Sinema izlenecek, konuşulacak, hissedilecek

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi seyirciye açıldı. Sinematek/Sinema Evi’nin sanat yönetmeni Emin Alper, “Tarihsel bir dokunun içinde, köşkün küçük avlusunda sinemanın konuşulacağı, hissedileceği ve yaşanacağı bir mekân olacak Sinematek” diyor

11 Kasım 2021 - 08:00

Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi binasının yapımı tamamlandı. Tarihi köşkte 160 kişilik Onat Kutlar Sinema Salonu, film arşivi, kitaplık, sergi ve film izleme alanları yer alıyor. Sinematek/Sinema Evi pandemi koşullarının dayattığı uzun bekleme sürecinin ardından yeni binasında ve yeni salonunda seyirciyle buluşacak. 13 Kasım 2021-30 Ocak 2022 tarihleri arasında izlenebilecek olan, Goethe-Institut İstanbul ve Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali işbirliğiyle hazırlanan ilk programın odağında Dışavurumcu Alman sineması ve yaratıcı yönetmen Metin Erksan var. Sinematek/Sinema Evi 13 Kasım’dan itibaren iki ya da üç aylık programlarla İstanbul seyircisine sinema tarihinin önemli filmlerini ve onlara eşlik eden panel, konferans, sergi gibi etkinlikleri sunacak.

Emin Alper

Sinematek/Sinema Evi’nin sanat yönetmeni Emin Alper ile mekânın kuruluş amacı, bu tarihi yapıda hangi filmlerin izlenebileceği ve sinema salonlarının bir bir kapandığı bu dönemde Sinematek/Sinema Evi’nin nasıl bir rol üstleneceği üzerine konuştuk.

SİNEMATEK 12 EYLÜL’LE KAPATILMIŞTI

 Sinematek / Sinema Evi Kadıköy'de tekrar hayat buldu. Sizin duygularınızı merak ediyorum, neler hissediyorsunuz?

Türk Sinematek Derneği 1965 yılında dünyanın önde gelen sanat sineması örneklerini ülkemiz seyircisiyle buluşturmak ve kalıcı bir arşiv oluşturmak amacıyla kurulmuş ve maalesef 12 Eylül rejimi tarafından kapatılmış bir kurum. O dönemi yaşayanlar Sinematek’in nasıl bir kültürel merkez ve bir sinema okulu işlevi gördüğünü hep anlatırlardı. Maalesef bu kültürel birikim 12 Eylül ile büyük bir kesintiye uğradı. Sinematek’in ilk üyesi Jak Şalom ise yıllar sonra Kadıköy Belediyesi ile birlikte sinema ve kültür hayatımızdaki bu muazzam boşluğu doldurmak için kolları sıvadı ve Sinematek’i tekrar hayata geçirdi. Biz de nihayet Sinematek binasının inşaatının tamamlanmasının ardından son derece dinamik ve işinin ehli bir ekiple kendi salonumuzda gösterimlere başlıyoruz. Tabii ki bu kurum eski Sinematek’in bire bir devamı değil. Ne kurumsal anlamda ne arşiv anlamında ne de işlevi itibariyle böyle bir devamlılıktan bahsetmek zor. O yüzden zaten ismine Sinema Evi ibaresini ekleyerek kendimizi farklılaştırdık.

Hayat bulacak ya da canlanacak derken aslında gerçek bir durumu da vurgulamış oluyoruz. Çünkü bu köşk eski bir yapının yeniden inşa edilmesiyle ortaya çıktı. Bu yapıdan da bahsedebilir misiniz? 

Bu köşk 19. yüzyıl sonunda Celalettin ve Şadiye Erk tarafından yaptırılmış. Ancak zaman içinde tümüyle yıkılmış. Kadıköy Belediyesi bu köşkü aslına uygun bir şekilde tekrar imar etti. Köşkün limonluğunun olduğu bölüme ise binanın modern kısmı, bizim Sinema Evi dediğimiz kısım, ilave edildi. Dolayısıyla Sinematek mimari olarak da kaybolmuş bir değeri bize armağan etmiş oldu. Tarihsel bir dokunun içinde, köşkün küçük avlusunda ve diğer etkinliklerin gerçekleştiği küçük salonlarla kuşatılmış bir biçimde sadece sinemanın konuşulacağı, hissedileceği ve yaşanacağı bir mekân olacak Sinematek.

