Yani derinden derinden...

Bazen hayat çok kötü gider ve biz onu nasıl anlatacağımızı bilmezken bizim yerimize anlatanlar olur. “Derinden derinden” şarkısı kısa sürede çok sevilen Barış Diri de onlardan biri. İlk röportajını bizimle yapan Diri ile müziğe başlama serüvenini, Derinden’i ve hayatı konuştuk

17 Mart 2021 - 11:56

Şarkılar sadece karşılıksız bir sevdayı, ayrılığı, ölümü anlattığında sarsmaz. Bazen bir ezgi, bir söz, kapandı sandığınız yarayı kaldırır, çocukluğunuzun elinden tutar, gençliğinizden savurur… Bazı şarkılar hikâyenizi anlatır. Tanıdıktır…  Ezgisinden tanırsınız, sözüne kapılırsınız. Barış Diri’nin Ocak 2021’de  dijital platformlarda dinleyiciyle buluşan “Derinden Derinden” nam-ı diğer “Bazen Hayat Çok Kötü Gidiyor Ve Ben Onu Nasıl Anlatacağımı Bilemiyorum” şarkısı onlardan biri oldu. Çoğumuz birkaç kez üst üste dinledik. Her birimizin takılı kaldığı farklı dizeler oldu. Bazılarımız “Kuşlar içimden düşümden uçmuş” sözlerinde yüreğinden kuşları salıverdi. Bazılarımız “Kadınlar, çocuklar hayattan göçermiş”de hayıflandı, bazılarımız “İnsan özünden düşermiş bazen”de iç geçirdi. Annemiz güldüğünde güldüğümüz çocukluğumuzaa gittik, gökyüzünü kucaklayabileceğimizi sandığımız, mavide kaybolabileceğimize inandığımız günlere… Biraz hüzün, biraz öfke ve illa ki umut…

Hal böyle olunca doğal olarak “Kim bu Barış Diri?” sorusu da hasıl oluyor. Biz de Barış Diri ile Kadıköy’deki Moda Kitap’ta buluşup, 3 dakika 5 saniyede hayatımızı film şeridi gibi geçirdiğimiz şarkısını ve hayatı uzun uzun konuştuk.

  • * Bütün araştırmalarıma rağmen sizinle yapılmış bir söyleşi bulmadım. Bu ilk söyleşi mi?

Evet siz ilksiniz (Gülüyor).

  • * Kendinizi nasıl sakladınız?

Saklamadım aslında ama kendi parçalarımı çıkarmakta biraz tembeldim. Film ve dizi müziklerine o kadar çok vakit arıyordum ki kendi çalışmalarıma vakit kalmıyordu. Tam terzi kendi söküğünü dikemez hali. Bir yandan da çok da iş yapacağını düşünmüyordum. Tamam ben seviyorum, arkadaşlarım da seviyor ama insanlar niye dinlesin ki diye düşünüyordum. Sonunda plak şirketim zorladı. Deneyelim dedim.

  • * Peki müziğe nasıl başlamıştınız?

Ailemizde hep vardı. Evde annem babam söylerdi. Babam kulağımın iyi olduğunu keşfetti. Bursa’da belediye konservatuarı sınavlarına soktu kazandım ama devam etmedim. 12 yaşındaydım çok sıkıcı gelmişti. 15-16 yaşında futbolcu olma planım vardı. Sonra liseden atıldım. Liseden atıldıktan sonra futbolcu olamayacağımı, o hayatın bana göre olmadığını anladım. Okulu dışardan bitirdim. Takım arkadaşım gitar almıştı, çok heves ettim gitar aldım. Çok sevdim. Bir sene dershaneye gittim. Marmara Üniversitesi Müzik Öğretmenliğini kazandım.

“KENDİMİ GÖSTERME ÇABAM OLMADI

  • * Dizi müziği yapmaya ne zaman başladınız? Ve dizi müziği yapmakla kendi çalışmalarınızı yapmak arasında nasıl bir fark var?

2006 yılında başladım. Dizi müziği yapmaya zanaat olarak bakıyorum. Her zaman tamamen sizin duygularınızda, dünya görüşünüzde olan işlerle karşılaşmıyorsunuz. Müziğinizi metne, yönetmen görüşüne uygun bir eşleme ile yapmaya çalışıyorsunuz. Kendi müziğinizi yaparken sizi bağlayan her şeyden kurtulup kendi içinizdeki ses, söz neyse onu yapıyorsunuz.

