Süheyl&Behzat Uygur: ‘TİYATROSUZ YAŞAM OLUR MU?'

Mizah tiyatrosunun duayenlerinden Nejat Uygur’un tiyatrocu oğulları Süheyl ve Behzat Uygur, 40 yıllık sahne yaşamlarının ardından nihayet kendi sahnelerine kavuşmanın sevincini yaşıyorlar. İkili, Kozyatağı’nda bulunan Özel Atacan Koleji’nin 300 kişilik gösteri salonunu kiralayarak ‘Süheyl&Behzat Uygur Tiyatrosu’ adıyla faaliyete geçirdi. ‘Hassta Etme Adamı!’ adlı sağlık sistemini hicveden oyunlarıyla izleyiciyle buluşan Süheyl ve Behzat Uygur ile oyun öncesi, yeni mekânlarında buluştuk, tiyatro ve yaşam üzerine bir sohbete koyulduk…

04 Nisan 2013 - 16:05

Röportaj ve Fotoğraflar: Semra ÇELEBİ
 
Her tiyatrocunun hayalidir kendi tiyatro sahnesine kavuşmak… Çok zor olduğu için de genelde bir hayal olarak kalır. Siz de burada bir hayali mi gerçekleştirdiniz?
-Behzat Uygur: Bizim yıllardan beri yerleşik tiyatro düzenine geçme arzumuz var. Uygun bir mekân bulamadık. Bu yıl Kozyatağı Kültür Merkezi’nde oyunlarımızı oynarken Atacan Sanat Merkezi’nin yetkilisi Gürkan Bey’le karşılaştık ve bize böyle bir salonları olduğunu söyledi. Provalarımızı yapacağımız bir sahne arıyorduk. Gelip baktık ve 300 kişilik çok güzel bir tiyatro salonu olduğunu gördük.
Bir burada yerleşik bir tiyatro düzenine geçmek istediğimizi söyledik. Onların da çok hoşuna gitti. “Süheyl&Behzat Uygur Tiyatrosu olarak sizinle çalışmak isteriz” dediler ve çok kısa bir zaman içinde sahneyi kiralayıp anlaşmamızı yaptık.

-Süheyl Uygur: Tabi provalar sırasında bize sahnesini açan Atacan Sanat Merkezi’ne ayrıca teşekkür etmek gerek. Yine sahnemiz yokken bize destek olan Müjdat Gezen’e, Mahşer-i Cümbüş’e çok teşekkür ediyoruz.Buna karşılık prova için sahnesini istediğimiz birçok profesyonel tiyatro, cevap bile vermedi. Bu da çok üzücü gerçekten.
 
Bu sahnede sadece siz mi olacaksınız? Yoksa başka gruplara da açık olacak mı?
-Behzat Uygur: Başka gruplara açık olacak. Sadece tiyatro da değil, konserlere söyleşilere de açık olacak. Aslında bir kültür merkezi gibi düşünüyoruz. Önümüzdeki sezonda her gün bir etkinlik yapmayı düşünüyoruz.
 
Usta tiyatrocu Nejat Uygur’un oğulları ve uzun yıllardır sahnede olan tiyatrocular olarak bugüne kadar kendi sahnenize kavuşamamanızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Behzat Uygur: Bu bizim ayıbımız değil. Bakın devletten bahsetmiyorum. Bu ülkenin işadamları, sermaye sahipleri kültüre sanata yeterli desteği vermiyorlar.

-Süheyl Uygur: AVM’lere sekiz tane sinema salonu yapıyorlar, bir tane de 300 kişilik tiyatro salonu yapın ne olur?

-Behzat Uygur: Biz iki AVM’de tiyatro salonu yapılmasını sağladık. Cevahir Alışveriş Merkezi’ndeki böyle oldu.Bence bir kanun çıkmalı bütün AVM’lerin içinde bir tiyatro olması zorunluluğu getirilmeli. Rezidans’lar yapıyorlar “Yaşam Merkezi” diyorlar adına ama içine bir tane tiyatro salonu yapmıyorlar. Tiyatrosuz “yaşam” olur mu?
 
‘HEDEFİMİZ NEJAT UYGUR KÜLTÜR MERKEZİ’
 
Tamamen size ait bir “yaşam alanı”nız yani tiyatro salonunuz olacak mı?
-Behzat Uygur: Biz uzun yıllar arsa aradık, salon aradık, bir düğün salonunu dönüştürmek istedik ama başarılı olamadık maalesef. Sıfırdan bir yer yapmaya da gücümüz yok açıkçası. Ama hâlâ uygun bir yer arayışımız sürüyor. Kendimize ait bir tiyatromuz olsun istiyoruz. Bunun için de yerel yönetimlerle görüşüyoruz.
Aslında hedefimiz “Nejat Uygur Kültür Merkezi”ni kurmak. Bu başlı başına bir mizah merkezi olacak. Burada dünyanın her yerinden mizah gösterilerinin olmasını istiyoruz. Mizahla ilgili sadece oyunlar değil, sergiler, atölye çalışmaları gibi birçok etkinlik yapılacak. İnşallah bunu da gerçekleştirirsek hedeflerimizi gerçekleştirmiş olacağız.
 
