Yüz bin okurun ziyaret ettiği 8. Kitap Günleri’ne birbirinden değerli sinema oyuncusu, yazar, tiyatro sanatçısı, gazeteci ve bilim insanı katıldı.
Erhan DEMİRTAŞ
Yüz bin okurun ziyaret ettiği 8. Kitap Günleri’ne birbirinden değerli sinema oyuncusu, yazar, tiyatro sanatçısı, gazeteci ve bilim insanı katıldı. Kitaplarını imzalayıp, okurlarla sohbet etme fırsatını yakalayan yazarlarla biz de söyleşme imkânı bulduk. Ayşen Gruda, Ezel Akay, Muzaffer İzgü, Özgür Mumcu ve Meltem Yılmazkaya kitap günlerine dair duygularını ve izlenimlerini Gazete Kadıköy’e anlattı:
AYŞEN GRUDA: “EVİME GELMİŞ GİBİYİM”
Kadıköy Belediyesi’nin Haydarpaşa Garı’nda düzenlediği Kitap Günleri’nde Pulbiber dergisinin “Pulbiberle Yaşama Dair” söyleşisinde konuşan oyuncu Ayşen Gruda, Haydarpaşa Garı’nın özelleştirilmesinin büyük hata olduğunu söyledi.
Söyleşiden sonra Gazete Kadıköy’e açıklama yapan Ayşen Gruda kitap günlerine katılmaktan büyük mutluluk söylediğini dile getirdi. “Haydarpaşa Garı yandığı zaman çok üzüldüm” diyen Ayşen Gruda babası tren yollarında makinist olduğu için çocukluğunun büyük bir kısmını Sirkeci ve Haydarpaşa Garı’nda geçirdiğini ifade etti. “Aslında bugün evime geldim” diyen Gruda, “Ben buralarda büyüdüm. Bu yüzden Haydarpaşa Garı’nın benim hayatımda ayrı bir yeri var. Burası şehircilik anlayışına göre düzenlenen bir gar. İnsanlar trenlerle buraya gelir, vapurla karşıya geçerdi. Bundan sonra da ulaşım için kullanılmalı” şeklinde konuştu.
Tarihi Haydarpaşa Garı’nda okurlarıyla buluşmanın başka bir keyif olduğunu dile getiren Gruda, “Mayıs ve haziran aylarını bir diriliş ve yenilenme dönemi olarak görüyorum. Yapraklar çiçekler deniz bir başka oluyor” dedi.
Gençlerle buluşmanın kendisine güç verdiğini söyleyen Gruda, Gezi direnişinde hayatını kaybedenlerin unutulmayacağını da ifade ederek, “Evlatlar hiçbir zaman unutulmaz. Şehitler için de bu geçerli onlar da unutulmamalı” dedi. Gelecek yıl da kitap günlerinin Haydarpaşa Garı’ında düzenlemesi gerektiğinin altını çizen Gruda, “Burada çok coşkulu bir topluluk var. Ben bir yıldır imza günlerine katılıyorum ama bu kadar coşkulu bir okur kitlesi ile karşılaşmadım. Gençlerle buluşmak ayrı bir keyif. Gençler çok donanımlı ve bilinçli geliyor. Bizi de onlar kurtaracak” diye konuştu. “Kadıköy İstanbul’un en sevdiğim semtlerinden biridir “diyen Gruda, “Bugün evime gelmiş gibi hissettim. Yeşilköy’de doğdum ama Moda’da da yaşadım. Ben Kadıköy’ü daha modern ve medeni buluyorum. İstanbul’un en sevdiğim semtlerinden biridir Kadıköy” dedi.
EZEL AKAY: “KİTAP VAPURU KALDIRILMALI”
“Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü”, “Neredesin Firuze” ve “Yedi Kocalı Hürmüz” filmlerinin sevilen yönetmeni Ezel Akay da Haldun Çubukçu ile beraber kaleme aldığı “Yargu” adlı romanı için okurlarla söyleşti.