  • * Montpellier Film Festivali, Uluslararası Ankara Film Festivali, Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali’nden en iyi müzik ödülleriniz var ama yine sizi bilmiyoruz. Tekrar saklanmak meselesine geleceğim.

Evet, festival ödülleri çok güzel ve kişiyi çok kıvandırıyor ama çok büyütülecek şeyler olarak görmüyorum. Bunu anlatmak bana zul gelir. Çok sosyal bir insan da değilim. Kendimi göstermek, duyurmak gibi bir çabam olmadı. Ben zaten işimi yapıyorum, isteyen olursa bakar gibi bir mantık var.

  • * Şu anda dizi müziği yapıyor musunuz?

Şu anda sadece reklam ve film müziği yapıyorum.

  • * Hangi dizilerin müzikleri size aitti?

Birçok diziye müzik yaptım. Doktorlar, Mutlu Ol Yeter, Fikrimin İnce Gülü ilk aklıma gelenler.

“SOMA’DAN SONRA BAŞKA BİR ANLAM…”

  • * “Derinden” nasıl çıktı? Hikâyesi nedir?

Aslında ismi Derinden değil, “Bazen Hayat Çok Kötü Gidiyor ve Ben Onu Nasıl Anlatacağımı Bilemiyorum”. Yani adıyla müsemma bir şarkı. İlk kıtasını 2012’de yazmıştım sonra Soma Maden faciası oldu şarkı başka bir anlam kazandı. İlk kıta daha varoluşsal bir şeyken Soma’dan sonra başka bir yöne evrildi.

  • * “Adamlar, babamlar ölürmüş derinde” cümlesi orayı mı işaret ediyor?

Evet. Benim gerçekten hayatta canımı sıkan şeyler eklenmeye başladı. Daha sonra başka hayallere döndü. Büyük cümleler kurmayı sevmiyorum ama sonunu ne yapmak gerektiğine dair cümlelerle bitirdim.

  • * Derinden çok dinlendi, çok sevildi. Bu kadar ilgi bekliyor muydunuz?

Beklemiyordum. Masumlar Apartmanı’nda yayınlanmasının çok etkisi var.

  • * Dijitalde ne zaman yayınladı?

8 Ocak’ta dijitalde yayınlandı. Ocak sonunda Masumlar Apartmanı’nda yayınlandıktan sonra acayip bir şekilde dinlenmeye başladı. Zamanla kitlesine ulaşır, müzik dinlemeyi seven insanlar zamanla Derinden’i bilir diye tahmin ederken dizide yayınlanması çok kısa sürede daha çok kitleye ulaşmasına vesile oldu.

  • * Peki niye bu kadar sevildi? Sadece dizide yayınlanması tek başına bir neden olmaz çünkü her dizide birkaç şarkı yayınlanıyor.

Bilmiyorum. Anlatım şekliyle alakalı olabilir. Sözleri daha düz, bildiğimiz kelimelerle yazdığım için olabilir. Belki de basit bir melodi olduğu için olabilir.

“BENİM HALA UMUDUM VAR”

  • * Ya da çoğumuz için hayat bazen çok kötü gidiyor ve onu nasıl anlatacağımızı bilmiyoruz.

Onu desem çok ukalalık olacak. Belki de o yüzden. Eğer öyleyse ne mutlu. Bir yandan da keşke öyle olmasaydı.

  • * Peki hayat sizce nerelerde kötü gidiyor?

Aslında çok kötü gitmiyor, benim hala çok umudum var. Çok iyi şeyler de oluyor, çok kötü şeyler de oluyor. Çevreye baktığınızda bir sürü küme var. Kadınlar, LGBTİ+ler, etnik azınlıklar, dinsel azınlıklar bir şekilde eziliyorlar ve her biri ayrı ayrı mücadele sürdürüyor ama birleşmiyor. Bu korkunç bir şey. Kişisel olarak hayatla kendi mücadeleniz var. Bir yandan siz de o kümelerden birindensiniz, başka kümelerin dertlerini de dert ediniyorsunuz. O yüzden de kötü gidiyor.

Hepimizin çok umutsuz olduğu dönemler oluyor. Bir kurtarıcı gelmeyecek. Bireysel de olsa herkesin kendi karanlığından çıkması gerekiyor. Ben daha mücadele taraftarıyım ama beni sindiren de çok şey var. Aslında Derinden, kendime yazdığım “bunu yapman” lazım dediğim bir şey.

  • * Derinden herkesin kişisel bir şarkısı oldu sanki? Anladığım kadarıyla sizin de kişisel şarkınız. Şarkıyla çok fazla insan empati yapıyor.

