Turhan Selçuk ölümünün 1. yılında anılıyor

Sadece Türkiye değil, dünyanın karikatür alanında önde gelen isimlerinden olan ve Türkiye'de mizaha yön veren karikatür ustası Turhan Selçuk, ölümünün 1. yıldönümünde anılıyor. 11 Mart 2010’da kaybettiğimiz ustayı Gazete Kadıköy olarak biz de saygıyla anıyoruz.

09 Mart 2011 - 14:57


“Turhan evrendeki her şeyi çizgiye dönüştürmenin ilm-i simyasında benliğini buldu… Yaratacağı evrenin Allah’ıydı artık… Baytekin gibi yıldızlara gitmiyor, yıldızları ayağına çağırıyordu, Doktor Faust’un gücü artık ne yazardı!... Güliver’in devleri ve cüceleri, çizginin büyüsünde bir büyüyüp bir küçülüyorlardı, Şekspir’in tiyatrosu, çizgi dünyasının egemenliğinde perdelerini açıp kapıyorlardı. Molyer’in mizahı, çini mürekkebiyle beyaz kâğıt üzerine dökülüyordu. Donkişot ya da Kazanova, Turhan’ın yanında yaya kalırdı. Turhan’ın dünyası, yaşadığımız gerçek dünyanın eleştirisiyle oluştu… Alternatif bir dünyadır bu…”


Bu sözlerin sahibi, kardeşinden sadece 3 ay sonra yaşamını yitiren ve onun çizgileriyle yarattığı alternatif dünyayı yazılarıyla tamamlayan İlhan Selçuk. 1994’te kaleme aldığı bu yazısında övgüyle bahsediyordu kardeşinden, tıpkı bu dünyaya çok şey bırakmış ve bırakmaya devam eden diğer aydın ve yazarlar gibi… İki kardeş, geçtiğimiz yıl sadece birkaç ay arayla bu dünyaya veda ettiler ve şimdi Hacıbektaş’taki mezarlarında yan yana yatıyorlar.
Takvimler 11 Mart’ı gösterdiğinde üzerinden bir yıl geçtiğine güçlükle inanarak dünya karikatürünün kilometre taşı Turhan Selçuk’un ölüm yıldönümü olduğu gerçekliğiyle yüz yüze geldik. Ailesi, arkadaşları ve kendisinin kurduğu Karikatürcüler Derneği üyeleri ölümünün 1. yılında çeşitli etkinliklerle anıyor ustayı. Biz de Gazete Kadıköy olarak hem bu etkinlikleri siz okurlarımıza duyurmak hem de ustayı bir kez daha anmak için bu sayfamızı Turhan Selçuk’a ayırdık.

AYDINLANMANIN BİLGELERİ ANISINA

IMOGA Grafik Sanatlar Müzesi’nde 8 Mart Salı akşamı “Aydınlanmanın Bilgeleri: Turhan ve İlhan Selçuk’u Anma Gecesi” düzenlendi ve yine aynı gün “Turhan Selçuk Sergisi” açıldı.
Turhan ve İlhan Selçuk kardeşlerin yaşamlarından çekilmiş fotoğrafların da sergilendiği anma gecesine katılan konuklar, Selçuk kardeşlerin en sevdiği şarkıları ve BaBa ZuLa Grubu’nun Selçuk kardeşlere adanan “Efkârlı Yaprak” ve “Abdülcanbaz” parçalarını da dinleme şansı yakaladılar. Bu önemli gecede, Turhan ve İlhan Selçuk’un yapıtları ve kişisel eşyaları da sergi boyunca ilk defa sergilenmiş oldu. Turhan Selçuk’un Çamlıca Sanat Evi’nde çalışarak ürettiği gravür ve serigrafilerden oluşan baskı resimler de bu sergi için hazırlandı. Hakan Derman denetiminde Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinin hazırladıkları Abdülcanbaz heykeli de bu sergide yer alıyor.
Serginin ve anı gecesinin hazırlamasında büyük emeği geçen IMOGA Grafik Sanat Müzesi kurucusu Prof. Süleyman Saim Tekcan, “Müze mekânlarında açacağımız anı fotoğrafları ve Turhan Selçuk sergisi ile bu anlamlı günü birlikte yaşamak istiyoruz” diyor.
Turhan Selçuk Karikatür Sergisi, 8–30 Mart tarihleri arasında İMOGA Grafik Sanatlar Müzesi’nde izlenebilecek.