Bu tiyatro sahnesi hedeflerinizin ilk adımı diyebilir miyiz?
-Behzat Uygur: Evet bu sadece bir adım. Profesyonel anlamda tiyatronun ilk 40 yılı zordur derler. Biz babayla birlikte ilk 40 yılı atlattık.
 
Bebeklikten beri sahnede misiniz?
-Süheyl Uygur: Tabi canım içindeyiz. Annem bize hamileyken de sahnedeymişiz. Ama devam eden Behzat ve ben olduk. Diğer kardeşlerimiz tiyatroyu tercih etmediler. Hep geri planda olmayı istediler.
 
Siz hiç de ayrılmadınız değil mi?
-Süheyl Uygur: Meslekte hiç ayrılmadık. Hep şu örneği veriyorum; babamın partneri vardı Bahri Beyat – Allah rahmet eylesin – babamla yıllarca Nejat Uygur Tiyatrosu’nda birlikte çalıştılar. Annem ve teyzem de öyle… Bizim çıkış noktamız da buydu. Çünkü tiyatro zor iştir, meşakkatli iştir, pes etmeye çok meyilli bir meslektir. Bu tiyatroyu kurarken Behzat’la birbirimize söz verdik, “Bu işte sonuna kadar beraberiz” diye… Ama televizyonda farklı işler yapabiliriz tabi.

-Behzat Uygur: Burada bir repertuar tiyatrosu oluşturursak eğer, yine Süheyl&Behzat Uygur Tiyatrosu altında, tek kişilik oyunlar çıkarabiliriz. Oyunda birimizin olduğu diğerimizin olmadığı işler çıkarabiliriz. Çocuk ve gençlik tiyatrosuna da ağırlık vermek istiyoruz.
 
Bu sahne biraz tesadüfi karşınıza çıkmış ama yine de sormak isterim; Kadıköy’ün sizin için özel bir anlamı var mı?
-Süheyl Uygur: Olmaz mı?! Babam yıllarca Kadıköy Sineması’nda oynadı. Yaz aylarında Kadıköy Sineması’nda kapalı gişe oynardı babam. Kadıköy’ün bizdeki yeri başkadır.

-Behzat Uygur: Kadıköy’ün iyi bir tiyatro seyircisi vardır. Zaten artık tiyatro denince akla Kadıköy gelmeye başladı. Tabi biz sadece Kadıköy’de oynamayacağız oyunlarımızı, her yerde özellikle Anadolu’da oynamaya devam edeceğiz.Ancak Kadıköy tiyatronun merkezi olacak gibi görünüyor. Bunun da olabilmesi için yani yeni tiyatro salonlarının açılabilmesi için yerel yönetimlerin, işadamlarının desteğine ihtiyacımız var. Kadıköy Belediyesi’nden tanıtım için manevi destek istiyoruz. Belediye’nin Tiyatro Festivali zaten mükemmel bir iş, biz de bu festivalde yer alıyoruz. Kadıköy Belediyesi bir de bize tanıtım için destek verirse çok mutlu olacağız.
 
“HASSTA ETME ADAMI!”
 
Sağlık sistemindeki sorunlar gerçekten çok can alıcı. Siz nasıl çıkardınız “Hasssta Etme Adamı” oyununuzu?
-Behzat Uygur: Sağlık sistemindeki gelişmeleri, yenilikleri hicveden, skeçlerden oluşan bir komedi. Aslında doktorlara yönelik şiddetten yola çıktık. Tam bir kara mizah. Tabi ki babamla birlikte altı yıl hastanelerde olmamız, gözlemlerimiz de çok etkili oldu bu oyunda. Akel Bonfil yazdı ve yönetti, 20 yaşında gencecik bir insan. Biz genç insanların önünün açılması gerektiğini düşünüyoruz.
 
Peki hep mizah mı yapacaksınız?
-Süheyl Uygur: Evet. Çünkü insanları ekranlardan, tiyatro oyunlarından öyle alıştırdık. Tabi çeşitlilik meselesine de dikkat ediyoruz ama aslen insanların gülmeye ihtiyacı var ve biz bunca sorun arasında sıkışıp kalmış bu insanları zor da olsa güldürmeye eğlendirmeye çalışıyoruz.

ARŞİV