Oyuncu Sumru Yavrucuk’un rol aldığı ‘Shirley’ adlı tek kişilik müzikli komedi, 18 Kasım’da Kadıköy’de sahnelenecek. Yavrucuk, “Bu, insani ve politik bir oyun…” diyor
Gökçe UYGUN
İçten, fedakâr, zeki ve eğlenceli bir kadın düşünün. Bir o kadar da sıradan. Toplumun kendisine yüklediği ‘kadın, anne, fedakâr eş’ rollerinin ağırlığını taşıyor. Monoton bir hayatı var. Sonra bir gün, bir davet alıyor ve…
Hikâyenin gerisi sizi sahnede bekliyor. O kadının sesi tiyatro sahnesinde yankılanıyor. Zira, İngiliz yazar Willy Russell’ın ‘Shirley Valentine’ adlı oyunundan Türkçe’ye uyarlanan ‘Shirley’, sahnede kendini anlatıyor. Tiyatro literatürünün en bilinen oyunları arasında anılan, pek çok ülkede sahnelenen ‘Shirley’, Sumru Yavrucuk’un yorumuyla Türkiyeli izleyicinin karşısına çıkıyor. Oyun, günlük hayatının sıkıcılığı içinde kaybolmuş, artık hayallerini bile unutmuş olan Shirley’in kendini keşfedişinin eğlenceli hikayesini anlatıyor. 18 Kasım’da Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde sahnelenecek olan oyunu Yavrucuk’a sorduk.
Shirley’i canlandırmaya nasıl karar verdiniz?
Proje Tebdil-i Mekân Prodüksiyon Tiyatrosu’ndan geldi. Bildiğim, hatta izlediğim bir oyundu. Fakat oyunu güncelleme fikri cazip geldi. O zaman tekrara düşülmemiş olacaktı.
Bir İngiliz metnini, Türkiye’de/Türkçe oynamak nasıl bir duygu?
Bu soruyu genel almayayım isterseniz. Çünkü bu oyun için metinde yer alan olay ve zamanların çoğundan vazgeçip yeni metin oluşturdum.
POLİTİK BİR OYUN
l Shirley, tiyatro literatürünün en başarılı kadın oyunları arasında anılıyor. Sizce bu bir kadın oyunu mu?
İnsana ait, insani bir oyun… Oyunun yazarı Russell erkek dünyasındaki kadının yerini öylesine başarı ile gözlemlemiş ki sanki cümleler bir kadının ağzından bu kadar ustalıkla dökülebilir diye düşündürüyor insanı. Aynı yolla kadının ağzından ‘erkek’ değil ‘sistem’ eleştirisi dillendiriliyor. Salt kadının yanında duran, kadının bakışından yorumlanan bir oyun olmadığı için ‘kadın oyunu’ diyemeyiz ama ‘politik bir oyun’ olduğunu söyleyebiliriz.
l Sizin gözünüzden Shirley nasıl bir kadın?
Kendini, hayatın çarkları içinde öğüten, önceliğinde ailesi olan, çalışkan, sıradan tek düze hayatını eğlenceli hale getirmek için kendiyle eğlenen biri... Dönüm noktası ise bir uçak bileti ve tatil daveti oluyor.
“HENÜZ 42 YAŞINDAYIM”
Sizce bu oyunun teması/duygusu nedir?
Oyunun teması Shirley'in dudaklarından dökülüyor zaten; “Artık 42 yaşındayım diyeceğime, henüz 42 yaşındayım diyeceğim...”
Shirley ile benzeştiğiniz/ayrıştığınız noktalar var mı?
Hangi kültür ve yaşam biçiminden geçmiş olursa olsun, istisnalar hariç evliliklerde kadının konumu belirlenmiştir. Kadın evinde becerikli bir organizatör olmak zorundadır. O nedenle Shirley öyküsünü anlatmaya başlayınca seyirciyle aramızda çok sihirli bir bağ oluşuyor. O nedenle benden daha çok, aslında seyirciler Shirley izlenimi veriyor bana.
Shirley; evine ve bilhassa mutfağına kapanan/kapatılan Türkiyeli kadınlara rol model olur mu dersiniz?
Hayatın yaşanası olduğunu her anının kıymetini bilerek, eğlenerek, zevk alarak bilinmeyene doğru yola çıkma öyküsü, pek çok kişiye cazip gelmiştir. Daha şimdiden azımsanamayacak kadar ‘O Shirley benim’ diyen seyirci oldu.
Oyunu şimdiye dek 23 kez sahnelediniz. İzleyicilerin tepkilerine dair neler söyleyebilirsiniz?
Sıcak, ferah bir romantik komedi yapmak istemiştim. Bu zor günlerde insanlara kendilerini iyi hissettirmek bile oyunun başarısıdır.
KADIKÖY’ÜN ÖZEL SEYİRCİLERİ...
Shirley’i 18 Kasım’da Kadıköy’de sahneleyeceksiniz. Kadıköylü izleyicilere mesajınız var mı?
Uzun yıllar Atatürk Kültür Merkezi ve Taksim ağırlıklı oynadım, Anadolu yakasına ender geldim. Ama “Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi” oyunuyla, son üç yıl defalarca konuk oldum Kadıköy çevresindeki tiyatrolara. Halen tiyatroya saygısını koruyan bir seyirci profili var ve bu bana çok umut veriyor. Hem nitelik hem de nicelik olarak çok tatmin olduğumu düşünüyorum. Bu özel seyircilerimi Shirley oyunuma bekliyorum.