Resimleri duvarlarda

Genç sanatçı Toprak Bek, “Devlet sanatçıyı desteklemese de gerçek anlamda sanat yapanlar sanatıyla hep yaşayacaklar” diyor

22 Ekim 2015 - 12:07
Aysel KILIÇ
Toprak Bek, doğma büyüme İstanbullu. Çocukluğu Gaziosmanpaşa’da geçmiş. Üniversite çağına geldiğinde ise Kadıköy Söğütlüçeşme’ye yerleşmiş. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde burslu okuyan Bek, şimdi de aynı okulda yüksek lisans yapıyor. En son “Mamut Art Project 2015” ile adını duyuran Bek, çocukluğundan beri oluşturduğu bebek koleksiyonunu tuvallere yansıtıyor ve aynı zamanda duvara resim yapıyor.
Toprak Bek’in bir çizimi de Yeldeğirmeni’nde Asuman Kafe’nin duvarında. Toprak ile emeği geçtiği kafede buluştuk; mesleğini konuştuk.
Yedi yaşında resim çizmeye başlamışsın…
Evet, resimle tanışmam çok erken oldu. Kendi dünyasında yaşayan uysal bir çocuktum. Kalem kâğıt alır sürekli bir şeyler çizerdim...
Resme ilgin aileden mi geliyor?
Annemi hiç görmedik; biz doğarken ölmüş. “Biz” diyorum, çünkü ikizim de var. Babamda değil ama ağabeyimde yetenek olduğunu söyleyebilirim. Çocukluğumuzda o sürekli karikatür çizerdi. Bu yeteneği ondan aldığımı düşünüyorum.
Çocukluğunda ne çiziyordun peki?
Hayvanları, bebekleri çiziyordum. Bazen hayvan ve insanların vücutlarını birleştirerek ortaya yeni bir şey çıkarıyordum. O çizimlerimi bugün görmeyi ve değerlendirmeyi çok isterdim ama bugüne hiç bir anım kalmadı.
l Bir serginde onlarca çocuk resmi vardı. Kimdi o çocuklar?
2003’ten beri oyuncak bebek koleksiyonu yapıyorum. Ne şekilde oldu bilmiyorum ama bebeklere ilgim giderek arttı. O süreçte insan okuyor, düşünüyor ve hayata dair fikirleri değişiyor, gelişmeye başlıyor. Ben de hayattaki bazı şeyleri bebeklerle benzeştirdim, insanın içyapısını kurcalamaya başladım. İnsanın fiziksel koşullar içerisinde içini hiç dolduramadığı boşluğu ben oyuncak bebeklerle doldurmaya çalıştım. O resimlerde gördükleriniz kendi oyuncak bebeklerimdi.

“ÇOCUKLAR ÖLDÜRÜLÜYOR...”
O bebeklere “kayıp çocuklar cinayeti “ ismini vermenin nedeni neydi?
Ülkemizde ve dünyanın her yerinde çocuklar öldürülüyor, tacize uğruyor, ufak yaşlarda çalışmak zorunda bırakılıyor... Medyaya yansıyan gördüğümüzün sadece bir kısmı. Görünmeyen, göstermek istemedikleri gerçekleri düşünün... Yaşamın temelini çocukların oluşturduğunu düşünüyorum. Bu nedenle çocuk teması benim için çok önemli. İnsanın saf bir şekilde doğduğuna inanıyorum. Bu saflığın anne baba ve toplum tarafından kirletildiğini düşünüyorum. Anne baba da bir önceki kirli neslin çocuğu olarak doğdu... Kirletilmiş algılarla büyütülüyoruz. Ne giyeceğimize, nasıl seveceğimize dahi karar veriliyor...
Duvar resimleri de yapıyorsun…
Evet. Şu an oturduğumuz Asuman Kafe’nin duvarındaki bu resim bana ait. Daha önce de bir üniversitenin terasına Kızkulesi’ni çizmiştim. Onlar istedikleri için Kızkulesi’ni resmetmiştim. Kimi zaman sipariş üzerine çiziyorum, kimi zaman da kendim çizeceğim konuyu belirliyorum.

“DEVLET DESTEKLEMİYOR”
Atölyen yok sanırım?

Yok. Profesyonel anlamda ilerlemek istiyorsanız eğer, maalesef koşullar çok zor. Türkiye’de sanat, paran varsa yapabileceğin bir şey. Yurt dışında mesela Fransa’da devlet, sanatçısını destekliyor, atölye alıyor. Sanatçı hiç bir şekilde kira derdiyle uğraşmıyor. O özgürlükle sanatını icra ediyor. Bizde tam tersi. Barınacak ve sanatımızı yapacak bir yer bulamıyoruz. Yeldeğirmeni’nde kiralar çok yükseldi. Devlet bizi desteklemediği için biz sanatçılar daha uygun yerler aradık. Bu mahallede kiralar uygundu. Ama şimdi ev sahipleri de yüksek fiyatlar söylüyor ve bize yaşam alanı bırakmıyorlar. Sorunlar sadece bununla da bitmiyor. Galeriye girmek de çok zor. “Çevren” ve paran varsa sanatını sergileyebilirsin ancak! Ama yine de umudumu yitirmedim. Gerçek anlamda sanat yapanlar sanatıyla hep yaşayacaklar.

ARŞİV