Tiyatroculardan 70’ler aranjmanları

Tiyatroya gönül verenlerden oluşan Öykü Sahne Ensemble, 31 Mayıs Kadıköy konserinde, 70'lerden esen Türkçe Pop rüzgarıyla dinleyenlere nostalji keyfi yaşatacak

24 Mayıs 2017 - 14:53

Öykü Sahne çatısı altında bulunmuş oyuncu, yönetmen ve müzisyenlerin oluşturduğu bir grup olan Öykü Sahne Ensemble, tüm sahne performanslarının ortak noktası olan “hikaye anlatma” işini müzikle yapıyor. Provalara 2015’te başlayıp, ilk konserini 2016 yılının baharında veren grup, bu yıl da Kadıköy’de sahne almaya hazırlanıyor. 31 Mayıs'ta Caferağa’daki  LivingRoom’da sahne alacak olan grubu; Tiyatro Açıkça/Öykü Sahne kurucusu, grubun fikir babası Sertaç Ayvaz’a sorduk.

  • Öykü Sahne Ensemble nasıl kuruldu?

Müziğe karşı ilgim neredeyse tiyatroyla aynı dönemde başladığı için Öykü Sahne içinde böyle bir ekip oluşturmanın kendime de seyirciye de oyuncu/öğrenci arkadaşlara da iyi geleceğini düşünerek başladım.

Tiyatrocuların müzikle ritimle dansla araları iyi oluyor doğal olarak. Öykü Sahne Ensemble olarak amacımız, müzik alanında şimdilik düzenli konser yapan ekip olmak değil. Ancak şunu biliyorum ki, sahne üzerinde eğlenmek konusunda iyiyiz. Eğlenmeye devam yani.  Haftanın bir günü de düzenli olarak şan ve repertuvar çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

  • Müzikal dünyasında nasıl bir konumda bulunuyorsunuz?

Gösterimizi mutlaka bir konsept üstüne oturtup, o konseptin hikayesini anlatıyoruz şarkılarımızla. Anadolu’da köyden köye gezen meddahlar gibi biz de topluluğumuzla çeşitli seyirci kitlelerine ama bu sefer müzikle hoşça vakit geçirtiyoruz.

  •  Sürekli bir grup mu yoksa proje-konser bazında mı bir araya geliyorsunuz?

“Öykü Sahne Ensemble” bir birliktelik. Her seferinde bir konsept ve bunun üzerine inşa edilecek bir konser/dinleti projesi oluşturuyoruz. Zaman ayırabilecek arkadaşlarımızla birlikte o projeyi gerçekleştirmek üzere bir araya geliyoruz ama yıllar içinde varlığını devam ettiren bir yapı da var.

  • Ekip kimlerden oluşuyor? Sürekli değişiyor mu sabit mi bu isimler?

Değişiyor. Bu yıl mesele Ali Kakkaç, Beril Bıçak, Ece Kahraman, Enis Bulca, Gizem Dilek, Sertaç Ayvaz (solitler), Mamed Cafarov (piyano), Ahmet Süngü (gitar), Tufan Arıkan (bas gitar) ve Serhat Höbek (davul) var ekipte. Barış Kolay fotoğraflarımızı çekti Burak Çelebi ise afişimizi tasarladı.  Çekirdek bir kadro her zaman oluyor. Örneğin geçen sene müzik direktörlüğümüzü yapan ve projede Bas Gitar çalan Hakan Gürbüz bu sene danışman olarak bize destek verdi.

  • Şarkılarınızı-tarzınızı anlatır mısınız?

Bu sene 70’lerin o naif, neşeli, kıpır kıpır, üzüldüğü zaman da dünya dertlerinden çok insanlık hallerine üzülen halinin hikayesini o dönemin şarkılarıyla izleyicilerimize yansıtmak istedik.

Sahnede rahat duran, öyle usturuplu bir ekip de değiliz. Birbirimize sahne üzerinde tatlı tatlı sataşmayı, laf atmayı seviyoruz. Kendimizle dalga geçmeye de bayılıyoruz. Seneler içinde şuna iyice ikna olduk ki biz eğlendiğimiz, yaptığımızdan zevk aldığımız zaman izleyici coşuyor. Bu yüzden bizim için önemli olan iyi icradan belki daha da önce, vermek istediğimiz duygunun seyirciye geçmesi ve karşılıklı paylaşım.

  • Kendi bestelerinizi mi yoksa cover’lar mı seslendiriyorsunuz?

Genelde cover yapıyoruz. Ancak içeriğe uygun olduğunda daha önceki Tiyatro Açıkça oyunlarında kullanılmış orijinal besteleri de repertuvara alıyoruz.

  • Kuruluşundan bu yana yaptığınız konserleri, etkinlikleri özetler misiniz?

 "Öykü Sahne Ensemble" ismiyle aslında ikinci projemizi yapıyoruz. Geçen seneki projemiz "Kantolar ve Tangolar"dı... Bu oluşum, Tiyatro Açıkça kendi sahnesi olan Öykü Sahne'ye kavuşmadan önce de başka isimler altında vardı. Önceleri daha tiyatro ve müzikal kökenli olan müzik projelerimizde (Oyunculardan Şarkılar, Oyunlardan Şarkılar, vb.) zaman içinde bu vurguyu azalttık. Yine bir tarafından tiyatro olgusuna bağlanan (örneğin Direklerarası kültüründe kanto ve vodvilin bir arada bulunması gibi) müzik projeleri ile devam ediyoruz. 

  • Bildiğiniz, sizin gibi tiyatroyla bağlantılı böyle bir başka grup var mı yoksa siz tek misiniz?

Bilemiyoruz…

  •   Dinleyiciler sizin konserlerde ne bulacaklar, neler dinleyecekler?

Bir kere her konserimiz eğlence garantili. Mutlaka küçük sürprizlerimiz şakalarımız oluyor seyirciye. Samimiyet topluluğumuzun en önemli değeri…

 Örneğin 31’indeki bu konserde artık orta yaş ve üstünün hatıralarında kalmış, yeni neslin pek de bilmediği, incelikli, kırılgan ama bir o kadar da hayat dolu bir zamanı, televizyonun ülkemizde yeni yayın yapmaya başladığı, internetin, cep telefonunun henüz insanları sosyal medya adı altında sosyalleşmeye yabancılaştırmadığı, 68 ruhunun asiliğinin, çiçek çocuklarının büyüyüp de modernizmle tanıştıkları “aranjmanlar” zamanını  hep beraber dinleyicilerimizle birlikte yeniden yaşamak istiyoruz konser sırasında. 

  • Şarkıları bir albümde toplamak vb bir hayaliniz-hedefiniz var mı?

 Neden olmasın? Ancak tabii o bambaşka bir kulvar. Enerjisini, ufak doğaçlama fikirlerle de destekleyen bir canlı performans grubuyuz. Tazeyken güzeliz yani…


ARŞİV