Söyleşiden sonra sohbet ettiğimiz Ezel Akay, “İstanbul’un çok dışında kitap fuarı düzenleniyor. Elbette orası da doluyor, okurlar kitaplarla buluşuyor ama burası olağanüstü uygun bir yer. Her renkten insan var. Sadece okurlar değil yayınevleri de çok renkli bu beni çok mutlu etti. Bir dahaki sefere vapur kalkması gerekiyor. Kitap vapuru… Bu kadar uygun bir ulaşım noktası başka bir yerde yok. Bu geleceğe kalmalı. Düşünsenize trenle geliyorsunuz, daha sonra şehre açılıyorsunuz. Trenlerin arasında söyleşi yaptık. Yüz yıl düşünsem bunu yapacağım aklıma gelmezdi. Mutlaka devamı gelmeli” sözleriyle duygularını dile getirdi.
ÖZGÜR MUMCU: “İLK İMZA HAYDARPAŞA’DA…”
Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan gazeteci, yazar ve hukukçu Özgür Mumcu ilk kitabı “Barış Makinesi” için 8. Kitap Günleri’ne katılarak okurları ile söyleşti. Söyleşiden sonra ise kitaplarını imzaladı. İlk defa roman yazdığı ve okurlarıyla buluştuğu için çok heyecanlı olduğunu ifade eden Mumcu, “Açıkçası böyle bir şey hayal etmemiştim. Daha küçük ve kısıtlı bir fuar bekliyordum. Eskiden şehrin içinde yapılan kitap günlerini hatırladım. İki buçuk saat sürdü imza etkinliği. Kadıköy okurunun da büyük bir etkisi var. Ben burada yaşamıyorum ama kendimi çok acayip bir şekilde evimde gibi hissediyorum” şeklinde konuştu. İlk kitabına “ barış” gibi iyi niyetli hislerle başlamayı uygun gördüğünü ifade eden Mumcu, “Barış Makinesi” bilimsel bilgilerle okunacak bir kitap değil. Felsefe, tarih ile anlaşabilecek bir kitap. Umarım başarabilmişimdir” dedi.
MUZAFFER İZGÜ: “AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEZDİ”
Kitap günlerine sadece İstanbul’da yaşayan yazarlar katılmadı. Memleketi Adana’dan İstanbul’a gelen yazar Muzaffer İzgü de Kitap Günleri’nin en önemli konuklarındandı. 83 yıllık ömrüne 154 kitap sığdırdığını ifade eden İzgü, “İstasyonda ya da tren garında kitaplarımı imzalayacağım aklımın ucundan geçmezdi. Bu etkinlik kimin aklına geldiyse çok teşekkür ediyorum. Çocukların ilgisi çok yoğundu. Saat 11.00’da başladığım imza etkinliğim saat 16.00’da bitti. Okullardan çocukları getirsinler. Özellikle fakir, gariban çocukları… Onlarla sohbet edeyim, saçlarını okşayayım. Ben onlardan bir şey öğreneyim onlar da benden. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi? Çocuklar bu tarz kitap günleri ile kitapların içine karışabilir. Bu etkinlik için emek harcayan herkese teşekkür ediyorum. Çok mutlu oldum” diye konuştu.
MELTEM YILMAZKAYA: “TRENLERİN GÖNLÜNÜ ALDIK”
Kadıköylü tiyatro sanatçısı ve Pulbiber Dergisi yazarı Meltem Yılmazkaya da Haydarpaşa’nın her insanın ömründe bir durak olduğunu ifade ederek, “Otel olacak tartışmaları, burada anısı olan herkes için, İstanbul ve tarih için bir saygısızlıktır. Şehrin ruhu küser mi? Elbet küser. Bugün biraz gönlünü aldık sanki vagonların, rayların, duvarların. Çok güzel bir etkinlik” dedi.