Öyle olduysa ne mutlu. Nilgün Marmara müziğe ‘halelerin eş düşmesi’ diyor. Benim halemle dinleyicinin halesi eş düşüyorsa çok güzel. Eş düşmesi dediğim şey aynı renk değil, yan yana gelmek.

Kendi şarkım üzerinden gitmeyeyim ama bazı şarkılar vardır. Dinlemek sizi üzer ama üzüldükçe kendinize derman bulduğunuzu hissedersiniz. Başka birinin sizin yaşadığınız şeyin benzerini anlatması insana güç verir, yalnız olmadığınızı hissedersiniz. Benim de hayatımda sevdiğim ve takdir ettiğim şairler, yazarlar, müzisyenler var.

  • * Kimler?

Ece Ayhan, Turgut Uyar, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Oğuz Atay, Leonard Cohen, Edip Cansever, William Blake. Çok var saymakla bitmez.

  • * Tarzınızı ve sesinizi Hüsnü Arkan, Cem Karaca, Fikret Kızılok gibi isimlere benzetenler var. Onlardan etkilenmeniz var mı?

Mutlaka vardır çünkü çok fazla dinlediğim insanlar. Saydığınız insanlar kendi dilini, kendi müziğini oluşturmuş özgün insanlar o anlamda bir benzerlik varsa ne mutlu. Üzerimde Elliott Smith, söz anlamında da Edip Cansever, William Blake etkisi vardır, ama umarım taklit olmamıştır.

  • * Derinden’de bir anlamda eskilerden bahsediyoruz. Peki şimdi yüzeysel mi yaşıyoruz?

Hayır derin yaşıyoruz ama biz farklı insanlarız. Çocukluktaki o saf inanç, çok değer verdiğiniz birinin sadece gülümsemesiyle mutlu olma hali, o kaybolan bir şey. Bu sanırım her insanın varoluşsal krizi.

“SU YOLUNU BULACAK”

  • * Büyüdükçe mi oldu yoksa zaman mı değişti? Ya da içimiz mi çekildi, yoksa biz içimize mi çekildik?

Sanırım ikisi de. Yani yaş almakla ilgili, hem de zaman da değişti. Mesela ben 2010 doğumlu olsaydım bir albümü 1-2 yıl boyunca dinlemezdim. Çünkü beni uyaran çok şey olacaktı. Bir şarkıyı dinlerken başka bir şarkıyı görecektim ona koşacaktım. Bizim zamanımızda daha zor bulunduğu için bulduğumuz şeye sarılıp, hatmetmeye çalışıyorduk

  • * Peki bu kıymetsizleştiriyor mu?

Hrant Dink’in deyimiyle “Su yolunu bulacak.” Bu dönem gençliği de başka bir yol bulacak. “O zaman ne kadar güzeldi, şimdi kötü”  gibi sözlere inanmıyorum. Bizim zamanımız bizim zamanımızda kaldı. O anlamda umutsuz değilim. Benim çocukluğumda da babam “bizim zamanımızda değişikti” derdi. Ben kendi yolumu buldum, benim yeğenlerim de kendilerine başka bir varoluş yolu bulacak.

  • * Sizin bu son günlerde dinleyip beğendiğiniz şarkı hangisi?

Emir Bermuda diye genç bir müzisyen var. En son Bonibon diye bir şarkısı çıktı ama bir önceki şarkısına bayıldım. Cem Özer diye bir müzisyen var ona bayılıyorum. Çok iyi müzik yapanlar var.

Derinden’i çıkardıktan sonra biraz daha sıkı takip etmeye başladığımda bilmediğim, fark etmediğim bir sürü insan olduğunu gördüm. Bu aslında yeni yüzyılın kodu, kahramanlar çağını geçtik. Artık kahramanlar yerine bireyler var ve onları takip edeceğiz.

  • * Peki bu kadar ilgi sizi nasıl etkiledi?

Biraz korkuttu. Şöyle ki; aslında ikinci parçamı hazırlamıştım. Derinden daha genele hitap eden, herkesin bir şey bulabileceği bir şarkı ama ikinci parçam öyle değil daha kapalı, daha içe dönük bir şarkı. O yüzden biraz tereddüt ettim. Ama eşimle yani Meryem’le konuştuk. O beni rahatlattı.  İnsanların beni bir renge oturtup sonra o renkten bir şeyler bekleme arzusundan biraz korkuyorum.

* O zaman yeni şarkı yolda. Adı ne? Ne zaman çıkıyor?

Bir değişiklik olmazsa nisan başı gibi “Hayvanlar ve İnsanlar” çıkacak.


ARŞİV