Kadıköylü genç piyanist Savaş Güven, ‘Sokak Hayvanları İçin Sanat’ adında bir proje başlattı

17 Mayıs 2017 - 13:31

A ⁺ A^- Yazdır

Pek çok Kadıköylü gibi o da bir hayvansever. Sokaktaki can dostlarımız için çalışan biri. 26 yaşındaki genç müzisyen, sanatı ve hayvan sevgisini ‘Sokak Hayvanları İçin Sanat’’ adlı projesinde birleştirdi. Düzenleyeceği etkinliklerden elde edeceği geliri sokak hayvanları için harcayacak. ‘’İşkenceye, açlığa, susuzluğa, soğuğa maruz kalan can dostlarımı görüp ah vah demektense yapabileceğim en iyi şeyi yapmak istedim. Sahneye çıkmak ve sokaklardaki can dostlarımızın seslerini sahneden insanlara duyurmak. Hayvanları seven, dokunamasa bile yine seven herkesi gösterilerimize bekliyorum’’ diyen Güven anlatıyor....

• Savaş bey sizi biraz tanıyalım.
  1991 doğumluyum. Müzik eğitimime 3 yaşımda başladım, 1997’ye dek özel piyano dersi aldım. Ziya Kalkavan Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi’nde okuduğum sürede okulumuzdaki tüm müzik etkinliklerinde sahne aldım, liselerarası müzik yarışmalarına katıldım. Müzikle iç içe bir eğitim-öğretim hayatı yaşadım. Tiyatrolara, dizilere, reklamlara, kısa filmlere müzikler yapmaktayım. 6 yıl denizcilik yaptım. Bir gemi kazası sonrası denizciliğe ara verdim. Büyükada Splendid Palace Oteli'nde çalışıyorum.
  - Siz hem bir müzisyen hem de bir müziksever/hayvanseversiniz. Sanat ve hayvan sevgisini nasıl anlatırsınız?
  İyi bir müzisyen olabilmek için önce hayatı, doğayı, insanı sevmeniz; etrafınızda olan biten acı şeylere seyirci kalamayıp müdahalede bulunabilme yetisini gösterebilmek gerekir. Mücadele edebilmek gerektirir. ‘Sevgi eylem gerektirir’ denir. Tam da yapmak istediğim şeyi tarif eden bir cümle.
• Sokak hayvanları için çabalayan birisiniz. Neler yapıyorsunuz?
  Pek çok kedi evi yaptım, yapılmasına vesile oldum. Parklardan, sokaklardan kaç tane hasta dostumu kucaklayıp veterinere götürdüğümü unuttum. Her sabah ve her akşam sokağımdaki tüm can dostlarımı doyuruyor, seviyorum. Kış olduğunda evime gelen tüm kediler camıma ya pati atıyorlar ya miyavlıyorlar. Açıyorum camı hemen içeri alıyorum onları. Onların mutluluğuna şahit olarak mutlu oluyorum.
• Sokak Hayvanları İçin Sanat projesi nasıl doğdu?
• Gezi’den! Gezi Parkı olayları döneminde bir akşam parktan Caddebostan'daki evime döndüm. Akşam yemeği yerken tv’de o piyanisti, Davide Martello’yu gördüm. Hemen geri döndüm Gezi’ye. Davide'nin piyanosunu Gezi'nin merdivenlerinin en üst noktasına koymuşlar, o çalıyor, kalabalık dinliyordu. Yanına gittim, piyanoyu çalma ricasında bulundum, kabul etti. Tek bir parçayı çalmak için dönmüştüm Gezi'ye; " Sözlerimi geri alamam, yazdığımı yeniden yazamam. Çaldığımı baştan çalamam, bir daha geri dönemem... " Benim için Gezi'nin marşıdır o parça. O kalabalığın tek bir amaç için orada olduğunu ve asla pes etmeyeceklerini anlatan bir parçaydı. ‘Davide dünyanın dört bir yanına sponsorlarla gidiyor ve piyano çalıyor. Biz neden bunu kendi ülkemizde yapamayalım’ diye düşündüm ve çalışmalarıma bu yönde başladım. Gezi ruhu yaşadıkça da bu proje devam edecek.
• Projenin sosyal medya sayfasında Sadri Alışık’ın ‘’Sokak köpeklerine selam vermek adam olmaya çeyrek var demektir"  sözü var. Bu sözün sizdeki çağrışımları neler?

