Travmaya karşı dans, griye karşı pembe

İstanbul Comics and Art Festival’in bu yılki sanatçılarından olan Ayça Ceylan “Cennetten uzakta mıyım?” adlı çalışmasıyla kamusal alandaki bedenleri dansın yaşam dolu dünyasına davet ediyor

15 Ağustos 2018 - 09:18

İki yıldır Kadıköy’de düzenlenen ve şehrin en çok ilgi gören sanat etkinliklerinden olan İstanbul Comics and Art Festival (İCAF), bu yıl uluslararası katılımla “kimlik“ temasıyla düzenleniyor. Festivalin ana teması ise “kadın” kimliği. Dolayısıyla 7-8-9 Eylül tarihlerinde Kadıköy’ün sokaklarına yayılacak festivalde kadın sanatçıların üretimlerini görmek mümkün olacak.  Festivalde geçmiş yıllardan farklı olarak “Urban Hacking” projesi yer alacak. Festivalden iki hafta önce çağdaş sanat üretimleriyle tanınan sanatçı ve tasarımcılar, Kadıköy’ün semtlerinde seçtikleri kamusal alanlara üç boyutlu sanatsal müdahalelerde bulunacak. Kentin ortak kullanım alanları ve gündelik yaşam pratikleri sanatçıların müdahalesiyle estetik bir dönüşüme uğrayacak.

Bu çalışmalara imza atacak sanatçılardan biri de Ayça Ceylan. Dans, psikoloji ve fizik disiplinlerini bir araya getirerek algılama biçimleri üzerine üretimler yapan Ayça Ceylan, sadece sanat alanları için değil farklı mekanlar  için de  performanslar tasarlıyor. Performans belgeleri ise çeşitli özel koleksiyonlarda yer alıyor. İCAF’ın bu yılki sanatçılarından biri olan Ceylan, “Cennetten uzakta mıyım?” adlı çalışmasıyla Kadıköylü kadınlarla buluşacak. Ceylan’la 1 Eylül’de gerçekleşecek projesi hakkında konuştuk.

“KUTUPLAŞMADAN UZAKLAŞMAYA DAVET EDİYORUM”  

Performans sanatçısı olarak bu yıl İCAF’ta yer alacaksınız, sizin için nasıl bir deneyim olacak?

Mekana özgü üretimler yaptığım için farklılıkları seviyorum.  Farklı etkinlikler, farklı mekanlar, farklı organik ilişkiler bu üçlü olmazsa olmazım hayatta. İCAF için ise “Cennetten uzakta mıyım?” isimli Bahariye Caddesi’nde gerçekleşecek bir performatif yerleştirme tasarladım. Onarım süreçlerimizle ilgili bir derdim var. Performanslarımda ve “Nasıl bir şey bu performans sanatı?” isimli atölyemde katılımcılarla beraber  kişisel bellekten kolektif belleğe bağlanan hafıza patikaları oluşturuyoruz. Performanslarda ve atölyelerde her seferinde hatırlattığım şey şu oluyor; travmaların içinde boğulmadan anımsadıklarımızı gündeliğimize katıp yaşamı hissedebilmek.

Performansın içeriğinden bahseder misiniz?

“Cennetten uzakta mıyım?” kamusal alandaki bedenleri dansın yaşam dolu dünyasına davet eden bir performatif yerleştirme. Bahariye Caddesi boyunca gerçekleşecek performatif yerleştirmede pembe halatlar, pembe küpler, pembeler... sokağın, izleyicinin ve katılımcının hafızasının bir parçası olacak.

Neden pembe?

Pembe daha önceki performanslarımda da sıkça kullandığım bir renk. Pembenin mekanı harekete yönlendiren dalga boyu, grilerin çokça yer aldığı bir kamusal alanı yumuşatıp bizleri gündelik yaşamdaki kutuplaşmadan uzaklaşmaya davet edecek.  

“TOPLUMSAL ALGIYI MERAK EDİYORUM”

Performansınızda  katılımcı ve izleyici sınırını nasıl çizmeyi düşünüyorsunuz. Kimler dahil olacak, kimler seyredecek?

Performanslarımda izleyici-izlenilen rolleri performanstaki akışla beraber her zaman değişime uğrar.  

Türkiye’de çok fazla rastlamadığımız bir başka konu da aslında sanatın sokakla ve toplumsal kesimlerle buluşamaması. İCAF ve sizin projenizin bu anlamda örnek olabileceğini düşünüyor musunuz?

İCAF’ın “Urban Hacking” projesi benim için çok heyecan verici. Projede birbirinden şahane sanatçılar ve tasarımcılar var. Hep beraber Kadıköy’ü bir nevi açık hava galerisine dönüştürmenin getireceği toplumsal algıyı merak ediyorum. İnsanların kalıplaşmış durumların içinden çıkabilmelerini sağlayan şey minör farklılıklardır. Ve kamusal alanda gerçekleştirilen sanat etkinliklerin aynı zamanda kurumlara sıkışmak durumunda bırakılan sanat için de yeni bir yaşam alanı oluşturacağını düşünüyorum.

Son olarak neler söylemek istersiniz?

1 Eylül’de “Cennetten uzakta mıyım?”ın karnavalesk dünyasında görüşmek üzere.


ARŞİV