HACIBEKTAŞ, MİLAS VE ESKİŞEHİR’DE ANMA

Turhan Selçuk, siz bu satırları okurken Nevşehir Hacıbektaş’taki mezarı başında da ailesi, Cumhuriyet gazetesi çalışanları, Karikatürcüler Derneği üyeleri ve dostları tarafından anılıyor olacak. Usta ayrıca doğum yeri olan Muğla’nın Milas ilçesinde bulunan Turhan Selçuk Karikatürlü Ev’de, 12 Mart Cumartesi günü saat 11.00’de anılacak. Karikatür eğitimi gören öğrenciler, ustanın anısına karikatür çalışmalarını sergileyecekler.
Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Karikatürleri Müzesi’nde 14 Mart Pazartesi günü saat 17.30’da sanatçıyı anmak için bir tören düzenlenecek. Ayrıca Turhan Selçuk’un özgün baskı karikatürlerinden oluşan serginin yanı sıra, kişisel eşyaları da sergilenecek. Karikatürcüler Derneği ise, Onursal Genel Başkanlarından Turhan Selçuk’un yapıtlarından oluşan karikatür sergisini, 19 Mart Cumartesi günü saat 13.00’de İstanbul Karikatürcüler Derneği’nde açacak.

YAŞAMINDAN BİR KESİT

Türkiye ve dünya karikatürüne bu kadar çok şey kazandırmış bu ustayı biraz daha yakından tanımak için yaşam öyküsüne bir göz atmak gerekiyor. Turhan Selçuk, 1922’de Milas’ta doğdu. İlk karikatürleri Adana’daki ortaöğrenimi sırasında aynı yerde çıkan Türk Sözü gazetesi ile İstanbul’da Kırmızı Beyaz ve Şut spor dergilerinde yayımlandı (1941).
1943’te Akbaba’nın kadrosuna girdi, 1948’de Tasvir’de karikatürcü ve ressam olarak çalıştı; Refik Halit Karay’ın çıkardığı Aydede’nin baş çizeri oldu. Kardeşi İlhan Selçuk’la birlikte 41 Buçuk (1952), Dolmuş (1956) mizah dergilerini çıkardı. 1949’da, dünyada Steinberg’in öncülüğüyle başlayan modern karikatür anlayışına yöneldi. Yeni İstanbul gazetesindeki yazılarında “grafik mizah”ın karikatürün evrensel anlatımı olduğunu savundu; çalışmalarını bu yönde sürdürmeye başladı.
Yeni İstanbul, Yeni Gazete, Akşam, Milliyet, Cumhuriyet gazetelerinde ve Akis, Yön, Devrim, Toplum, vb. dergilerde çizdi. 1957’de Milliyet’te çizmeye başladığı Abdülcanbaz dizisi büyük ilgi gördü. Tiyatroya ve sinemaya uyarlanan bu çizgi romanın bir deseni 1991’de PTT tarafından pul olarak basıldı. 1969’da iki arkadaşıyla Karikatürcüler Derneği’ni kuran Turhan Selçuk 1973’te Sanatçılar Birliği tarafından “Halkın Sanatçısı”, 1983’te Gazeteciler Cemiyeti tarafından “Yılın Karikatürcüsü” seçildi.
Yurt içinde ve dışında çeşitli ödüller aldı: Bordighera Altın Palmiye (1956) ve Gümüş Hurma (1962), İppocampo (1970), Vercelli (1975), Sedat Semavi Vakfı Görsel Sanatlar Ödülü (1984), Cumhurbaşkanlığı Büyük Sanat Ödülü (1997) vb. 1992’de Dışişleri Bakanlığı’nın önerisi üzerine hazırladğı “İnsan Hakları” konulu sergisi Avrupa Konseyi’nin önerisiyle ilk kez Strasbourg’da açıldı, 1997’ye kadar Avrupa’nın çeşitli kentlerinde ve Güney Afrika’da dolaştı. Bulgaristan-Gabrovo Mizah ve Hiciv Müzesi tarafından yapılan değerlendirmede dünyada önde gelen 108 karikatür çizeri arasında yer alıyordu. “Barış ve Kitap” konulu karikatürü 1992’de Avrupa Konseyi’nin başlattığı kitap okuma kampanyası boyunca bütün afiş ve dokümanlarda logo olarak kullanıldı. Sanatçı, çalışmalarını Turhan Selçuk Karikatür Albümü (1954), 140 Karikatür (1959), Turhan 62 (1962), Hiyeroglif (1964), Hal ve Gidiş Sıfır (1969), Söz Çizginin (1979) adlı albümlerinde topladı. 1980’de Milliyet’e döndü. Selçuk son olarak Cumhuriyet gazetesinde çalışıyordu.


