduktan sonra bu çalışmalara Necati Tokyay, Emin Ongan, Şükrü Tunar, Hâfız Burhan ve daha nice isim yapmış ve yapacak olan sanatkârlar katılmıştı. Bestenigâr Ziya Bey, Mızıkalı Celâl Bey, Udî Sami Bey, Hanende Hüsameddin Bey, Kâzım Uz ve Ali Rifat Çağatay hoca olarak görev yapıyordu. Pınar, bütün bu hocaların çeşitli yönlerinden yararlandı. 1919 yılında tanbur çalmaya yöneldi. Udî Selâhaddin Bey'likten ayrılmış, tanburî Selâhaddin Pınar olmuştu. Eserleri, kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okurdu.
18’İNDE BİR BESTECİ
Bestekârlığa 18’li yaşlarında başladı. İlk eseri sözleri Adliyeci Senihî'nin olan Kürdilihicazkâr makamından ve aksak usulünde bestelediği "Mülkün ne yaman şule-i ikbâli karardı" güfteli şarkısı idi. Yıllar ilerledikçe Türk mûsıkî repertuvarına birbirinden unutulmaz şarkılar hediye etti. Atatürk'ün karşısında da tambur çalan Selahattin Pınar'ın bestelediği eserleri Zeki Müren, Sabite Tur Gülerman gibi birçok önemli sanatçı okudu. 100'e yakın bestesi olduğu sanılıyor.
AFİFE VE SEYYARE
Besteci Pınar, ilk Türk ve Müslüman kadın tiyatrocu Afife Jale ile birlikte oldu. Bu birlikteliğin sanat hayatına etkisini büyük oldu. Bu dönemde ve ayrıldıktan sonra bestelediği parçalar genelde karşılıksız ve ümitsiz aşkları, ayrılık acılarını anlatıyordu. "Nereden sevdim o zalim kadını" ve "Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek" isimli şarkılarını Afife için bestelediği söylenir.
Hayat arkadaşı Afife Jale’den sonra, ölene dek Seyyare Atıfet Pınar ile evli kaldı. Alkolü seven, ‘asabi fakat içe dönü’ bir karaktere sahip olduğu belirtilen Selahattin Pınar 6 Şubat 1960'ta Kadıköy’de Todori'nin lokantasında, yemek yemek üzereyken geçirdiği kalp krizi sonucu yaşama elveda dedi.
TODORİ VE PINAR
İstanbul'un en köklü meyhanelerinden olan Todori’nin meyhânesi aslında “Kalamış Aile Çay Bahçesi” ismiyle, 1920’lerde açılmış. Sahibi Rum bir meyhaneci olan Todori Çarkas’tı. (Todori isminin, Yunanca Theodoros (Tanrı’nın hediyesi) isminin kısaltılmışı olduğu belirtiliyor.) Başta Selahattin Pınar olmak üzere, yazarlar Ahmet Rasim, Yahya Kemal Beyatlı ve şair Orhan Şaik Gökyay gibi edebiyat ve müzik dünyasından mühim müdavimleri vardı.
Yazar-barmen Vefa Zat’ın yazdığına göre, Todori’de her Salı akşamı “Dost Geceleri” düzenlenir ve dükkânın belirli bir bölümüne uzunca bir dost sofrası kurulurdu. Dost sofrasının en itibarlı müdavimleri arasında “Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım”, “Kalbim yine üzgün seni andım da derinden”, “Ayrılık yarı ölmekmiş” şarkılarının bestekârı Selahattin Pınar da bulunurdu.
Kadıköy tarihçisi merhum Dr. Müfid Ekdal da “Todori şişman, çıplak yuvarlak başlı, müşterilerinin isteğini iyi bilen, huyuna göre şerbet veren, daima işinin başında olan usta bir meyhaneciydi. Rum kilisesi ile Rum ilkokulunun arasındaki asırlık çınarın dibine kurulan Todori meyhanesi kışlık yerini Rum okulunun altına sığdırmıştı, O da tıpkı Vasil’in meyhanesi gibi arazinin meylinden istifade ederek ince, uzun, camlı bir yer hazırlamıştı. “ diye yazmıştı.
İlerleyen yıllarda Todori vefat ettikten sonra, oğlu Stavro ve damadı babadan kalma meyhaneyi işletmeye devam etmişler. Sonra meyhaneyi Kızıltopraklı marangoz Sabri efendi devralmış. Todori adını yaşatarak iyi bir işletmecilik yaparak Selahattin Pınar’ı hoşnut eden Sabri efendiden sonrası meyhanenin akibeti karışmış. 12 Eylül döneminde meyhaneye el konuldu. Burası Ziraat Bankası lokali yapıldı. Birkaç yıl sonra da hem bina hem bahçe Ziraat ve Maliye bakanlıklarının lokaline dönüştürüldü. 2005’te ise Fenerbahçe Spor Kulübü Todori Tesisleri adını aldı.
Pınar’ın yeğeni-oyuncu Mustafa Alabora, 3 yıl önce gazetemize verdiği röportajda, “Onun bestelerinden Kadıköy kokusu alırım.” demişti.