Sayna’nın fotoğraf alemi…

Korona salgını başladığı günlerden bu yana Kadıköy sokaklarında ‘sürreal’ mizansenler yaratıp bunları fotoğraflayan sanatçı Sayna Soleimanpour, “Kadıköy de yolumun düştüğü her yer gibi stüdyoma dönüştürdüğüm bir mekan, ancak büyüdüğüm sokaklar olduğu için yuva hissi yaratıyor” diyor

20 Ocak 2021 - 19:59

Moda tramvayının geçtiği işlek sokaklardan birinde gece vakti; bir yatak, başucunda gece lambası, yatağın üzerinde pijamaları üstünde kitap okuyan genç bir kadın...

Bu kadın, ‘performans fotoğrafçısı’ 24 yaşındaki İran kökenli, Kadıköy sakini Sayna Soleimanpour. Otoportre merkezli çalışan genç sanatçı, korona virüsü salgını başladığı günlerden bu yana sokaklarda ‘sürreal’ mizansenler yaratıp bunları fotoğraflıyor. Sokağa çıkma yasağı ile boşalan sokakların bir kadın olarak kendisi için güvenli bir alan haline geldiğini söyleyen Soleimanpour, “Sokakta bir oda tasviri yaratarak, sokağın -çelişkilidir ki- yasaklar sayesinde anlam değiştirerek evimde olduğum kadar özgür hissettiğim bir yere dönüşünü tasvir ediyorum” diyor.

Geleneksel fotoğrafçılık kadraj ve konuları dışına çıkan, aykırı karelere imza atan Sayna Soleimanpour’la konuştuk.

  • Sayna, kimsiniz siz?

10 yaşımdan beridir fotoğraf çekerek varlığı tanıyorum. Çocukluğumdan beri sanatla iç içe büyüdüm, Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi’nde resim eğitimi aldım, şu an ise Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinde Fotoğraf eğitimime devam ediyorum 

  • Modeliniz neden kendinizsiniz?

Çocukluğumdan beridir kendi fotoğraflarımı çekiyorum, bu kendime oluşturduğum bir ifade dili ve dışavurum yöntemi.

  • Kadıköy eviniz ve sokakları stüdyonuz, diyebilir miyiz?

Kadıköy de yolumun düştüğü her yer gibi stüdyoma dönüştürdüğüm bir mekan, ancak büyüdüğüm sokaklar olduğu için elbette ki bir yuva hissi yaratıyor bende.

  • Neden bu farklı tarzdaki fotoğrafçılığı seçtiniz?

Buna bir seçim demek doğru olur mu bilemiyorum, tarzım zamanla birlikte dönüşüyor ve şekil alıyor, ben değiştikçe o da değişiyor. Çalışmalarım benden ayrı değil benimle ve hayatımla bir bütünler.

“FOTOĞRAFLARIM ÜTOPYAM”

  • Fotoğraflarınız ne anlatıyor?

Fotoğraflarım benim ütopyam, kendimi tanıma yolculuğum, onlarla kendimi ve içinde bulunduğum boyutu anlamlandırıyor ve yorumluyorum.

  • Pandemi sürecindeki projenizde, sokakları, bir nevi ‘stüdyo’ yaptınız. Ev, dar mı geldi?

Ben kendimle vakit geçirmeyi, kendimi dinlemeyi seven bir insanım, bu sebeple kendimi bir yere ait gibi hissetmiyorum, güvende olduğum her alanı evime dönüştürebilir ve orada üretebilirim. Pandemi ile birlikte boş kalan sokaklar da bende evime dönüştürebileceğim bir güven hissi yarattı.

  • Kadıköy sokak çekimlerinde neler yaşadınız?

Her aşaması çok eğlenceli ve öğreticiydi, his olarak oldukça sürrealdi. Evlerinin camından bakıp çekime tanık olan insanların da, oradan geçen görevlilerin de tepkileri oldukça güzel ve samimiydi.

  • Aykırı duruşunuzla hedefiniz nedir?

Aykırı bir duruşum mu var bilemiyorum, bu sizin yorumunuz. Ben sadece dilediği gibi yaşamaktan keyif alan ve hayallerini gerçekleştirmekten çekinmeyen bir insan olarak görüyorum kendimi ve her insanın/varlığın başkalarının sınırlarını ihlal etmeden dilediğini yaşayabileceği bir hayatı hak ettiğini düşünüyorum.

  • Hayalinizde daha neler yapmak var?

Sezgilerimin beni götürdüğü yere gidiyorum, bir dolu hayalim olduğu gibi akıştayım da, karşıma çıkanlar beni de şaşırtıyor ve en güzel kısmı da bu zaten.


ARŞİV