İstanbul Devlet Tiyatrosu, “Sessizliğin İçinden” oyunu ile duyan kişileri, duymayanlar dünyasını anlamaya davet ediyor...
Gökçe UYGUN
‘İkimizin de anlaşabileceği başka bir dilde birleşelim”
Böyle deniliyor “Sessizliğin İçinden” adlı oyunun tanıtım broşüründe. İşitebilen ve işitemeyen birisi hangi dilde anlaşabilir? Başka bir dil yaratılabilir mi? Aşk ‘engelleri’ aşabilir mi?
Bu ve benzeri soruların yanıtlarını sanatla arayan İstanbul Devlet Tiyatrosu, bu sezon “İstanbul Devlet Tiyatrosu Engelleri Kaldırıyor” temasıyla perde açıyor. Bu oyunlardan biri olan Sessizliğin İçinden, 22 Ocak’ta prömiyer yaptı. Ünlü oyun yazarı Mark Medoff’un 70’li yıllarda kaleme aldığı ancak halen güncelliğini koruyan oyunda, duyanlar ve duymayanların dünyaları arasındaki iletişim kopukluğunu ele alınıyor. Beyhan Karadağ’ın çevirisini yaptığı oyunda, Ebru Aytürk Evren, Cem Zeynel Kılıç, Aylin Gürsoy, M.Coşkun Ülgen, Tuncay Koçal, Canan Maktal, Elvan Boran, Yasin Yiğit, Buse Yörükoğlu, Bingül Utsukarcı, Zehra Gül Yiğit ve Selda Işıktaş Yıldız rol alıyor.
SANATTA ‘ENGEL’ OLMAZ
Oyunun rejisörü Faik Ertener, “Bu oyunu bir tür sosyal sorumluluk projesi gibi düşünmek mümkün. Ama oyun özellikle duyamayan/konuşamayanlar için yapılmış bir oyun değil. Duyanlara, duyamayan/konuşamayanların dünyasını anlatmak için sahneleniyor. Hiç farkında değiliz, onların dünyasına o kadar uzağız ki... “ diyor. Oyunun hazırlık sürecinde, provalara işaret dili eğitmeni 5 kişi davet ettiklerini anlatan Ertener, “Bu arkadaşlarımız, daha önce sağırlar tiyatrosunda filan çalışmışlar ama hiçbiri tiyatrocu değil. Bir buçuk ayda yedi oyuncumuz işaret dili öğrendi. Sonra o arkadaşlarımızı da kadroya kattık. Oyunda toplam 12 oyuncu rol alıyor. Yani biz sağır ve konuşamayan kişilerle Devlet Tiyatroları’nda bir oyun kotarabiliyorsak, herkes onlarla her işi yapabilir. Bu arada dilsiz ya da engelli denilmesi yanlış. Onlar duymuyorlar ve konuşamıyorlar sadece. Engel lafını da bizler uydurmuşuz. Onar engelli değiller, maalesef biz engel yaratıyoruz onlara…” diye konuşuyor.
SAHNEDE İŞARET DİLİ
“Sessizliğin İçinden”in neredeyse yarısı işaret diliyle sahneleniyor. Peki seyirci anlamakta zorlanmıyor mu? Ertener yanıt veriyor; “Evet, sahne kenarında işaret dili tercümanı da bilerek koymadık. Seyirci de biraz çaba sarfetsin, duymayanların dünyasını algılamak için. Zaten seyirci anlayabiliyor, sorun olmuyor. Kaldı ki oyundan çıkanlar, işaret dilinden birkaç kelime de öğrenmiş oluyor. Ben de işaret dilini öğreneceğim’ diyen seyirciler oldu.”
“BU KEZ ONLAR BİZİ ANLAMAYA ÇALIŞSIN”
“Konuşanlar, işitme engellilerin dünyasında ne olduğunu bilsin istedim” ifadesini kullanan Türkiye Sağırlar Konfederasyonu Başkanı Orkun Utsukarcı ise “Bizler de diğer tiyatro oyunlarını izliyor ancak çoğunlukla konuşmaları anlayamıyoruz. Bu oyunla da konuşanlar, bizim dilimizi anlamaya çalışacaklar” görüşünü ifade ediyor. Oyunda duymayan ve konuşamayan Sarah karakterini canlandıran DT oyuncusu Ebru Aytürk Evren de şimdiye kadar oynadığı rollerden çok farklı bir rolü olduğunu belirterek, “Çok enteresan bir deneyim. İşaret dilini öğrenmiş olmak muhteşem. Zaten amacımız da farkındalık yaratmak. Bir insan bile işaret dilini öğrense, onları anlamaya çalışsa, biz amacımıza ulaşmış olacağız” yorumunu yapıyor. Oyunda rol alan işitme engelli oyunculardan Selda Yıldız ise oyunda rol alan diğer engelli arkadaşlarıyla katıldıkları için çok büyük bir zevk aldıklarını dile getiriyor.
İŞİTEMEYEN SARAH’NIN DÜNYASINDA AŞK…
İstanbul Devlet Tiyatrosu’nun tüm sahnelerinin yanı sıra yurtiçi ve yurtdışı turnelerine çıkarak engelliler dünyasına ışık tutmayı hedefleyen Sessizliğin İçinden’in konusu şöyle;
İşitme engellilere özel eğitim veren bir okulda öğretmenlik yapan James Leeds, öğrencileriyle iyi bir iletişim kurmuştur. Ancak aralarında biri vardır ki onunla iletişim kurmakta oldukça zorlanır. Sarah, aldığı eğitim süresince dudak okumayı reddetmiş ve şimdilerde okulda temizlik görevlisi olarak çalışmaktadır. James Leeds, bu güzel ve inatçı kıza aşık olur. Ancak Sarah’ın kalbine ulaşmak için önce onun öfkesini aşmalıdır. Bakalım Sarah, işitenler dünyasına olan öfkesini yenip, kalbini James’e açabilecek mi?