Savaş konulu resimleriyle ödüle layık görülen Kadıköylü ressam Funda Alkan Cumbul, “Sanatçı dünyada olup bitenlere kayıtsız kalamaz” diyor
Aysel KILIÇ
Ressam Funda Alkan Cumbul, sanatçı bir aileden geliyor. Oyuncu Meltem Cumbul’un ablası. Yaptığı resimlerden ödüller almış. İhtiyacı olan çocuklara, yaşlılara, hastalara elini uzatmış… İzmirli sanatçı, 33 yıldır Göztepe’de yaşıyor, Göztepe’de resim yapıyor. Fundan Alkan Cumbul’u atölyesinde ziyaret ettik, resme ve hayata dair konuştuk.
● Ele aldığınız konular genelde toplumsal, neden?
Evet, daha çok sosyal içerikli resimler yapıyorum. Bana dokunan şeyleri muhakkak anlatmaya çalışıyorum. Mesela bir sergimde töre cinayetlerini, birinde savaşı işledim. Şimdi de tüm dünyanın kanayan yarası olan sığınmacılar üzerine çalışıyorum. Kıyıya vuran Aylan’ın minik bedenini hangi insan unutabilir ki? Sanatçı insan, duygulu insandır. Sanatçı, olup bitenlere kayıtsız kalamaz. Dünyanın yaşanılır bir yer olması için fırçasını sallar. Vizyonu geniştir sanatçının, dünyaya at gözlüğüyle bakamaz. Ve elbette bir derdi, bir mesajı olandır sanatçı.
● Verdiğiniz mesajla İzmir’den ödülle dönmüştünüz…
Evet, çizdiğim iki resim İzmir Bienali’nde ödüle layık görüldü. Ödüllük resimlerimden birinde, “Yabancılaşma” adlı tablomda, savaşı anlatmıştım; bombalanmış şehirler, ölmüş çocuklar, savaşa zorlanmış askerler… Diğer yandan koltuğuna oturmuş, ayağını sehpaya uzatmış, sigarası elinde, dünyada olup bitenleri umursamadan televizyon izleyen bir adam. Bu duyarsızlığı resmetmek ne kadar acı değil mi?
HASTA ÇOCUKLARI UNUTMADI
● Sosyal sorumluluk projelerinde de sizin isminizi görüyoruz
İzmir sanatçılarıyla birlikte Su Grubu’na dâhil olup yurtiçinde sergilere ve yurtdışında bienallere katılıyoruz. O grupla aynı zamanda sosyal sorumluluk projeleri yapıyoruz. Mesela İzmir’in bütün hastanelerine, huzur evlerine resimler yapıp gönderdik, hediye ettik. Şimdi de Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin onkoloji bölümünde olan çocuklar için masal dünyasından, çizgi filmlerden resimler yapıyoruz. Bu resimlerİ önümüzdeki haftalarda teslim edeceğiz.
● Etkilendiğiniz, hayranı olduğunu ressam var mı?
Olmaz olur mu? Ben bir Salvador Dali hayranıyım. Geçtiğimiz yılbaşı, İspanya’da onun müzesindeydim. Eserlerine yakından bakma fırsatım oldu. O gerçek bir dâhiymiş. Picasso’yu da çok severim.
“RESİM BENİM TERAPİM”
● Resim çizmek, ressam olmak hayalinizdeki meslek miydi?
Resmi seviyordum, üzerine çalışınca, eğitimini de alınca baktım bir şeyler çıkıyor ortaya. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Resim Bölümü Grafik Ana Sanat Dalında okudum. İzmir Özel Türk Koleji ve Obje Sanat Galerisi’nde resim öğretmenliği yaptım. Hayatım resimle hep iç içe geçti. Resim öyle bir şey ki, dünyayla bağınız kesiliyor, kendinizi yaptığınız işe veriyorsunuz. Resim benim terapim, diyebilirim. Herkese öneriyorum, doktora vereceğiniz parayı boyaya fırçaya verin diyorum. Çöpten adam bile çizseniz kafanız dağılıyor, kendinizi mutlu hissediyorsunuz (gülüyor).
“MELTEM DE RESME BAŞLADI”
● Ailede var mı resim yeteneği?
Meltem (Cumbul) resim yapmaya başladı. Benim karışmamı istemiyor. Kendi dünyasından bir şeyler yaratıp, tuvale kendinden bir şeyler aktarmak istiyor. Ortaya çok da güzel şeyler çıkıyor. Resimleri kendi evinde yapıyor. Çok da mutlu. Öte yandan, iki oğlum var; büyük oğlum sanat yönetmenliğini, küçük oğlum da halkla ilişkiler ve reklamcılığı okudu. Ama şu an babalarının yanında otelde çalışıyorlar (gülüyor).
● Kadıköylüsünüz. Semtinize dair neler söylersiniz?
İzmir’den sonra yaşadığım yer burası. 33 yıldır Göztepe’deyim. Kadıköy’ü çok seviyorum. Gün içerisinde Bağdat Caddesi’ne şöyle gidip gelmek bile bana mutluluk veriyor. Hele o sahili yok mu, harikulade. Buranın insanı genelde okumuş, görmüş geçirmiş… Sanat alanında da çok gelişti, yeni yeni atölyeler, tiyatrolar açıldı.