Şükrü Erbaş Kadıköy'ün konuğuydu
Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğencileriyle buluşan şair Şükrü Erbaş, “Şiir ve İnsan” başlıklı bir söyleşi yaptı
Erhan DEMİRTAŞ
Şair ve yazar Şükrü Erbaş Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin davetlisi olarak öğrencilerle bira araya geldi. Ünlü şair öğrencilerin ve öğretmenlerin seslendirdiği şiirleriyle karşılandı. Öğrencilerin alkışlarıyla kürsüye çıkan Erbaş, “Şiir ve insan” başlıklı bir konuşma yaptı.
“İPOTEK KONUYOR”
“Televizyonu ilk olarak 21 yaşında gördüm. Bilgisayarı ise oğluma sorarak kullanıyorum” sözleriyle teknoloji ile arasının iyi olmadığını ifade eden Erbaş, teknoloji ile geç tanışmasının hayal dünyasını geliştirdiğini belirtti. “Ben sizin yaşlarınızdayken, şimdi sizin önemsemediğiniz hiçbir şeye sahip değildim. Ama iyi ki sahip olmamışım. Bu yoksulluk ve yoksunluk benim hayal dünyamı geliştirdi. Çünkü hayatımız oldukça zordu ve bu zorluklarla baş etmem gerekiyordu” diye konuştu.
Çocukluk yıllarında köyün yaşlılarından sözlü kültür geleneği olan masal ve hikayelerİ dinlediğini söyleyen Erbaş, sözlü kültürün kendisi için öneminden şu sözlerle bahsetti: “Sözlü kültür sizi bir yolculuğa çıkarır. Görsel dünya ise bizi hazır bir ortamın içine sokar. Sorgulama yetinizi kaybedersiniz. Görsel dünyanın bu kadar yaygın olması çocuklar ve gençler için iyi bir şey değil. Görsel dünya sizin düşünme yeteneğinize ipotek koyuyor. Ben sözlü kültür ile büyüdüm ve hayal dünyam bu şekilde gelişti” dedi.
İLK ŞİİRLER KAYIP
“İlkokul dördüncü sınıfa gittiğimde Orhan Kemal, Sait Faik ve Sabahattin Ali okurdum. Lise yıllarımda ise Nazım Hikmet şiirlerini okurdum ama o dönem Nazım’ın kitaplarını okumak çok güçtü. Fakat Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan şiirlerini çok iyi bilirdim” diyen Erbaş, lise yıllarında ciddi bir şekilde şiire yöneldiğini ifade etti. Lise yıllarında halk şiiri formunda üç defter şiir yazdığını söyleyen Erbaş, “Bizim evlerimizde saklama ve arşiv kültürü olmadığı için o defterler kayboldu. Eğer o defterler kaybolmasaydı, Karacaoğlan Yunus Emre ve Pir Sultan’dan esinlenerek yazdığım şiirler bugüne taşınacaktı” dedi.
“ŞİİR OKUMALISINIZ”
Öğrencilere kitap okuma tavsiyesinde bulunan Erbaş, şiir okumanın insanın hayal gücünü ve yaratacılığını geliştirdiğini ifade etti. “Size sunulanla yetinmeyeceksiniz. Soru soracaksınız, reddeceksiniz. Bunun için de çok şeyi bilmeniz gerekecek. Soru sormak için bilmek gerekir. İki kanaldan besleniriz biri hayat, diğeri de kitaplardır. Siz ne iş yapıyorsanız olun şiir okuyun. Avukat da olsanız mühendis de olsanız şiir okumalısınız” diye konuşan Erbaş, Edebiyat derslerinde 1940’lı yıllardan sonraki Türk edebiyatına dair konuların işlenmemesinin de sorunlu olduğunu ifade etti.
Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Şükrü Erbaş, söyleşinin sonunda kitaplarını imzaladı.
“İPOTEK KONUYOR”
“Televizyonu ilk olarak 21 yaşında gördüm. Bilgisayarı ise oğluma sorarak kullanıyorum” sözleriyle teknoloji ile arasının iyi olmadığını ifade eden Erbaş, teknoloji ile geç tanışmasının hayal dünyasını geliştirdiğini belirtti. “Ben sizin yaşlarınızdayken, şimdi sizin önemsemediğiniz hiçbir şeye sahip değildim. Ama iyi ki sahip olmamışım. Bu yoksulluk ve yoksunluk benim hayal dünyamı geliştirdi. Çünkü hayatımız oldukça zordu ve bu zorluklarla baş etmem gerekiyordu” diye konuştu.
Çocukluk yıllarında köyün yaşlılarından sözlü kültür geleneği olan masal ve hikayelerİ dinlediğini söyleyen Erbaş, sözlü kültürün kendisi için öneminden şu sözlerle bahsetti: “Sözlü kültür sizi bir yolculuğa çıkarır. Görsel dünya ise bizi hazır bir ortamın içine sokar. Sorgulama yetinizi kaybedersiniz. Görsel dünyanın bu kadar yaygın olması çocuklar ve gençler için iyi bir şey değil. Görsel dünya sizin düşünme yeteneğinize ipotek koyuyor. Ben sözlü kültür ile büyüdüm ve hayal dünyam bu şekilde gelişti” dedi.
İLK ŞİİRLER KAYIP
“İlkokul dördüncü sınıfa gittiğimde Orhan Kemal, Sait Faik ve Sabahattin Ali okurdum. Lise yıllarımda ise Nazım Hikmet şiirlerini okurdum ama o dönem Nazım’ın kitaplarını okumak çok güçtü. Fakat Yunus Emre, Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan şiirlerini çok iyi bilirdim” diyen Erbaş, lise yıllarında ciddi bir şekilde şiire yöneldiğini ifade etti. Lise yıllarında halk şiiri formunda üç defter şiir yazdığını söyleyen Erbaş, “Bizim evlerimizde saklama ve arşiv kültürü olmadığı için o defterler kayboldu. Eğer o defterler kaybolmasaydı, Karacaoğlan Yunus Emre ve Pir Sultan’dan esinlenerek yazdığım şiirler bugüne taşınacaktı” dedi.
“ŞİİR OKUMALISINIZ”
Öğrencilere kitap okuma tavsiyesinde bulunan Erbaş, şiir okumanın insanın hayal gücünü ve yaratacılığını geliştirdiğini ifade etti. “Size sunulanla yetinmeyeceksiniz. Soru soracaksınız, reddeceksiniz. Bunun için de çok şeyi bilmeniz gerekecek. Soru sormak için bilmek gerekir. İki kanaldan besleniriz biri hayat, diğeri de kitaplardır. Siz ne iş yapıyorsanız olun şiir okuyun. Avukat da olsanız mühendis de olsanız şiir okumalısınız” diye konuşan Erbaş, Edebiyat derslerinde 1940’lı yıllardan sonraki Türk edebiyatına dair konuların işlenmemesinin de sorunlu olduğunu ifade etti.
Öğrencilerin sorularını da yanıtlayan Şükrü Erbaş, söyleşinin sonunda kitaplarını imzaladı.