ÖZEL GÖSTERİMLER DÜZENLENECEK

Sinematek'te hangi filmleri izleyebileceğiz, vizyondaki filmleri izleme şansımız olacak mı?

Sinematek vizyon filmleri göstermeyecek. Şu aşamada büyük ölçüde sinema tarihine ve onun seçkin örneklerine yönelmiş bir kurum olarak çalışacağız. Sinema tarihinin kurucu akımlarına, modern sinema dilinin oluşmasına büyük katkı sunmuş ekol ve yönetmenlere ve dünya sinemasının büyük ustalarının toplu gösterimlerine yer vereceğiz. İlerleyen tarihlerde biraz daha keşfe yönelik, sinema tarihinin kıyısında kalmış ya da yeterince hakkı teslim edilmemiş kimi akımları ve yönetmenlerini tekrar hatırlamak amacıyla da özel gösterimler düzenlemeyi hedefliyoruz.

Nasıl bir program ve işleyiş düşünüyorsunuz film gösterimleri için?

Açılış programımızda ele alacağımız ilk büyük akım 1920’li yılların Alman Dışavurumculuğu. Sinema tarihini, savaş sonrası suç filmlerini, korku sinemasını ve pek çok büyük ustayı derinden etkilemiş, sinemayı sanat olma yoluna sokmuş ilk büyük akımlardan bir tanesi. Dönemin en önemli sekiz filminin yanında dışavurumcu estetiğin bugünün sinemasına olan etkilerini de yakından görebilmek amacıyla yüzyılın ikinci yarısından da önemli örnekler sunacağız. Bu programa paralel olarak ise dokuz yıl önce kaybettiğimiz büyük usta Metin Erksan’ın 19 filminin yer aldığı bir toplu gösterim planladık. Gösterimlerimiz bu minvalde sürecek. Daha sonraki programlarımızda 1930’ların Fransız Şiirsel Gerçekçiliği, Japon Yeni Dalgası, Geçmişten Günümüze “Kara Film” gibi başlıklarda programlar hazırlamayı ve hem Türkiye hem de dünya sinemasının önemli yönetmenlerinin retrospektiflerine yer vermeyi istiyoruz.

TARTIŞMA, ARAŞTIRMA VE SERGİ MEKANI

Burada sadece film gösterimleri olmayacak sanırım. Bu mekân aynı zamanda tartışmalara ve araştırmalara da ev sahipliği yapacak.

Bugün kurulmuş bir Sinematek’in 1960’larda yaşayan bir kurumla aynı işlevlere sahip olması düşünülemez. Bugünkü teknolojik seviye ve dijitalleşme düzeyi filmlere ulaşmayı eskisine kıyasla çok daha kolay hale getirdi. Dolayısıyla bizim işlevimiz sadece seyircinin başka türlü ulaşamayacağı filmleri seyircinin ayağına getirmekle sınırlı olamaz. Hedefimiz bu filmleri belli bir program ve perspektif ışığında, toplu bir biçimde sunmak ama en önemlisi bunların altını paneller, konuşmalar, tartışmalar, sergiler ve benzer etkinliklerle doldurmak ve en nihayetinde bu üretimleri kalıcı yayınlara dönüştürmek. Bunun yanında gelişmekte olan bir arşivimiz ve kütüphanemiz var. İlerleyen tarihlerde buraları da araştırmacıların ve kullanıcıların hizmetine sunacağız.

Bina yeni açıldı ancak önceki yıllarda düzenlenen film festivalleri ile sinema seyircisi Sinematek/Sinema Evi’nin adını duymuştu. Bu yıl da yine Kalamış Atatürk Parkı'nda film festivali düzenlendi ve çok ilgi gördü. Sinemaya olan bu ilgiyi düşünürsek Sinematek ve Sinema Evi nasıl bir rol üstlenecek?

Jak Şalom ve ekibi 2019 yılında Kadıköy Sineması’nda Sinematek’in ilk toplu gösterimlerini gerçekleştirmişti. Agnes Varda, Vittori de Sica, Ingmar Bergman, Wim Wenders gibi ustaların toplu gösterimleri yapıldığında biletler kısa sürede tükenmişti. Kalamış’ta yapılan açıkhava gösterimleri de benzer bir ilgiye mazhar oldu. Açıkçası bizi bile şaşırtan bir ilgi söz konusu sinema tarihinin klasiklerine. Bu ilginin sürmesini ve daha da derinleşmesini arzu ediyoruz. Umarım bu ilginin artarak devam etmesinde bizim de ciddi bir katkımız olur. Tek korkumuz pandemi. Maalesef pandemi hem alışkanlıklarımızı değiştirdi hem de salgının hala tam manasıyla kontrol altına alınamamış olması seyirci sayısının sinema salonlarında beklenenin çok altında seyretmesine neden oluyor. Umarız bu durum yavaş yavaş değişir ve sinema seyircisi salonlara geri döner.

