“Yayınlanmamış binlerce şarkım var”
Müzik kariyerine DJ olarak başlayan, şimdilerde ise rap müzik yapan Sezer Değirmendere (SEZ), müzik yolculuğunu anlattı
Uzun zamandır müzik sektöründeki varlığını koruyan rap müzik, her geçen gün daha da papülerleşmeye ve yükselmeye devam ediyor. Bu bağlamda yeni ve yetenekli rap sanatçılarının sayısında da artış görmek mümkün. Bunlardan biri de Kadıköy’de doğup büyümüş olan rap sanatçısı Sezer Değirmendere (SEZ).
Sezer Değirmendere, müzik kariyerine başlama hikayesini şöyle anlatıyor: “Aslında her zaman müziğin içindeydim. Lise yıllarımda kendimi birden elektronik müzik piyasasının içinde buldum. Müzikle aram çok iyi olduğu için DJ olmaya karar verdim ve bu işi yapmaya başladım. Hiç DJ’lik eğitimi almadım. Bu alanda iş yapan çok fazla arkadaşım vardı. Onların yanlarında bulunarak, onları izleyerek öğrendim. Arkadaşlarımdan geçici olarak DJ setlerini alıyordum ve evimde çalışıyordum. Bir süre mekanlarda sahne aldıktan sonra gece hayatı, yani gece çalışıyor olmak durumu pek fazla hoşuma gitmedi. O hayat ilk girdiğimde çok eğlenceliydi, bir noktadan sonra bana keyif vermemeye başladı.”
“İLK RAP KÜLTÜRÜNÜ KADIKÖY’DE YAŞADIM”
Lise döneminde tanıştığı arkadaşı Kubilay Çakır ile müzik konusunda farklı bir adım atmaya başladığını belirten Değirmendere, “İlk rap müzik kültürünü Kadıköy’de yaşadım. Zaten Kadıköy’de doğup büyüdüğüm için de bu müzik kültürünü benimsemiş olabilirim. Lise arkadaşım Kubilay o zamanlar duygusal rap yapıyordu. Sürekli onu dinliyordum ve kendisinden etkilendim. Bir şeyler yazmayı ve anlatmayı seven bir insan olduğum için bu işi yapabileceğime karar verdim. Bir noktadan sonra Kubilay ile ikili olduk. Sonra beraber şarkılar yapmaya başladık.” diyor ve şöyle devam ediyor: “Solfej ve müzik teorisi gibi birkaç müzik eğitimi aldım. Şu an gitar öğreniyorum. Kendime bir enstrüman katmam gerektiğini düşünüyorum çünkü bu yeterli gelmiyor. Enstrüman öğrendikçe yaptığım müziğe katkısı olduğunu fark etmeye başladım.”
“DÜŞÜNCELERİMİ ANLATMAK ÇOK ÖNEMLİ”
Hem kendi yaptığı hem de dinlediği şarkılarda sözlere çok dikkat ettiğini belirten Değirmendere, “Söz yazabilmem için bir şey yaşamış olmam ve anlatacak bir şeylerimin olması gerekiyor. Kendimi bir şey yazmak için hiç zorlamıyorum. Bazen günün boş olduğum bir kısmında, o anki modum yerindeyse şarkı sözleri akıp gidiyor. Yani üç ayda yazdığım şarkı da var, 15 dakikada yazdığım şarkı da var.” diyor. Değirmendere kendi şarkılarından şöyle bahsediyor: “İki tanesi düet olmak üzere toplamda yayınlanmış on şarkım var, yayınlanmamış binlerce. Herhangi bir gelir beklentisiyle müzik yapmadığım için kendi kulağıma ne güzel gelirse şarkılarımı ona göre yapıyorum. Kendi düşüncelerimi karşı tarafa anlatabilmek benim için çok önemli. Yapmadıklarını yapmış gibi gösteren rapçilere şarkılarımda çok laf çarpıyorum. Kendi hikayemi, kendi gördüklerimi anlatmayı seviyorum. Genelde toplumsal konuları daha alttan ele alıyorum. Çünkü Türkiye’de bunu açık bir şekilde yapmak biraz intihar gibi. Bütün düşüncelerimi bir şekilde insanlara aktarmaya çalışıyorum, bütün amacım bu.”
“FARKIM OLMASI İÇİN ÇABALIYORUM”
Müzik yapmanın oldukça pahalı olduğuna dikkat çeken Değirmendere, “Paran varsa müzik yapmak çok kolay bir şey. Ben hiçbir geliri olmayan bir müzisyenim şu an ve benim bir şarkı yapmam çok fazla gidere sebep oluyor. Fırsatlarım el verdikçe çabalamaya devam ediyorum. İnsanlardan bir farkım olması için çabalıyorum” diyor ve bundan sonraki hedeflerini şöyle anlatıyor: “Bundan sonraki süreçte konser yapmaya devam edeceğiz. Ayda bir ya da iki ayda bir şeklinde konser takvimi koyup kendimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Ayrıca piyano, gitar, bas gitar ve davuldan oluşan bir band (grup) kurma hazırlığındayız. Artık canlı işler de yapmak istiyoruz. Benim en çok istediğim şey arkamda ekip varken, canlı bir şekilde çalınırken müzik yapabilmek. Şu an bunun için çalışmalarımız devam ediyor.”