"Sanat, savaşa karşıdır"

“Savaş Bitti” adlı sergisini Caddebostan’da açan sanatçı Hüsamettin Koçan, “Her savaş insanlık için utanç yaratır. Buna karşın sanat, insanın barış, doğa yanlısı, sevgi ve adanmışlık tarihini temsil eder.” dedi.

11 Mart 2022 - 09:32

Türk Çağdaş Sanatı’na kesintisiz 37 yıldır hizmet vermekte olan Mine Sanat Galerisi, Kadıköy Caddebostan’daki deneysel mekanında, Türk çağdaş sanatının öncülerinden Hüsamettin Koçan’ın “Savaş Bitti” teması etrafında bir araya getirdiği dört resim ve 10 adet heykelden oluşan bir seçkiye ev sahipliği yapıyor.

Uzun bir aradan sonra ilk kez İstanbul’da sergi açan Koçan ile konuştuk. 

  •  Bu eserlerinizi nasıl bir araya getirdiniz? Serginin adı ‘neden savaş bitti?’

Sergide yer alan eserler çeşitli dönemlerde üretildiler. Yalnız bunları bir araya getiren neden, savaş karşıtı bir içerik taşımalarıdır. Zaten sergi için oluşturduğum metinde sanatın savaşa karşı olduğunu, barıştan yana olduğunu, sanatsal yaratının yaşamı onurlandırdığını ve ayrımları ortadan kaldırdığını ifade etmeye çalıştım. Hatta insanlık tarihi sanatın tarihinin bu insancıl çabasını öne çıkarmadığı için biz tarihi, yenikler ve kazananlar üzerinden öğrendik. Yenen de yenilenin de insan olduğuna göre, bu, insanın doğasına aykırı bir durumdur. 

  • İnsanın kendiyle savaşının yanı sıra ülkelerarası gerginliklerin de devam ettiği bir süreçte, bu sergiyle neye işaret etmek istiyorsunuz?

Sergi, bu son utanç verici saldırı söz konusu iken gündeme geldi. Savaşlar er ya da geç biter. Her savaş insanlık için acı ve utançlar yaratır. Buna karşın hiç bir sanat yapıtının insana yönelik aşağılayıcı herhangi bir sonucu söz konusu değildir. Tam tersine insanı yücelten, olduğu gibi kabul eden, barış, doğa yanlısı, sevgi ve adanmışlık tarihini temsil eder. 

“SORGULAMA KAPISI”

  • Bugün artık tarihin sorgulanabilir olduğunu söylüyorsunuz. Bir sanatçı olarak eserleriniz aracılığıyla yapmak istediğiniz bu mu?

Tam da budur. En azından gerçek anlamda çok büyük bir sorgulama kapısı aralama ya da sorgulama alanı açma çabasıdır diyebiliriz.

  •  İzleyicinin eserlerinizde görmesini istediğiniz bir şey var mı? Yok mu?

İzleyicinin eserlerimde görmek istediği konusunda onu yönlendirme hakkım olduğunu düşünmüyorum. Ancak ben savaşların sonsuz gibi gözükmesine rağmen eninde sonunda bittiğini ve arkada acı, kin ve sevgisizlik bıraktığını anlatmaya çalıştım. Bunun yerine barışı koymaya çalıştım. Bu açıdan bakılırsa yapıtlardan farklı şeyler alabilirler.

“PAS, ZAMANIN ÖRTÜSÜDÜR.”

  • Sergideki heykellerinizde pas kullanmışsınız. Bu malzeme seçimi neyi vurguluyor?

Pas, zamanın örtüsüdür. Altındaki gerçeği örtüyor olmasına rağmen yine de onu anlatan bir başka zaman bilincinin ürünüdür. Ya da çengel formundan yola çıkarak ürettiğim biçimler doğrudan doğruya saldırı değil, savunma için bir sınır oluşturuyor. Ya da kendi boşluğunda anlamsız sayılabilecek bir atak içindeki cengaverlerin beyhude ve olumsuz çabalarını sergiliyor. 

  • Savaş ve saat kelimeleri yan yana gelince benim de zihnime ilk olarak ülkemizdeki (iltica eden/mülteci/sığınmacı vb) savaş coğrafyası sanatçıları geliyor. Onları tanıyor, biliyor musunuz, irtibatınız var mı, ne düşünüyorsunuz bu konularda?

