Sıradışı tasarım ve 'kültürlü' lezzetler
Ülkesindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye göç eden Suriyeli fotoğraf sanatçısı Omar Berakdar, Yeldeğirmeni’nde açtığı “arthereistanbul” atölye-kafe ile ilgili “Bir gün barış olursa Şam’da da aynısını açacağım” diyor
Aysel KILIÇ
Kafeleri, sanat atölyeleriyle son zamanlarda adeta çekim merkezi haline gelen Yeldeğirmeni’nin her sokağı ayrı bir dünya. Kimi sokakta atölyeler, kimisinde “ortak kullanım alanı” ilan edilen kafeler, kimisindeyse sokak gösterileri… Sokak isimlerini bildiğiniz halde, oradaki mekânları, güzellikleri hala keşfetmediyseniz, sizi Beydağı Sokağı, eski ismiyle Ferit Bey Sokağı’ndaki bir kafeye götüreceğiz.
Beydağı Sokak, Halitağa’dan Yeldeğirmeni’ne adımınızı attığınızda karşınıza çıkan ilk sokak. Sokağa girip birkaç metre yürüdükten sonra, sol tarafta camlı bir mekân karşınıza çıkar. Mekânın ismini ilk etapta anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Kelimeleri iç içe geçmiş olan bu yerin ismi: arthereistanbul. Yani İngilizce “art”(sanat) ve “here” (burada) kelimelerine İstanbul eklenmiş. Omar Berakdar, “İstanbul’u da ekledim, çünkü bir gün barış olursa Şam’da da aynısını açacağım” diyor.
SANATÇILARA EKMEK KAPISI
Mekânın sahibi Omar Berakdar, Suriyeli bir fotoğraf sanatçısı. Ülkesindeki savaş nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etmiş. 2012’den beri İstanbul’da yaşıyor. Berakdar, Şam Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından Viyana’da da sanat alanında eğitim görmüş. Önceleri hobi olarak yaptığı iş, İstanbul’da ona ekmek kapısı olmuş. Yaklaşık bir sene önce arthereistanbul’u açmış. Burası, Berakdar gibi savaştan kaçan onlarca Suriyeli ve Türkiye’den genç sanatçılara çalışma alanı olmuş. Omer Berakdar, “arthereistanbul”u şu cümlelerle ifade ediyor: “Burası, savaştan ve politik çekişmelerden uzak bir sanatsal yaratı alanıdır”
Beydağı Sokak, Halitağa’dan Yeldeğirmeni’ne adımınızı attığınızda karşınıza çıkan ilk sokak. Sokağa girip birkaç metre yürüdükten sonra, sol tarafta camlı bir mekân karşınıza çıkar. Mekânın ismini ilk etapta anlamakta güçlük çekebilirsiniz. Kelimeleri iç içe geçmiş olan bu yerin ismi: arthereistanbul. Yani İngilizce “art”(sanat) ve “here” (burada) kelimelerine İstanbul eklenmiş. Omar Berakdar, “İstanbul’u da ekledim, çünkü bir gün barış olursa Şam’da da aynısını açacağım” diyor.
SANATÇILARA EKMEK KAPISI
Mekânın sahibi Omar Berakdar, Suriyeli bir fotoğraf sanatçısı. Ülkesindeki savaş nedeniyle ailesiyle birlikte Türkiye’ye göç etmiş. 2012’den beri İstanbul’da yaşıyor. Berakdar, Şam Üniversitesi’ndeki eğitiminin ardından Viyana’da da sanat alanında eğitim görmüş. Önceleri hobi olarak yaptığı iş, İstanbul’da ona ekmek kapısı olmuş. Yaklaşık bir sene önce arthereistanbul’u açmış. Burası, Berakdar gibi savaştan kaçan onlarca Suriyeli ve Türkiye’den genç sanatçılara çalışma alanı olmuş. Omer Berakdar, “arthereistanbul”u şu cümlelerle ifade ediyor: “Burası, savaştan ve politik çekişmelerden uzak bir sanatsal yaratı alanıdır”
ANNELER UNUTULMAMIŞ
arthereistanbul aynı zamanda bir tasarım atölyesi. Mekânın en alt katı fotoğrafa ayrılmış. Dileyen karanlık odada filmlerini yıkayabiliyor. Asma katında resim ve ahşap tasarım atölyesi var. Giriş katıysa en gösterişli yeri. Kocaman salonun duvarlarında boydan boya sanatçıların resimleri sergilenmiş. Dileyen beğendiği resmi satın alabiliyor. Ahşap masa ve sandalyeler, duvar saati de buradaki sanatçıların elinden çıkmış. Bebekli anneler de unutulmamış; mekânın tam orta yerine bir salıncak yapılmış. Birbirinden güzel bu tasarımlar buraya sıcak bir hava katmış. Sıcak olan sadece mekân değil; yiyecek ve içecekler de iç ısıtan türden.