Günde iki çay yerine bir çay içiyorum, içmediğim çayın parasıyla mama alıyorum. Sokağımdaki can dostları doyuruyorum, onlarla konuşuyorum. Onlar da bana değer veriyor, şirinlikler yapıyorlar. Benim bu yaptığımı kimse yapmak zorunda değil. Hayvan sevmek bir karakter meselesidir. Ülkemizde bırakın mama vermeyi sevmeyi, hayvana tecavüz denen bir vaka var, hayvan dövüşü denen bir saçmalık var ve yasal olarak cezası yok. Bunun için de hukukçu hayvanseverlerle gerekli çalışmalar yapıp, etkinliklerimizde bilgilendirme olarak paylaşacağım.

• Bu projede yapacağınız konserlerden elde edilecek geliri hayvanlar yararına kullanacaksınız değil mi?
  Gelirin bir kısmıyla sokaklardaki can dostlarımıza sahada el uzan hayvansever arkadaşlarımızın veteriner borçlarını kapatacağım. Onlar da böylelikle yalnız olmadıklarını bilecekler, çok daha şevkle çalışacaklar. Gelirlerin bir diğer kısmı ile hayvan ambulanslarının sayısını çoğaltmak istiyorum. Yurdumuzdaki diğer barınaklar maalesef Kadıköy ve Ataşehir Belediyesi barınakları gibi değil. Zaten onlar barınak değil, ölüm kampları! Bunlara karşı mücadele eden insanlarla bir araya gelerek o barınakların şartlarını iyileştireceğiz, düzenli mama ve ilaç yardımı sağlayacağız. İyi yürekli veteriner hekimler ile anlaşıp, sokak hayvanlarının acil durumlarında ücretsiz olarak sağlık hizmeti vermeleri karşılığında, gösterilerimizden elde edilecek olan gelirin bir kısmını da bu yönde kullanmak niyetindeyim.
• Etkinliklerinizin içeriği nasıl olacak?
  2 perdelik bir görsel şov. Hem güleceğiz hem ağlayacağız. Etkinliklerimizde sunuculuğu barınaktan evlat edinilmiş bir dostumuz ile barınaktan evlat edinilmeyi bekleyen iki can dostumuz yapıyor. Tabi biz seslendiriyoruz. Perde açılıyor ve ülkemizde sokaklarda yaşam mücadelesi veren can dostlarımızın maruz kaldığı olaylar bir film halinde sunuluyor. Sahnede piyano ve keman ile seyircinin kulağına hitap ediliyor. Sonrasında da hareketleniyor etkinlik ancak şimdilik bu kadarını paylaşayım. Gösterinin sonunda bilet alıp gelerek bağış yapmış olan güzel yürekli seyircimiz de, sahnede sokaklardaki can dostlarımızın sesi olmaya çalışan bizler de yastıklara kafalarımızı huzurla ve gururla koyacağız.
• Mekan arayışındasınız. Mekan sahiplerine ve müzisyenlere çağrınız var mı?
• Belediyeler dışında özel mekanlarda da bu etkinlikleri gerçekleştirmek istiyorum.  Gezi'de ‘Sen ben yok, biz var!’ diye bir slogan çıkmıştı. Bu hareketin vizyonu ve misyonu belli. Bir kap mamayı da ben koymak istiyorum diyen, sanatın hangi dalı ile uğraşırsa uğraşsın gelip sahne alabilir.
• Kadıköylüsünüz ki burası hayvan sevgisi yüksek bir ilçe. Etkinlikleri Kadıköy’de mi yapacaksınız?
  İlk etapta en büyük arzum evet; bu yolculuğa Kadıköy'de başlamak. Meşaleyi Kadıköy'den yakıp tüm yurda yayılmak. Bu proje ile Kadıköy'ü dünyada da duyuracağız, bu ülkenin güzel insanlarının hayvan sevgisini de. İyi insanlar var, iyilik var ve iyilik kazanacak! Siz destek verin yeter.

www.facebook.com/sokakhayvanlariicinsanat