Televizyoncu Ali İhsan Varol, “Etimolojik Cahil Cesareti” adlı gösterisiyle stüdyodan çıkıp sahnelere adım attı. Varol, sözcüklerin kökenlerini eğlenceli bir dille aktarıyor
Gökçe UYGUN
O’nu yedi yıl boyunca ‘Kelime Oyunu’nda izledik. ‘Ekranların efendi yüzü’ olarak özellikle yetişkin kuşak tarafından pek sevildi. Programı yayından kalktığında ise üzülen çok oldu. Varol daha sonra, bir süre Kardeş Payı dizisinde rol aldı. Şimdilerde ise televizyon dünyasından sahnelere yatay geçiş yaptı. ‘Etimolojik Cahil Cesareti’ isimli gösterisiyle seyirci karşısına geçen Varol ile 19 Mart’taki Kadıköy gösterisi öncesi konuştuk. Belli ki ‘heybesindeki kelimelerini sahneye saklamayı tercih eden’ Ali İhsan Varol’un sorularımıza verdiği ‘tasarruflu’ yanıtlar…
Sizinle röportaj yapıp da Kelime Oyunu’nu sormamak olmaz. Neden bitmişti program?
Hangi sebeplerle bittiğine dair net bir cevabım yok.
Gezi direnişiyle ilgili sorduğunuz sorular için hiç pişman oldunuz mu?
Hayır.
Fiziken Gezi’ye çok yakındaydı stüdyo. Tüm olaylara ‘gözünüzü kapamayı’ seçmediniz…
Evet.
Gösterinizde “Televizyon sektöründe iş bulamadığınız, o nedenle bu gösteriyi yapmaya başladığınız” minvalinde sözleriniz var. Bunun ne kadarı gerçek ne kadarı kurgu?
Tamamı gerçek. Şu anda televizyonda yayınlanan bir iş yapıyor olsaydım gösteri için ne vaktim ne de enerjim olurdu.
“Etimolojik Cahil Cesareti” gösteriniz ilk nerede ve ne zaman başladı?
20. gösteriye doğru ilerliyoruz. İlk gösteriyi halen en sevdiğim sahne olan Kadıköy Halk Eğitim’de gerçekleştirdik.
Gösterinin adı nasıl bulundu?
Seçtiğim bazı kelimelerin etimolojisinden bahsetmeye karar verdim. Akademik birikimim ve altyapım olmadığı için de bu ismi koydum.
Bana biraz ‘temkinli’ bir isim gibi geldi.
‘Temkinli’den çok ‘haddini bilen’ bir isim.
Seyircilere ‘Cem Yılmaz beklemeyin’ tarzında yarı şaka-yarı ciddi uyarınız var. ‘Komik’ olma iddiasında değil misiniz?
Ne yazık ki komik bir insan değilim. Komik şeyleri aktarabiliyorum. Kendimi de dinleyeni de eğlendirebiliyorum. Şarkı söylemeye benzer bir durum bu. Vasat bir sesiniz olsa bile o sese uyan birkaç şarkıyı söyleyebilirsiniz. Çalışıp kendinizi geliştirirseniz daha da fazlasını söyleyebilirsiniz. Ama bu uğraşı sizi bir Charles Aznavour, bir Edith Piaf yapmaz.
Gösterinizi izleyen biri ‘Eğlenmekten ziyade aydınlandım’ demiş. Bunu iltifat olarak mı kabul edersiniz? Yahut şöyle sorayım; amaç eğlendirmek mi aydınlatmak mı?
Amaç eğlendirmek. Gösterinin adı cahil cesareti, ne kadar aydınlatabilir ki... Diğer taraftan ‘Eğlenmekten ziyade aydınlandım’ açıklaması da beni mutlu eder. En azından bilete verdiği parayı helal etmiş demektir.
Sahnede olmak nasıl bir his? Sahne mi tv stüdyosu mu?
Stüdyo daha kolay. Kolay değilse bile daha rahat. Fakat sahneden inerken (her şey yolunda gittiyse) daha doyurucu bir tatmin duygusu yaşıyor insan.
Gösteride küfür/kaba tabir kullanmamaktan yana bir tavrınız var gibi. Ama yine de birkaç tane kullanıyorsunuz. Neden?
Kökenlerinden bahsediyorum. Çoğu gayet masum kelimelerken zaman içersinde bugünkü kaba anlamlarına bürünmüşler. Hikayeleri de oldukça ilginç.
İşiniz kelimelerle… Kelimelerin gücüne inanıyor musunuz?
Evet. Kısmen...
İçinden geçtiğimiz günleri tarifleyen kelimeler istesem sizden, hangilerini seçerdiniz?
Son zamanlarda sohbet ettiğim hemen herkes, benden bunu istiyor. Birkaç defa ‘Ne yazık ki o kadar Türkçe bilmiyorum’ deyip işin içinden sıyrılmıştım. Bu sefer de şöyle bir alıntı yapayım; ‘Kelimeler albayım. Bazı anlamlara gelmiyor.’
Türkçe değişiyor, hızla hem de. Nedir bu gidişata bakışınız?
Her şey değişiyor. Dil de bu değişime ayak uyduruyor. İnsanlar değişir, yaşam tarzları değişir, konuşulan konular değişir ya da konular sabit kalır ama seviye, düzey, derinlik değişir... Bunun doğal sonucu olarak dil de değişir. Olumsuzsa bu değişimin önüne geçmek gerekir. Ama bu korumacı yapı diğer kısımlar gözardı edilerek yalnızca dil çerçevesinde gerçekleştirilebilir mi? Onu bir bilene sormak lazım.
19 Mart’ta Kadıköy Halk Eğtim Merkezi’nde (KHEM) sahne alacak olan Varol, “Kadıköylü müstakbel seyircilerimin zamanlarına ve paralarına talibim. Pek samimi gözükmese de bu durum, Kadıköy HEM'de hep samimi bir birliktelik yarattık” diyor