TUT! BIRAK!
Farklı sınıf, kültür ve çevreden kadınların dilinden monologlar... Deniz Kaptan’ın Kadın Hikâyeleri kitabından seçilen monologlar, Hüseyin Umaysız’ın yönetiminde, sahnedeki Layla Önlen’in kimliğini de içine katarak tek bir bedende birleşiyor. Sözcükler, dans ve enstalasyonla iç içe geçiyor, kadınların hikâyelerinden performatif bir alan ve eylem yaratılıyor. Oyuncu sona doğru tamamen bağımsız olacağı boş bir alana doğru yolculuk ediyor. Oyun, boşluktaki malzemeyi tamamen bir enstalasyon alanına, performansı da dansa dönüştürmekten kaçınmıyor. (Moda Sahnesi / 18 Kasım Çarşamba ve 19 Kasım Perşembe 20.30)
BEN ANADOLU
Binlerce yıldır Anadolu’yu var eden kadınlar, koca bir tarihe yayılan hikâyeleriyle Güngör Dilmen’in klasikleşmiş eserinde buluşuyor. Ben Anadolu Kibele’den Theodora’ya, Eftelya’dan Hürrem’e uzanan bir kadınlar geçidi. Tanrıçalar, sultanlar, mitolojik karakterler, köylüler, kantocular, hemşireler... Bu toprakların özünü oluşturan; toprakla, ağaçla, ürünle, masallarla, tarihle, savaşlarla, sokaklarla bir olan, Anadolu’nun farklı çağlarına tanıklık eden kadınlar Görkem Yeltan’ın yönettiği oyunda Ayça Bingöl’ün yorumuyla vücut buluyor. Bu performans, Yıldız Kenter’in ölümünün birinci yıldönümünde sanatçının anısına sahneleniyor. (Caddebostan Kültür Merkezi / 28 Kasım Cumartesi 15.00)
(Fotoğraf: Muhsin Akgün)
DUBLÖRÜN HİKÂYESİ
Hep oyuncu olmak istemiş ama hayatını dublör olarak geçirmeye mecbur kalmış, kendisiyle, başına gelenlerle, hatta hayalleriyle bile dalga geçmekten imtina etmeyen Kemal’in oyuncu olamayıp, nasıl dublör olduğunun eğlenceli, bir o kadar da hüzünlü hikâyesi… Kemal Uçar’ın yazdığı ve oynadığı oyun, dublörlük sanatının gerektirdiği yüksek tempolu performansların birbirini izlediği, eğlencesi eksik olmayan bir eser. (Moda Sahnesi / 24 Kasım Salı ve 25 Kasım Çarşamba 20.30)
(Fotoğraf: Yiğit Danacı)
MANHATTAN’IN İYİ TANRISI
“Faşizm iki insan arasındaki ilişkide başlar” diyen, yaşadığı çağla ve dille bir hesaplaşma içinde olan Avusturyalı yazar ve şair Ingeborg Bachmann’ın radyo tiyatrosu olarak yazdığı, birçok kez sahnelenen Manhattan’ın İyi Tanrısı festivalde Tiyatro Motus tarafından sahneye taşınıyor. Gizem Pilavcı’nın yönettiği; Umut Barış Taşdemir, Anıl Kır, Burcu Ger, Gülnara Golovina ve Barış Eroğlu’nun rol aldığı oyun 1957’nin Manhattan’ında geçse de metropol yaşamına ve modern insan ilişkilerine bakışıyla güncelliğini kaybetmiyor. Oyun, kurduğu gerçeküstü evren içinde; aşkın ne olduğunu, ne olabileceğini ve ne olamadığını sorguluyor. (Moda Sahnesi / 1 Aralık Salı 20.30)
(Fotoğraf: Murat Dürüm)
Yönetmenliğini Selçuk Metin’in, senaryosunu Zeynep Miraç’ın üstlendiği, Metin Akpınar’ın 60 yıla yaklaşan kariyerini ekrana taşıyan İyi ki Yapmışım belgeseli; sanatçının kariyerinin yanı sıra tüm yaşamını da mercek altına alan bir yapım. Tilbe Saran’ın anlatıcılığını üstlendiği yapımda; Demet Akbağ, Umur Bugay, Ferhan Şensoy, Ahmet Gülhan, Dikmen Gürün, Kandemir Konduk, Perran Kutman, Nevra Serezli, Selma Sonat ve Zeynep Oral gibi birçok sanatçı, yazar ve akademisyenin yanı sıra yaşamına tanıklık etmiş dostları Akpınar’ı anlatıyor. Belgesel, 22 Kasım Pazar günü saat 15.00’te Caddebostan Kültür Merkezi’nde gösterilecek.