MUTFAK KÜLTÜRÜ DE MOZAİK
arthereistanbul’da birbirinden lezzetli tatlar var. Daha çok Ortadoğu ülkelerinin damak tadı olan zahterden yapılan dürüm revaçta. Köy ekmeğiyle yapılan tost çeşitleri, pizza, ev yapımı fındıklı, bademli, reçelli, kakaolu kurabiyeler, meyve ve süt ağırlıklı kahvaltının yanı sıra dileyen özel menü siparişi de verebiliyor. Yanında çay, kahve, meyve suları… Türk kahvesi ve Suriye kahvesi en çok içilenlerden. Fiyatlarıysa uygun. Kahvelerin fiyatı 3-5 TL arasında değişiyor. Çay 2 TL, salep 5 TL, meyve suları 3 TL. Pizza 4 TL, köy ekmeği tostlar ise 5 TL, zahter dürümse 7 TL. Buranın emekçisi Gülsün Öykü Doğan’ın elinden çıkan kurabiyelerin tanesi (50 gr) 2 -3 TL, kilosu ise 50-70 TL arasında değişiyor.
ATÖLYENİN KEDİLERİ İLGİ ODAĞI
arthereistanbul’a renk katan bir başka güzellik de kedileri. Burası, “İlios” ve “Dedektif” adında iki kediye de ev sahipliği yapıyor. Kedilerden kapkara olana Yunanca bir isim konulmuş: İlios. Ona bu ismi atölyenin emekçisi, Suriyeli sanatçı Zolfaqar Shaarani vermiş. Açık kahve ve siyah karışımı tüyleri olanın ismiyse: Dedektif. Dedektif, isminin hakkını vermeye çalışırcasına, usul usul masadan masaya geçiyor, sohbetlere kulak kesiliyor. Siz onu farketmeden o sizi çoktan tanıyor. Bu sevimli kediler, hem sanatçıların hem de kafe müşterisinin ilgi odağı olmuş. Kucağında kedilerle sohbetimizi sürdürdüğümüz Omar Berakdar’ın en büyük özlemiyse barış: “Tüm insanlar ilk önce kendi aralarında barışı inşa etmeli. Dünyaya bir an önce barış gelmeli”
Uzun kış gecelerinde arthereistanbul’da müzikli geceler de düzenleniyor, kaçırmayın!
Adres: Rasimpaşa Mah, Beydağı Sok, No: 3A. Kadıköy
arthereistanbul aynı zamanda bir tasarım atölyesi. Mekânın en alt katı fotoğrafa ayrılmış. Dileyen karanlık odada filmlerini yıkayabiliyor. Asma katında resim ve ahşap tasarım atölyesi var. Giriş katıysa en gösterişli yeri. Kocaman salonun duvarlarında boydan boya sanatçıların resimleri sergilenmiş. Dileyen beğendiği resmi satın alabiliyor. Ahşap masa ve sandalyeler, duvar saati de buradaki sanatçıların elinden çıkmış. Bebekli anneler de unutulmamış; mekânın tam orta yerine bir salıncak yapılmış. Birbirinden güzel bu tasarımlar buraya sıcak bir hava katmış. Sıcak olan sadece mekân değil; yiyecek ve içecekler de iç ısıtan türden.
MUTFAK KÜLTÜRÜ DE MOZAİK
arthereistanbul’da birbirinden lezzetli tatlar var. Daha çok Ortadoğu ülkelerinin damak tadı olan zahterden yapılan dürüm revaçta. Köy ekmeğiyle yapılan tost çeşitleri, pizza, ev yapımı fındıklı, bademli, reçelli, kakaolu kurabiyeler, meyve ve süt ağırlıklı kahvaltının yanı sıra dileyen özel menü siparişi de verebiliyor. Yanında çay, kahve, meyve suları… Türk kahvesi ve Suriye kahvesi en çok içilenlerden. Fiyatlarıysa uygun. Kahvelerin fiyatı 3-5 TL arasında değişiyor. Çay 2 TL, salep 5 TL, meyve suları 3 TL. Pizza 4 TL, köy ekmeği tostlar ise 5 TL, zahter dürümse 7 TL. Buranın emekçisi Gülsün Öykü Doğan’ın elinden çıkan kurabiyelerin tanesi (50 gr) 2 -3 TL, kilosu ise 50-70 TL arasında değişiyor.
ATÖLYENİN KEDİLERİ İLGİ ODAĞI
arthereistanbul’a renk katan bir başka güzellik de kedileri. Burası, “İlios” ve “Dedektif” adında iki kediye de ev sahipliği yapıyor. Kedilerden kapkara olana Yunanca bir isim konulmuş: İlios. Ona bu ismi atölyenin emekçisi, Suriyeli sanatçı Zolfaqar Shaarani vermiş. Açık kahve ve siyah karışımı tüyleri olanın ismiyse: Dedektif. Dedektif, isminin hakkını vermeye çalışırcasına, usul usul masadan masaya geçiyor, sohbetlere kulak kesiliyor. Siz onu farketmeden o sizi çoktan tanıyor. Bu sevimli kediler, hem sanatçıların hem de kafe müşterisinin ilgi odağı olmuş. Kucağında kedilerle sohbetimizi sürdürdüğümüz Omar Berakdar’ın en büyük özlemiyse barış: “Tüm insanlar ilk önce kendi aralarında barışı inşa etmeli. Dünyaya bir an önce barış gelmeli”
Uzun kış gecelerinde arthereistanbul’da müzikli geceler de düzenleniyor, kaçırmayın!
Adres: Rasimpaşa Mah, Beydağı Sok, No: 3A. Kadıköy