MİZAH CİDDİ BİR İŞTİR

Turhan Selçuk, Cumhuriyet Kitaplığı tarafından “çizgide 60. yılı” şerefine çıkarılan “Önce Çizgi Vardı” isimli kitapta karikatür ve çizgiyle ilgili görüşlerini şu sözlerle ifade ediyor: “Karikatürist çizgiyle düşünen, düşündüğünü çizgiyle izleyiciye ulaştıran kişidir. Karikatür, az çizgiyle çok şey anlatmaya yönelik olmalıdır. Yalnız gerektiği kadar çizgi… Karikatürün amacı salt güldürmek değildir. Bağnazlığın, tutuculuğun, cehaletin, çıkarcılığın, bilinçsizliğin desteklediği kötülükleri, ihanetlerle dolu bir dünyada iyilikleri, güzellikleri sezebilmek, görebilmek, anımsayabilmek, bilim alanında, sanat alanında yarınki kuşaklara kalacak yapıtlar, güzellikler bırakabilmek, insanı insan yapan, mutlu kılan başlıca nedenlerdir.”
Selçuk, mizahın ciddi bir iş olduğunu düşünüyor ve bu durumu da şöyle açıklıyor: “Nasreddin Hoca gibi büyük bir usta yetiştiren Türkler, mizahı çok severler. Hoca, olaylara bir filozof gibi bakar. Baskılı dönemlerde rejimi yeren olağanüstü güzel, incelikli fıkralar “kulak gazetesi” aracılığıyla tüm ülkeye yayılır. Bu denli mizaha yatkın, bu denli mizahı seven bir ülkede aynı zaman da mizaha çok da kızılır. İşi ciddiye alarak o kadar çok dava açılmaktadır ki, bunu Batı’daki hoşgörünün Türkiye’de olmamasına bağlayabiliriz. Kısacası “Türkiye’de mizah ciddi bir iştir” diyebiliriz. Sanırım Türk mizahının önemli bir özelliği de budur.”

YAŞAR KEMAL: ‘O BİR ŞAİR, BİR ROMANCI, BİR HİKÂYECİDİR’

Edebiyatımızın yapı taşlarından Yaşar Kemal ise 1979 yılında yani bundan tam 32 yıl önce Milliyet’te kaleme aldığı yazısında Turhan Selçuk’u hem bir şair hem bir romancı hem de bir hikâyeci olarak nitelemişti. Yaşar Kemal şöyle yazmıştı: “Turhan Selçuk bir edebiyat adamıdır. Bir şair, bir romancı, bir hikâyecidir. Bu söylediklerimi şaşırtmak için söylemiyorum. Turhan Selçuk gerçeği budur da onun için söylüyorum. İnsan karikatürde de bir Çehov, bir Sait Faik, bir Mansfield olabilir. Karikatürün olanaklarını destan olanaklarına ulaştırabilir. Bence Turhan’ın vardığı yer, karikatürü ulaştırdığı boyut, burasıdır.”
Kim Yaşar Kemal’in yanıldığını söyleyebilir ki?

Derleyen: Semra ÇELEBİ
Fotoğraflar: Turhan SELÇUK Sergisi


ARŞİV