Bestekâr, udi ve tamburi Selahattin Pınar, ölümünün yıldönümünde çok sevdiği Kadıköy’de şarkılarla anıldı.
Kadıköy Belediyesi, Klasik Türk Müziği bestecisi ve yorumcusu Selahattin Pınar’ın ölüm yıldönümü olan 6 Şubat akşamı “Bestekârlarımızı Anıyoruz” başlığıyla bir anma etkinliği düzenledi. Caddebostan Kültür Merkezi Büyük Salonu dolduran müzikseverler, Pınar’ın vefatından 54 yıl sonra onu şarkılarıylaandılar.
Etkinlikte Türk Sanat Müziği yorumcusu ve akademisyen Emel Şenocak yönetiminde genç solistler Onur Asım Şenocak, Gülşah Çubukçuoğlu, Faruk Onur Kozay, Aybike Demir Okan, Gediz Çoroğlu, Esra Şenocak ve Fikret Yasin, Selahattin Pınar’ın bestelerini seslendirdiler. Ünlü bestecinin yaşamından kesitlerin de sunulduğu gecede keyifli anlar yaşandı.
TODORİ’DE VEDA
54 yıl önce, Kadıköy’ün ünlü mekânlarından Todori’de vefat eden Türk Sanat Müziği’nin ünlü bestekârı Selahattin Pınar, ölüm yıldönümünde sevenleri tarafından Todori’de anıldı. Gecede Mustafa Alabora, dayısı Selahattin Pınar’la ilgili çocukluk anılarını anlatırken, Altın Pınar da amcasının sanat yaşamıyla ilgili özel bilgiler verdi. Ustaların, üstatlarını unutmadığı geceye; Haldun Dormen, Aydın Boysan, Müjdat Gezen, Göksel Kortay, Kandemir Konduk, Halil Ergün, Metin Uca, Nebil Özgentürk, Orhan Topçuoğlu, Mehmet Turgut, Keremcem, Barış Dinçel ve Ayşegül Dinçkök katıldı. Gecenin sürpriz anı ise Aydın Boysan’ın, Selahattin Pınar’ın ünlü bestesi “Gecenin Matemini Aşkıma Örtüp Sarayım”ı seslendirmesi oldu. Boysan, dakikalarca alkışlandı.
ACILI BİR AŞK
Aslen Denizlili olan Selahattin Pınar, babası Denizli Milletvekili Sadık Bey’in görevi nedeniyle henüz 3 yaşındayken İstanbul’un Altunizade semtine taşındı. Babasının karşı çıkmasına rağmen 12 yaşında ut çalarak musikiye başladı. Dönemin önemli bestekârlarından ders alan Selahattin Pınar ileriki yıllarda tanbur sazına geçti. “Üsküdar Musıkî Cemiyeti“ adını alacak olan “Darü’l-Feyz-i Mûsıkî”nin kurucuları arasında bulundu. Burada Telgrafçı Ata Bey, Udî Sami Bey, Tanburî Cemil Bey‘in öğrencilerinden Kadıköylü Fuad Bey gibi kişilerle ciddi çalışmalar yapılırdı. 1919 yılında tanbur çalmaya yöneldi. Udî Selâhaddin Bey’likten ayrılmış, tanburî Selâhaddin Pınar olmuştu. Aynı zamanda kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okurdu. Bestekârlığa 18 yaşlarında başladı.
Zarif, güzel ve esprili konuşan Selâhaddin Pınar gerek mûsıkî çevrelerinde, gerekse dostları arasında sevilen, sayılan biriydi. Daha sonra ilk Türk ve Müslüman kadın tiyatrocu Afife Jale ile evlendi. Bu evliliğin Selahattin Pınar’ın sanat hayatına etkisi büyük oldu. Bu dönemde ve boşandıktan sonra bestelediği parçalar genelde karşılıksız ve ümitsiz aşkları, ayrılık acılarını içerdi. Afife Jale’den sonra ölene dek Seyyare Affet Pınar ile evliydi. Alkol bağımlısı olduğu sanılan, asabi fakat içe dönük bir karaktere sahip Selahattin Pınar 6 Şubat 1960’da Todori’nin lokantasında, yanında söz yazarı Selim Aru varken, bir kalp krizi sonucu öldü. İstanbul’un Kalamış ve Salacak semtlerinde adını taşıyan iki sokak bulunuyor.