Bu tarz mekânların çoğalması gerektiğini düşünüyor musunuz?

Elbette. Pandemi hepimizi evlere hapsetti ve kültürel ürünleri tüketmenin çok daha bireysel ve konforlu biçimlerini üretti. Oysa sinema ve diğer kültür ürünlerini sosyal bir biçimde paylaşmak, fikir alışverişinde bulunmak, bir filmi izledikten sonra oturup tartışmak, panel ve konuşmalara gitmek, sanat eserini sarmalayan entelektüel dünyanın bir parçası olmak paha biçilmez deneyimler. Bu anlamda kültür merkezleri hep çok önemliydi; ama sosyal medyanın ve pandemi koşullarının yalnızlaştırıcı ortamında artık daha da fazla önem kazandı.

SİNEMATEK/SİNEMA EVİ PROGRAMI

Sinematek/Sinema Evi 13 Kasım’dan itibaren iki ya da üç aylık programlarla İstanbul seyircisine sinema tarihinin kilometre taşlarından örülü seçkiler ve onlara eşlik eden panel, konferans, sergi gibi etkinlikler sunacak. 13 Kasım günü başlayacak programda, Alman Dışavurumculuğu’nun çekirdek filmleri olarak kabul edilen sekiz filmin yanı sıra dışavurumculuk üzerine bir belgesel ve dışavurumculuğun modern sinemaya etkilerini göstermeyi amaçlayan dört modern filmden oluşan bir küçük seçki yer alıyor. 25 Kasım’da düzenlenecek panelde hem Alman Dışavurumculuğu hem de onun günümüz sinemasına etkileri gösterilen filmler özelinde ayrıntılı bir biçimde masaya yatırılacak.

GÖLGELER DİYARINDA SERGİSİ

Goethe-Institut İstanbul’un katkılarıyla hazırlanan Dışavurumcu Alman Sineması programında ayrıca Alman Sinematekinin döneme ilişkin görsel arşivinde yer alan materyallerden derlenen Gölgeler Diyarında adlı fotoğraf sergisi ve Doktor Caligari’nin Muayenehanesi filminin Volumetrik Video teknolojisiyle gerçekleştirilmiş bir kısa film uyarlaması olan VR Enstalasyon çalışması Cesare’ın Rüyası yer alıyor. Gölgeler Diyarında 12 Kasım 2021-30 Ocak 2022 tarihleri arasında Sinematek/Sinema Evi sergi salonunda ziyarete açık olacak. Cesare’ın Rüyası VR Enstalasyonu ise 12-28 Kasım tarihleri arasında iki hafta boyunca yine Sinematek/Sinema Evi Sergi Salonu’nda izlenebilecek.

METİN ERKSAN TOPLU GÖSTERİMİ

Sinematek/Sinema Evi’nin yeni salonunda seyirciyle buluşacak ilk toplu gösterimin konuğu ise 2022'de aramızdan ayrılışının 10. yılı olacak öncü auteur yönetmenlerden Metin Erksan. Toplumcu gerçekçi sinema geleneğinin başlatıcılarından ve altmışlı yıllarda yaptığı gerçekçi filmlerle sinema tarihine damgasını vurmuş bir isim olan Erksan’ın filmleri toplu bir biçimde yeni kuşaklara sunulacak. 

BELGESELLER VE KISA FİLMLER

Seçkide ayrıca Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali ile birlikte hazırlanan yedi filmlik bir belgesel serisi ve ulusal ve uluslararası festivallerde çeşitli ödüller kazanan yönetmenlerin kısa filmlerine de yer verilecek. Kısa film gösterimlerine kadın yönetmenlerin kısalarıyla başlanacak.

Yeni programla ilgili ayrıntılı bilgi için sinematek.kadikoy.bel.tryi ziyaret edebilirsiniz.

İletişim:

 0 216 771 72 79

0 216 771 72 98

Osmanağa Mahallesi, Hasırcıbaşı Caddesi

Hasırcı Sokak No:16, Kadıköy / İstanbul


ARŞİV