TELİN DİLİ OLSA…

İsmail Hakkı Demircioğlu ve Sabri Ejder Öziç nam-ı diğer Kaptan ‘Telin Dili Olsa’ adlı şiirli konser etkinliğiyle 29 Mart’ta Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’ne konuk oluyor.

22 Mart 2011 - 14:25

Umudu diri tutmak için
TELİN DİLİ OLSA…


İsmail Hakkı Demircioğlu ve Sabri Ejder Öziç nam-ı diğer Kaptan ‘Telin Dili Olsa’ adlı şiirli konser etkinliğiyle 29 Mart’ta Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’ne konuk oluyor. Demircioğlu ve Öziç, bu etkinliği ‘umudu her daim diri tutmak için’ düzenlediklerini söylüyorlar.


İsmail Hakkı Demircioğlu’nu yıllar önce Erkan Oğur ile birlikte yaptığı albümlerden tanıdık. O tok sesiyle türkülere kattığı farklı yorum bu topraklarda yaşayan çoğu insanın gönül teline dokunmayı başardı. Oğur ile Demircioğlu birlikte birçok albüme imza atarken, kendi albümleriyle de müzik dünyasına iz bırakmaya devam ettiler.
İ. Hakkı Demircioğlu sadece albüm yapmıyor, dinleyicileriyle de çok sık olmasa bile verdiği konserlerle biraraya geliyor. Bu konserlerden biri de “Telin Dili Olsa” adlı şiirli konser. Evet bu sadece Demircioğlu’nun bağlama çalıp türkü söylediği bir konser değil, kendine “Kaptan” olarak seslenilmesini tercih eden Sabri Ejder Öziç’in şiirler okuduğu bir etkinlik. “Bir derdi olan insanlarla buluşmak” ve popüler kültür dayatmasına inat “yalın” bir dil tutturmak için bu projeye imza atan Kaptan ve İ. Hakkı Demircioğlu ile 29 Mart Salı günü saat 20.00’de Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde verecekleri şiirli konser öncesi buluştuk, küçük bir söyleşi gerçekleştirdik.

-Kendinize neden Kaptan denilmesini istiyorsunuz?
-Sabri Ejder Öziç (Kaptan): Benim Adana’da bir radyo programım vardı. Adı, Kaptan’ın Seyir Defteri idi. Tam 8 sene,“Kaptan ile olan birlikteliğiniz başladı” diye diye, adım Kaptan olarak kaldı.

-Telin Dili Olsa projesi nasıl başladı? Nasıl karar verdiniz?
-İ.Hakkı Demircioğlu: Biz Kaptan ile yıllar önce tanıştık. Radyoda şiirler okurdu. Bana da bir kaydını vermişti. Biz o dönem Adana, Hatay, İskenderun, Antep çevresinde şiir ve türküyü buluşturan bir dizi etkinliğe imza atıyorduk zaten. O zaman Nihat Behram ve Okan Murat Öztürk de bizimleydi. Bu etkinlikler dizisi bitince Kaptan ile birlikte bir şeyler yapabilir miyiz diye düşündük ve Telin Dili Olsa projesine böyle başladık. Başta kaval çalan bir arkadaşımız Sinan Cem de vardı daha sonra ayrıldı. Böylece ben ve Kaptan, birlikte bu etkinliği devam ettiriyoruz.

‘BİZİM BİR DERDİMİZ VAR’

-Kaptan: Bu program tamamen doğaçlama üzerine. İsmail ağabeyin repertuvarı çok zengin ve derinlikli. Özlediğimiz Ruhi Su tadını bize yaşatıyor her seferinde. Ben de O türkülerini söylerken içimden geçen şiirleri okuyorum. Olabildiğince yalın, sıcak bir program sunmaya çalışıyoruz. Çünkü bizim bir derdimiz var ve bizim gibi düşünen insanlarla biraraya geliyoruz.

Kendi şiirlerinizi mi okuyorsunuz?
-Kaptan: Hayır. Ben 21. yy çağdaş Türk şairlerinin, toplumsal duyarlıklı şiirlerini okuyorum, bunları tercih ediyorum. Ama çok hazırlıklı yapmıyorum bunu. Türkülere, atmosfere, o andaki hislerime göre okuyorum.

-Ezberlediğiniz şiirler mi bunlar?
-Kaptan: Şiirleri, kitaplardan, antolojilerden canlı olarak okuyorum. Ezberin duyguları öldürdüğünü düşünüyorum. İyi bir şiirin ezbere okunabilmesi için teatral düzeneğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ancak bizim programımızda teatral öğeler yok. Tamamen yalın bir paylaşım bu.
-Siz de doğaçlama mı çalıyorsunuz? Yoksa elinizde bir liste oluyor mu?
-İ.Hakkı Demircioğlu: Her zaman aynı olmuyor tabi. Kafamda bir repertuvar oluyor ama her gösteride birkaç tane yeni türkü ekliyorum. Ama genel bir çizgim var tabi. Anadolu’nun çeşitli yörelerinden türküleri söylüyorum.

-Farklı dillerde de söylüyor musunuz?
Keşke söyleyebilseydim. Farklı dilleri bırakın, doğduğum topraklara ait olan Lazca dilinde bile söyleyemiyorum. Bütün türküleri Türkçe söylüyorum.

‘İNANDIĞIMIZ ŞEYİ YAPIYORUZ’

-Peki, Telin Dili Olsa etkinliğinin sizin için anlamı nedir? Neden türküyle şiiri biraraya getirip böyle bir gösteri düzenleme gereği duydunuz?
-İ.Hakkı Demircioğlu: İnandığımız bir şeyi, bu türkü olur, şiir olur; aynı derdi olan insanlarla paylaşma ihtiyacı diyebilirim.
-Kaptan: Olabildiğince popüler bir dayatma ile karşı karşıyayız. Biz böyle yaşayan insanlar değiliz. Sade yaşıyoruz, sadelikten yana tavır alıyoruz. Yaptığımız işte de insanların derdi olduğunu biliyoruz. Bir dize ile o derde belki bir çıkış yolu, Nâzım Hikmet’ten, Hasan Hüseyin’den okuduğum bir dize derman olacaktır. Düşmüşe, yılgına bir direnç olacaktır. Şu an yaşadığımız ortam korku filmlerini aratmıyor. Bu korku ortamında bir umut olabilirsek diye çıktık yola. Umudu her daim diri tutmak için.


Semra ÇELEBİ


 


ARŞİV