Sinema'dan Opera'ya bir Süreyya öyküsü

27 Ekim 2007’de sinema salonundan operaya dönüştürülerek Kadıköy Belediyesi tarafından yeniden hizmete açılan Süreyya Operası’nı Kadıköy Metropoliti Prof. Dr. Athanasios Papas, gazetemiz için yazdı…

22 Ekim 2015 - 12:15
Kadıköy General Asım Gündüz (Bahariye) Caddesi’nde bulunan, tarih boyunca sanat amaçları için kullanılan ve en son 2006 senesinin Eylül ayına kadar Süreyya Sineması olarak hizmet veren bu görkemli binanın yapılış tarihi 20.yy başlarına dayanmaktadır. Birçok Kadıköylü’nün ve diğer semtlerden gelen insanların hayranlık içinde baktıkları binanın mimarisi ise 19.yy’ın Fransız neoklasik uslüpüne göre inşa edilmiştir.
Bugünkü görkemli binanın yerinde 20. yy sonlarına kadar Köseoğlu Paşanın (ikiz) kâgir konağı bulunmaktaydı. Bu konak Köseoğlu Paşa döneminde haremlik ve selamlık olarak ikiye ayrılarak kullanıldı. Konak içerisindeki haremlik ve selamlık arasındaki bağlantı, binanın orta bölümünde bulunan büyük duvardan açılan kapıdan sağlanırdı. 1908 yılında Köseoğlu Paşa tarafından satışa çıkarılan konağın selamlık bölümünü Süreyya Paşa ve haremlik bölümünü ise Kadıköy Metropoliti (5.)Yermanos ismindeki önemli kişiler satın aldılar.
Satılan bu görkemli konak, satın alınan kişiler tarafından kendi hayır ve insanperver amaçları doğrultusunda kullanıldı. Süreyya Paşanın satın aldığı selamlık bölümü 20.yy başlarında yıkılarak yerine yukarıda zikredildiği gibi, Süreyya Paşa’nın kendi ismini verdiği görkemli neoklasik mimarisinin izlerini taşıyan bina yapıldı. Haremlik bölümü ise Metropolit (5.)Yermanos tarafından satın alınarak ve Rum Cemaatine hibe edilerek Kadıköy ve Tevabii Rum Metropolitliği olarak halen günümüze kadar hizmet vermekteydi. 2006 senesinde ise Kadıköy Rum Kiliseleri Mektepleri ve Mezarlıkları Vakfı’na devredilmiştir.

1927’DE “MUHTEŞEM MERASİM”
Süreyya Paşa, sineması ve tiyatrosunun inşaatına 1923 yılında başlandı ve 6 Mart 1927 tarihinde inşaatı bitti. Muhteşem bir merasimle açılışı yapıldı. Koltuklar rahat, loca kenarları kırmızı kadife ile kaplanmış, tavanlar ve duvarlar son derece güzel mitolojik resimlerle süslenmişti. Kadıköy halkı güzel ve zevkli bir esere kavuşmuştu. O dönem Balkanların en güzel sinema binası deniyordu.
İç mimarisinde kırmızı ve beyaz renklerin hakim olduğu sinemanın dahili desenleri, iri yarı bir zat olan Edip Bey tarafından yapılmış, tavanın dört köşesine konan yuvarlak panoların içine eski harflerle “geliniz, görünüz, anlayınız, ibret alınız” cümlesi yazılmıştı. Binanın dış ön cephesi tiyatro içerikli heykel ve kabartmalarıyla ayrı ve zarif bir güzelliğe sahipti.

ATATÜRK HİÇ GELEMEDİ
Tam perdenin karşısında yer alan locaların orta kattakilerden biri çok lüks ve itinalı hazırlanarak kadife kumaşla döşenmiş, önüne birde perde asılmıştı. Eğer günün birinde Atatürk gelirse bu locada oturacaktı. Ancak Atatürk, Süreyya Paşa sinemasına maalesef hiç gelemedi; ama halk bu kadife perdeli yere Atatürk’ün Locası adını verdi. Ara sıra Süreyya Paşa gelir, locanın gerisinde oturur, aşağıdan bakanlar, onun ancak alın kısmından yukarısını seçebilirlerdi.

SÜREYYA’DA DÜĞÜN
Daha sonra sinemanın üst katında geniş bir düğün salonu yapılmıştı. Bu salonda ilk düğün merasimi Amiral Rıfat Özdeş ile Gülizar hanıma kısmet oldu. Bu salonda balolar verilir, geceler düzenlenir, açık pencerelerden her gece Bahariye Caddesi’ne müzik sesleri yayılırdı. Bu eğlenceleri Vefik Bartu isimli bir şahıs tertiplerdi. İsminin ilk harfinden dolayı -V- geceleri adı verilmişti. Hollanda Bankası memurlarından olan Vefik Bey son derece espirili, girgin, müteşebbis bir gençti. Fakat sinemadan ayrılıp, yataklı vagonlara geçtikten sonra -V- geceleri de sona erdi. İleriki zamanlarda bu salon Cep Sineması ve Tiyatrosu olarak kullanıldı.
Kadıköy’ün bu görkemli binasında 1928 yılında «Süreyya Opereti» Sanat Birliği kurularak başarılı oyunlar çıkarıldı. Aralarında Suzan Lütfullah Sururi adında kabiliyetli bir hanım vardı. Genç yaşta hastalanıp vefat etmesiyle Kadıköy’ün sanat sevenleri arasında yıllarca süren derin bir üzüntü yarattı. Hem Kadıköy’de hem de Anadolu turnelerinde temsiller veren bu başarılı gurup maalesef 1934’te dağılmak zorunda kaldı.
Fakat Suzan Lütfullah Sururi Hanımın bir büstü yapılarak sinemanın giriş holüne konmuştur. Hala oradadır.
1 Temmuz 1936 tarihinde sinema ile Canan Sokak arasında kalan bahçede yazlık bölüm açıldı. Bahçede geceleri film gösterilir, temsiller verilir, ses sanatkârlarının konserleri dinlenirdi. Uzun yıllar faaliyet gösteren bahçe kapandı. Yıllarca boş kaldı.
Süreyya Paşa ve eşi Adalet İlmen Hanımla beraber bu güzel binayı Darüşşafaka’ya hibe ederek bir hayırseverlik örneği daha göstermişlerdir. Bu sinema daha sonraki dönemlerde Cemil Filmer tarafından işletildi. Günümüzde ise idaresi Darüşşafaka’ya aittir.
Yukarıda zikredildiği gibi sinema Kadıköy halkına ve diğer İstanbullulara geçtiğimiz 2006 senesinin Eylül ayına kadar hizmet vermiştir. İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi’nin katkı ve yardımları ile Kadıköy Belediyesi’nce başlatılan sistematik restorasyon ve tadilat çalışmaları 2007 senesinin Kasım ayında bitirilerek, anıt “Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası ” adı altında 27 Ekim 2007 tarihinde, görkemli bir törenle halka açılmıştır.
*Bu yazı kısaltılarak yayımlanmıştır

ARŞİV