Love Story (Aşk Hikâyesi)
Aşk Hikâyesi (Love Story), 1970’li yılların efsane filmlerinden biri. Gösterime girdiği tarihte gişe rekorları kıran film zengin erkek, fakir kız aşkı ile izleyenleri gözyaşına boğmuştu. Başrollerini Ali MacGraw ile Ryan O’Neal’in paylaştığı film, müzikleriyle de hafızalarımıza kazındı.
Büyük ve zorlu bir aşkın anlatıldığı filmi eğer şimdiye kadar izlemediyseniz mutlaka izleyin.
Selvi Boylum Al Yazmalım
“Sevgi neydi?” sorusuyla hepimizi iki göz iki çeşme ağlatan Selvi Boylum Al Yazmalım Türk sinemasının unutulmaz başyapıtları arasında yer alıyor. Atıf Yılmaz tarafından yönetilen, başrollerinde Kadir İnanır ve Türkan Şoray’ın oynadığı 1977 tarihli film aradan geçen yıllara rağmen hala zevkle izlenmeye devam ediyor.
Titanic
Bir zengin kız fakir oğlan filmi olan Titanic’i James Cameron yönetiyor, Leonardo DiCaprio ile Kate Winslet başrolde yer alıyor. “En İyi Film” dâhil olmak üzere 11 Akademi Ödülü kazanan film, dev transatlantik Titanic’te Jack Dawson ve Rose DeWitt Bukater’in aşk öyküsünü anlatıyor. Sosyal sınıf farklarının konu edildiği Titanic en çok izlenen aşk filmlerinden biri.
Kazablanka
Yönetmenliğini Michael Curtiz’in üstlendiği Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman’ın unutulmaz oyunculukları ile kült olmuş Kazablanka aşk filmlerini sayarken atlanmaması gereken yapıtlardan biri. Acıklı aşk hikâyesinin yanında İkinci Dünya Savaşı ve mülteci sorununa yer veren film, aradan geçen yıllara rağmen unutulmaz arasındaki yerini koruyor.
Call Me By Your Name (Beni Adınla Çağır)
James Ivory’nin André Aciman’ın aynı isimli romanından uyarladığı, yönetmenliğini Luca Guadagnino’nun üstlendiği Call Me By Your Name, 2017 yapımı filmlerden. 80’lerin ilk yarısında Kuzey İtalya’da hayatları kesişen genç Elio ile babasının asistanı Oliver’ın hikâyesinin anlatıldığı filmin oyuncu kadrosunda ise Armie Hammer, Elena Bucci, Vanda Capriolo, Amira Casar, Timothée Chalamet, Victoire Du Bois ve Esther Garrel yer alıyor.
Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi
Benjamin Button’un Tuhaf Hikâyesi oldukça ilginç bir aşk hikâyesi. Seksenli yaşlarında doğup, geriye doğru yaşlanan bir adamın konu edildiği filmin başrolünde Brad Pitt, Cate Blanchett ve Tilda Swinton gibi isimler yer alıyor. Hem güldüren hem de ağlatan bu filmi izlemediyseniz mutlaka listenize ekleyin.
Vesikalı Yârim
Ömer Lütfi Akad imzalı 1968 yapımı Vesikalı Yârim hüzünlü bir aşk hikâyesini konu ediyor. Sait Faik’in “Menekşeli Vadi öyküsü” ve Orhan Veli’nin “Tahattur” isimli şiiri filmin hareket noktası olsa da, diğer bir deyişle filme ilham verse de, filmin senaryosu ve diyalogları Safa Önal’a ait.
Manav Halil ile pavyon şarkıcısı Sabiha’nın aşk öyküsünde başrollerde Türkan Şoray ve İzzet Günay yer alıyor. Pek çok Yeşilçam filminin aksine sevenlerin kavuşamadığı bu filmde erkeğin ve kadının toplumdaki yeri, yaşam biçimleri ve sınıf farklılıkları göz önüne seriliyor. Film, 5. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi 2. Film” (En İyi Film Ödülü: İnce Cumali – Yılmaz Duru), “En İyi Kadın Oyuncu”, “En İyi Senaryo” ödüllerini aldı.
Amour (Aşk)
Aşkı en güzel anlatan filmlerden biri de Michael Haneke’nin yönettiği 2012 yılı yapımı “Amour”. 80’li yaşlarda emekli ve eğitimli iki müzik öğretmeni Georges ve Anne’ın kendileri gibi müzisyen olan fakat uzakta yaşayan bir kızları vardır. Bir gün Anne bir kriz geçirir, felç olur. Çiftin hayatı artık bambaşka bir yöne doğru akar. Sevgi, yaşlılık, bağlılık deyince akla gelecek ilk birkaç filmden biri olan Amour, 85. Akademi Ödülleri ve 70. Altın Küre Ödülleri’nde “En İyi Yabancı Film” ödülünü kazandı
Before Sunset (Gün Batmadan)
Gün Doğmadan ve Gece Yarısından Önce filmlerinin devamı olan Gün Batmadan, ilk karşılaşmalarının ardından 9 yıl sonra yeniden biraraya gelen Jesse ve Celine’in hikâyesini anlatıyor. Jesse Amerikalı bir yazardır. Celine ise tipik bir Fransız kadınıdır. Bir gün Avrupa raylarında, Budapeşte’den Viyana’ya doğru yola çıkan bir trende karşılaşırlar. Birbirleriyle konuşacakları çok şey vardır. Konuşurlar da, ancak bunların hepsi bu yolculukla sınırlı kalmak durumundadır. Yine sadece birkaç saatleri vardır.
Eşkıya
1996 yapımı Yavuz Turgul’un yönettiği ve senaryosunu yazdığı Eşkıya, en yakın arkadaşının peşine düşen bir adamın hikâyesini anlatıyor. Başrollerini Şener Şen ve Uğur Yücel’in paylaştığı filmin “Beni hapiste vurdular ölmedim. Hastalandım bi ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim, çok dövdüler beni kan kustum ama ölmedim, yaşadım. Seni bir kez daha görebilmek için yaşadım.” sözleriyle hafızalara kazınmıştı.