Üzgünüm, bu son derece önemli bir soru. Ancak bu sorunun yanıtı sınırlı bir söyleşi içerisinde kolay değil. O nedenle de bu aşamada, bu sanatçı grubuyla yeterli bir ilişkim olduğunu söyleyemem. Ancak, bu savaş nedeniyle ülkemizde konuk edilen insanlarla, onlara yönelik bir etkinlik etrafında bu konuyu ele alabiliriz. 

  • Eklemek istediğiniz bir şey var mı? 

Bu söyleşiden çok memnun oldum. Medyanın sanata daha geniş yer ayırması ve sanat kurumlarını özellikle destekliyor olması da çok önemli. Umuyorum Kadıköy yeni girişimlerle birlikte, Müze Gazhane ve civarındaki güzel sanatlar fakültelerinin üretken katkılarıyla hak ettiği kültürel performansa ulaşacaktır. 

Köyünüz Bayburt-Baksı’da müze kurmuş bir sanatçı olarak, şimdi yine bir başka ‘köy’de-Kadıköy’de sergi açıyorsunuz. Buranın anlamı nedir sizin için, sergiyi neden burada açmayı tercih ettiniz?

Efendim bu sorunuzla sıkça karşılaşıyorum. Yanıtı çok basit, ben bir Anadolu tutkunu olarak İstanbul’un Anadolu yakasının kültürel açıdan destekleniyor olmasını çok önemsiyorum. Marmara Üniversitesi’ndeki dekanlığım sırasında yaptığımız bir araştırma, sanatçıların çok büyük bir kısmının Anadolu’da yaşayıp Avrupa yakasında ürettiklerini gösteriyordu. O zaman Anadolu’nun bu ev sahipliğinin kültür ve sanata yönelik hacminin genişletilmesi konusunda bazı faaliyetler de yaptım. Ayrıca Mina Sanat Galerisi 37 yıldır faaliyet gösteren bir kurum ve kayda değer bir sanatsal çizgiyi hiç bozmadan sürdürebilen bir kurumdur. O nedenle daha önce de sergi açtığım bu galeride İstanbul’u selamlamak benim için anlamlı bir tercihtir.

 HÜSAMETTİN KOÇAN

1946 yılında Bayburt’ta doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde uzun yıllar öğretim üyesi olarak görev yaptı ve 1997-2005 yılları arasında fakültenin dekanlığını üstlendi. 1980 yılında “Türk Halk Resimleri” konulu araştırmasını tamamladı. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. 1990 ve 1995 yılları arasında derneğin başkanlığını üstlendi. Bu sürede sanatçı hakları, kamusal alanda sanat, sanatın yaygınlaşması konularında etkinliklere öncülük etti ve çok sayıda yayının üretimine katkıda bulundu. 1991’de İstanbul Sanat Fuarı’nı ve 1993’te Genç Etkinliği kurdu. 2005 yılında kurduğu vakıfla 2010 Temmuz ayında Baksı Müzesi’ne hayat verdi. 2014 yılında T.B.M.M. Onur Ödülü’nün sahibi oldu. Baksı Müzesi nedeniyle Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi 2014 Yılın Müzesi Ödülü’nü aldı. “Sanat Tır” ve “Sanat Çadır” gibi projelerle sanatı merkezin dışına taşıma çalışmalarını gerçekleştirdi. Anadolu’nun Görsel Tarihi Fasikül 2 Osmanlı (1994, Yıldız Sarayı Silahhane Binası) Anadolu’nun Görsel Tarihi Fasikül 3 Selçuklu (1995 Alanya Tersanesi), Tuz Tadı (2007, Çankırı Tuz Madeni), 41 Adım (2013, İş Sanat) Ayağımdaki Diken (2017, Baksı Müzesi) önemli sergileri başta olmak üzere 45 kişisel sergi açtı ve çok sayıda ulusal ve uluslararası grup sergisine katıldı. Avusturya Salzburg Şehir Onur Ödülü ve Asya Sanat Bienali - Resim Büyük Ödülü’nün içinde olduğu 35 ödüle sahip.

Göztepe Mah. Bahariyeli Sok. Toprak Apt. No 37, Kadıköy adresindeki sergi, 19 Mart’a dek açık kalacak.


ARŞİV