Tiyatroculardan yürüyüşe davet

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü Bahariye’de renkli bir yürüyüşle kutlamaya hazırlanan Kadıköy Tiyatroları Platformu, tiyatronun sesini daha güçlü çıkartmak adına herkesi bu yürüyüşe davet ediyor

22 Mart 2017 - 11:06

Kadıköy’de sanat üreten, sahnesi olan ve olmayan 65 tiyatrodan oluşan Kadıköy Tiyatroları Platformu, mesleklerinin önemli günü 27 Mart’a hazırlanıyor. Dünya Tiyatro Günü’nü şenlikli bir yürüyüşle kutlayacak olan platformdan, tiyatrocular Esin Aslan ve Nevzat Süs ile konuştuk.

  • 1.5 senedir aktif olan bir platformsunuz. Geçen sene Ekim’de yaptığınız Kadıköy Tiyatro Şenliği nasıl geçti?

E. Aslan:  Kapasitemizin ve hedefimizin üstüne çıkarak, 28 oyunla 9 gün boyunca süren şenlikte 2 bin 500 civarı seyirciye ulaştık. Bu şenliği bu yıl da yine sezon başında yinelemeyi planlıyoruz. Esasen hedefimiz ‘365 gün tiyatro’ mantığıyla ilerlemek. Sahnelerimizi hiç kapatmayalım, seyirci tüm yıl boyunca oyun izleyebilsin istiyoruz.

N. Süs: Eğer bir açık hava sahnesi imkânı bulabilirsek, Kadıköy’de 12 ay tiyatro yapmak istiyoruz. Eskiden yaz aylarında İstanbul boşalırdı anacak son birkaç senedir öyle değil. İstanbullular alışveriş merkezlerine mahkûm olmasınlar. Çünkü tiyatro her zaman, her yerde,  her vakit yapılabilir bir sanat dalı.

- Kadıköylü tiyatrocular, komşularına mekânlarının kapısını açtığı, tiyatrolardaki ücretsiz buluşmalara katılan mahallelinin tiyatroları da oyuncuları da yakından tanımaya başladığı ‘Benim Komşum Tiyatro’ projeniz de sürüyor, değil mi?

E. Aslan: Evet, ikinci aydayız. 12 tiyatro ile 15 mahallede sürüyor. Bu pilot bir çalışma, ileride Kadıköy’ün 21 mahallesine yaymayı hedefliyoruz. İlgi çok yoğun, başvurular kapanmasına rağmen hala katılmak isteyenler var. Projeye katılanlar oyun seçmeye, sonra o oyunu izleyip, gelip bizimle eleştirilerini paylaşmaya başladılar. Tiyatro dünyasıyla yakınlaşıyorlar. Tiyatroya bambaşka bir gözle bakmaya başladıklarını söylüyorlar. Seyirci tiyatroya bizim gözümüzden, biz de izleyici gözünden bakmaya başladık. şunu da söylemek isterim;  bedelsiz olarak bu projeye destek veren sanatçıların zaman zaman seminerleri olacak. Bu ücretsiz seminerler hem tiyatro salonlarında, ayda bir de Caddebostan Kültür Merkezi’nde yapılacak. ilkinde oyuncu-yönetmen Engin Alkan'ı ağırlayaağız. Alkan, 24 Mart Cuma saat 14.00’te vereceği seminerde “Tiyatroda yönetmen, oyuncu ve seyirci ilişkisini” anlatacak.

N. Süs: Seyircilerin tiyatroya katacakları çok şey var. Biz normalde bir oyun hazırlarız, sahneleriz, birkaç eleştirmen izler ve yazar. O kadar… Bizi eleştiriyle sanatsal olarak ileriye götürecek olan seyircinin bizzat kendisi. Bu proje biz tiyatrocular için de çok yararlı olacak. Tiyatrolar da kendilerine çeki düzen verip, baştan savma oyunlar yapmayacaklar. Bilinçli seyirci, iyi tiyatronun ortaya çıkmasını sağlayacak.

- Bu platformun siz tiyatroculara ve seyircilere nasıl katkısı oldu?

N. Süs: Kadıköy’deki tiyatroların birlikte hareket etmesini sağladı. Seyirci açından da mesela Benim Komşum Tiyatro projesi, daha bilinçli seyirci yetişmesine yönelik Kadıköy’de bir mihenk taşı olacak.

E. Aslan: Bu platform, sadece buradaki insanlarla yürümüyor esasen. Platform dışındaki pek çok tiyatroyla da birlikte hareket ediyoruz. Onların sorunları olduğunda çözmeye gayret ediyoruz. Görünürde 65 tiyatroyuz ama daha fazlayız. Gölgemiz bizden büyük… Kadıköy dışından bize katılmak isteyen tiyatroları da, kendi bölgelerinde bir birlik kurmaları için teşvik ediyoruz. Kadıköy Belediyesi’nin desteğini de çok önemsiyoruz. Kendi başımıza da ayakta durabiliriz ama belediye destek olmasaydı bu kadar hızlı bir atılım olamayabilirdi.

