Seyirci eserleri seyircilerle buluşuyor
Kadıköy Sineması’nın “Fuaye Sergileri” artık seyircilere de açıldı. Sinemanın açık çağrısına yanıt veren sanatçıların eserleri fuayede sergileniyor
Son zamanlarda ilçenin en popüler sinemalarından olan Kadıköy Sineması, Funda Kocadağ ve oğlu Erol Yusuf tarafından kiracılardan alınıp işletilmeye başlandığı 2018’in ilk aylarından itibaren büyük ilgi görüyor. Tasarım ödüllü salonuyla sinemaseverlerin beğenisini kazanan mekân, birçok festivale ve özel etkinliğe ev sahipliği yaptı ve yapmayı da sürdürüyor.
Fuayesini de çeşitli sergilere alan açan sinema, yakın zamanda bir açık çağrı yayınlayarak, artık “seyircilerin eserlerinin seyircilerle buluşacağı” bir sergi sürecinin başladığını duyurdu. Sanat yönetmenliğini Said Aksoy’un yaptığı, 20 günde bir güncellenen, her türden resim ve fotoğraf sergisine açık “Fuaye Sergileri” için [email protected] adresine mail göndererek başvuru yapılabiliyor.
FUAYEDEKİ DEVEKUŞLARI!
Bu kapsamda çağrıya yanıt veren ilk sanatçılar olan Pırıl Kurbetci ve Metin Toplu’nun “-Out Picture” isimli kolaj sergisi geçenlerde sergilendi. Şimdilerde ise fuayede sanatçı Deniz Karakurt Şekerci’un “Şapşal” adlı sergisi bulunuyor. 3. kişisel sergisini seyirciye sunan Şekerci’nin sergisi 30 Ocak’a dek açık kalacak. Eserlerinde kendi iç dünyasını kamufle eden insanı, insanlığın hırslarını, şaşkınlıklarını ve bastırılmış duygularını devekuşu metaforu ile ele alan sanatçı devekuşları serisi ile, tarihte yaşanan bir hayvan katliamına gönderme yaparak bir insanlık ayıbına vurgu yapıyor. Şekerci, “1932 yılında tarlaları istila eden devekuşları ile başa çıkabilmek için Avustralya hükümeti, makinalı tüfeklerle bir savaş açmış ve bu savaşın kaybeden tarafı insanlar olmuştur. Devekuşları, egemenlerin baskısı altında yaşayan insanların şekil değiştirmiş bir yansımasıdır adeta. Bazen aborjindir Avustralya’da, bazen soluk benizliler karşısında mücadele eden apaçi, bazen efendisinin tarlasında çalışan köylü, bazen de fabrikada çalışan işçidir. Yani resimlerimde ele aldığım devekuşu imgesi, güçlünün güçsüze olan hâkimiyetinin bir simgesi…” diyor