Türk edebiyatının ‘Kaptan’ı Attilâ İlhan Kadıköy’de anıldı

Türk edebiyatının çınarı, nam-ı diğer “Kaptan” Attilâ İlhan, aramızdan ayrılışının 13. yılında Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki etkinlikle anıldı.

11 Ekim 2018 - 11:55

15 Haziran 1925’te İzmir’in Menemen ilçesinde dünyaya gelen, şiirleri, romanları, deneme yazılarıyla edebiyata damga vuran Attilâ İlhan, 10 Ekim 2005’te hayata gözlerini yummuştu. Kadıköylüler, Attilâ İlhan Bilim, Sanat ve Kültür Vakfı ile Kadıköy Belediyesi’nin ortak düzenlediği anma için, İlhan’ın ölüm yıldönümünde Caddebostan Kültür Merkezi’nde biraraya geldi.

Kadıköy Belediye başkanı Aykurt Nuhoğlu ve meclis üyelerinin de katıldığı anmaya Kadıköylüler yoğun ilgi gösterdi.

Etkinlik, Attilâ İlhan’ın kendi yorumuyla seslendirdiği Lili Marlen Türküsü ile başlarken ilk olarak, şair arkadaşı Adnan Özer, ‘Kaptan’ın şiire bakış açısını ve edebiyata kattığı anlamı içeren konuşma gerçekleştirdi: “Pek az şair vardır, düşünür sıfatını da elde etmiş olsun. Attilâ İlhan külliyatıyla modern Türk şiirinin çok temel bir temsilcisidir. Attilâ İlhan bir estetisyendir. Modern, devrimci, romantik bir şairdir. Kendi şiir formlarımıza dönerek tekrar modernleşme arayışına girmiştir. Halk şiiri üzerine yazarak, düşünerek modernleşmeyi esas almıştır. Bizi çarpan Attilâ İlhan şiirlerindeki ahenktir. İlhan’ın dili, halkın gündelik konuşma dilinin de içindedir.”

“Dadaloğlu, Köroğlu ve Nazım Hikmet’ten beslendi”

Özer’in ardından sahneye gelen Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğretim görevlisi Dr. Emel Koşar, Attilâ İlhan’ın romanlarını ve şair kişiliğinin romanları üzerindeki etkisini şöyle anlattı: “Onun romanlarında, şairliğinin izlerini görmek mümkün. Romanlarının hemen hemen her satırında bir şairin kaleminden çıktığını gözlemleyebiliyoruz. İlhan’ın, Dadaloğlu, Köroğlu gibi halk şairlerinden ve tabii ki Nazım Hikmet’ten beslendiğini biliyoruz. Onun hem şiirlerinde hem de romanlarında aydınlık ve karanlık zıtlığı vardır. Eserler bu zıtlık üzerine kurulur. Her şiir kitabının sonunda ‘meraklısı için notlar’ kısmı yer alır. Bu notlarda İlhan, onları neden ve nasıl yazdığına dair bilgi verir. Romanlarında da bunu görmek mümkün.”

Toplumcu bir kaygıyı tüm yazılarına taşıyan İlhan’ın her şiirinde, her mısrasında bu politik kaygılarının yer tuttuğunu belirten Marmara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden Prof. Dr. Mehmet Aça, “İlhan, her eserinde gerçeğe, doğruya hakikate çağırır” dedi.

Atatürkçü ve devrimci….

Aça, İlhan’ın düşünce dünyasını oluşturan temel yapı taşlarını ise şöyle sıralıyor: “Attilâ İlhan her şeyden önce yerli ve millidir. Hayatının sonuna kadar ne söylediyse bugün çıktı. Selçuklu ve Osmanlı mirasından da beslenen bir insandır. Batının biliminden yararlanmak gerektiğini düşünen, ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ Mustafa Kemal Atatürk gerçeğini öne çıkarmaktadır. Atatürkçüdür. Lenin de onun düşünce evreninde önemli bir yere sahiptir. Devrimci, sosyalist ve anti-emperyalisttir. Avrasya’da parlayan bir yıldız olarak nitelendirdiği Sultangaliyev’i dillendiren ilk aydınlardan biridir. Demokrasi onun en temel kavramıdır. Demokratik bir laikliği benimser. Ona göre demokrasinin olmadığı yerde millet yoktur, vatan yoktur.”

Konuşma aralarında Attilâ İlhan’ın görüntüleri ve konuşmaları sahnedeki ekrana yansıtılırken oyuncu Kerem Alışık ve Devrim Nas, İlhan’ın en çok bilinen şiirlerini izleyiciler için okudu. Attilâ İlhan şiirlerinin okunduğu performans ayakta alkışlandı.

Alışık ve Nas’ın ardından oyuncu Hatice Aslan, Attilâ İlhan’ın yazdığı Yalnızlar Rıhtımı filminin müziğinin yanı sıra Attilâ İlhan şiirlerinden bestelenen şarkıları seslendirdi.


ARŞİV