- Tiyatro dünyası 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ne nasıl bir ahvalde giriyor?

N. Süs: Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin yakılması, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi tiyatro hocalarının ihracı, AKM’nin yıkılmasının gündeme gelmesi, Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları’nın peyderpey özelleştirilmesi planları… Bunlara bakmadan, 27 Mart’ı kavrayamayız. Tiyatro Günü sadece bir şenlik, kutlama değil. Nasıl ki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir mücadelenin sonunda ortaya çıkmışsa, 27 Mart da aydınlanmanın bir aracına dönüşmeli. Her şey böyle vahşileşiyorken, biz tiyatrocular tiyatro gününde bu gidişata karşı çıkıyoruz.

E. Aslan: Sanat, sistem tarafından bir köşeye sıkıştırılıyor. Çünkü korkuluyor sanattan. Çünkü özellikle tiyatro, insanların bilinçlenmesi ve aydınlanması adına çok kuvvetli araç. Sanat merkezi yakma olayları… Bu süreç maalesef yarın öbür gün sahnelerin kapatılmasına bile varabilir. Ama biz her an, her yerde, her koşulda tiyatro yaparız yeter ki birlikte olalım. 27 Mart’ta çağırımız bu; tüm ablukalara karşı birliktelik… Bu sıkışmasının içinden rengârenk çıkacağız diyoruz.

- Sanırım tam da bu nedenle 27 Mart’ta renkli bir yürüyüş yapacaksınız

E. Aslan: Evet! 27 Mart Pazartesi saat 17.00’de Bahariye Caddesi Ali Suavi heykeli önünde (Sanatçılar Sokağı) buluşacağız. Bahariye Caddesi boyunca kostümlerimiz, bandomuz ve kısa oyunlarımızla Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na dek yürüyeceğiz. Önceki yıllarda İstiklal Caddesi’nde bir yürüyüş olurdu, sanırız bu sene tek yürüyüş Kadıköy’de yapılacak. O nedenle tüm seyircileri, İstanbul’un tüm tiyatrolarını bekliyoruz.  

N. Süs: İnsanlarda umutlar yerle bir, gelecek kaygısı var, kimse yarını göremiyor. Böyle bir süreçte birileri bu bayrağı taşımalı. Bunu şu an Kadıköy Tiyatroları Platformu yapıyor. Tüm meslektaşlarımızın bu yürüyüşe destek olmaları gerek.

 “TİYATRO DİRENİŞTİR…”

Kadıköy Tiyatroları Platformu’nun 27 Mart Dünya Tiyatro Günü bildirisinden bir bölüm;

“(…)Ne yazık ki içerisinden geçtiğimiz zaman diliminde dün olduğu gibi bugün de tiyatro ülkemizde ve dünyamızda saldırılarla karşı karşıya kalmakta ve baskı altında tutulmak istenmektedir. Tiyatrocular sahnelerinden, müzisyenler enstrümanlarından, ressamlar tuvallerinden, yazarlar kalemlerinden, sinemacılar kameralarından, fotoğrafçılar objektiflerinden, geleceğin sanatçılarını yetiştiren akademisyenler okullarından uzaklaştırılmaya, tiyatro binaları yıkılmaya, yakılmaya ve sanat eserleri yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu 27 Mart tam da bunun için bizler ve seyircilerimiz açısından daha da büyük anlamlar kazanmaktadır. İnsan, dün olduğu gibi bugün de sanatla nefes alıyorsa, tiyatronun da görevi sonsuz bir soluk olmaktır. Savaşlarla yorgun düşmüş dünyaya, umuttan uzaklaşmış insana, güneşli yarınları düşleyen çocuklara... Tiyatronun ait olduğu yere, halkın arasına karışmasına, birleştirici gücüne ihtiyacımız var. Tiyatro dildir. Tiyatro tarihtir. Tiyatro coğrafyadır. Tiyatro özgürlüktür. Tiyatro sonuna kadar direniştir! Tiyatro, 21. Yüzyıl ve devamında da memleketimizde varlığını sürdürecektir. Geleneğiyle, çağdaşlığıyla, ilerlemeciliğiyle ve toplumla iç içe. Yüreğimizdeki ateşle yürümeye devam edeceğiz... Aramızdan ayrılışının 500. yılı yaklaşan büyük dahi W. Shakespeare’in kalemiyle sizlere sesleniyoruz… “Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu!” 27 Mart Dünya Tiyatro Günü, bu mesleği yücelten bütün emektarlara, salonlara gelerek tiyatroyu tamamlayan bütün seyircilere kutlu olsun!”


 


ARŞİV