“Yazma odaklı düşünüyorum”

Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nda dereceye giren üç genç öykücüden biri olan Kadıköylü Zeynep Kaynar, “hep yazma odaklı düşünüyorum” diyor

06 Ekim 2023 - 06:39

Edebiyata genç öykücüler kazandırmayı amaçlayan Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nın 2023 sonuçları belli oldu. Günışığı Kitaplığı'nın 13 yıldır düzenlediği yarışmaya Türkiye'nin dört bir yanından 6, 7 ve 8. sınıf öğrencileri katılıyor. Cumhuriyet'in 100. yılı dolayısıyla yarışmanın teması “sevinç” temalı öyküler oldu. 

Aslı Der, Başar Başarır, Haydar Ergülen, Irmak Zileli ve Dr. Müren Beykan'dan oluşan seçici kurul değerlendirdiği yüzlerce öykünün arasından üç genç öykücünün eseri ödüle değer görüldü. Sivas'tan "Bir Aile Fotoğrafı" öyküsüyle Ayşe Nihan Sert (7. sınıf), Samsun'dan "Hurdalık" öyküsüyle Elfida Birgül (6. sınıf) ve İstanbul'dan "Gün Işığı ve Ay Parıltısı" öyküsüyle Zeynep Kaynar (7. sınıf) 2023'ün ödüllü genç öykücüleri oldu. Yarışmanın 2023 Ödül Töreni, 14 Ekim Cumartesi günü Günışığı Kitaplığı'nın düzenleyeceği 16. Eğitimde Edebiyat Semineri kapsamında yapılacak. 

Dereceye giren üç öyküden biri “Gün Işığı ve Ay Parıltısı” Kadıköylü genç bir kalem olan
Zeynep Kaynar’ın elinden çıkmış. 7. sınıf öğrencisi olan Zeynep, Kadıköy’deki Alev Alatlı Bilim ve Sanat Merkezi’nde eğitim görüyor. Yarışmaya katılması için Zeynep’i destekleyen öğretmeni Sibel Selçuk, annesi Melike Kaynar ve elbette Zeynep ile yazma öyküsünü konuştuk. 

“DOĞDUĞUMDAN BERİ YAZIYORUM”
  
* Zeynep ne zaman ve nasıl yazmaya başladın?

Bana kalsa doğduğumdan beri yazıyorum, çünkü ilk ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum. Anaokulunda bile resim çizer sonra anneme öykülerini anlatıp yazmasını isterdim.  İlkokuldan beri yazıyorum. İlkokulda arkadaşlarla A4 kağıtlarını katlayıp kendi kitaplarımızı yapıyorduk. Onlar bile hâlâ evde duruyor. (Gülüyor)

* Zeynep Cemali öykü yarışmasının konusu sevinçti, bu biraz üzerinde yazması zor olan konu. Öykünü ne kadar zamanda yazdın?

Ne kadar zamanda yazdığımı hatırlamıyorum ama başta aklıma hiçbir şey gelmedi. İlk ne yazacağım diye düşündüm. Sonra beni mutlu eden şeyleri düşündüm, arkasından yazmaya başladım. Biraz yazdıktan sonra Sibel Hoca’ya götürdüm. Birlikte baktık. Sonra bazı yerlerini yeniden düzenledim. Öykü üç arkadaşın yaz tatilinde yaşadıklarını anlatıyor. Bir konser var ona hazırlanıyorlar. Son kısmında da annemi düşünerek anne sevgisiyle alakalı bir şeyler yazdım.

* Yazdığın öykülerinde esin kaynağın kendi yaşadıkların mı yoksa okudukların, duydukların mı oluyor?

Kendi yaşadığım şeylerden kattıklarım tabii ki oluyor. Mesela arkadaşlarımla bir şey oluyor, bunu bir öyküde kullanabilirim diye düşünüyorum. Çok garip rüyalar görüyorum, rüyalarımı yazıyorum. Yani hep yazma odaklı düşünüyorum. Tamamlanmış çok fazla öyküm yok. Yarım kalanların çoğunluğunu kimseye göstermiyorum. Çünkü onlar kendim için yazdığım sonra tamamlarım diye düşündüğüm şeyler oluyor. 

* Peki hangi yazarları okuyorsun?

Ayırt etmiyorum ama okumayı seviyorum. George Orwell’in Hayvan Çiftliği’ni okumuştum çok beğendim. Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabını okumuştum onu da çok beğendim. Arkadaşlarımız arasında kitap değiş tokuşu yapıyoruz. Farklı yazarları okumayı seviyorum.

“BU SONUCU BEKLEMİYORDUM”

* Yarışma sonucunu öğrendiğinde neler hissettin? Bu yarışmanın önemli bir yarışma olduğunun farkında mıydın?

Aslında değildim. Ben bir hikâye yazdım ve gönderdim. Yatakta oturuyordum annem telefonla odaya girdi. Günışığı Yayınları’ndan aramışlardı “yarışmayı kazandınız” dediler. Beklemiyordum ama sonra bayağı heyecanlandım. 

* Arkadaşlarının tepkisi nasıl oldu?

Arkadaşlarım çok şaşırmadı çünkü zaten onlar benim sürekli yazdığımı biliyorlardı. Şimdi “yazarımız tam oldu” dediler. 

* 15-20 yıl sonrasına baktığında kendini bir yazar olarak mı görüyorsun yoksa yazmaya hobi olarak mı devam etmeyi düşünüyorsun?

Hem yazar olmak istiyorum hem de başka bir mesleğe yönelik eğitim almak istiyorum. Benim aslında sadece yazmak konusunda bir yeteneğim yok. Daha bir sürü konuda yeteneğim olduğunu düşünüyorum. Resim yapmayı da kodlama da seviyorum. Başka bir sürü şey sevdiğim için onlar içinden mesleğe yönelik seçim yaparım aynı zamanda da yazarlık yaparım diye düşünüyorum. Aklımda çok şey var. 

ÇOK GÜZEL BİR HAYAL GÜCÜ VAR”

Zeynep Kaynar’ı yarışmaya katılması için teşvik eden Alev Alatlı Bilim Sanat Merkezi’nden Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Sibel Selçuk, Zeynep’te çok güzel hayal gücünün olduğunu söylüyor. Annesi Melike Kaynar ise Zeynep’le gurur duyduğunu ifade ediyor.

* Zeynep’in yarışmaya katılmasına siz vesile oldunuz. Zeynep’in hikâye yazma serüveni nasıl gelişti?

Zeynep’in hikâye yazma serüveni bence küçüklüğünden beri ruhunda olan bir şey. Ama bizim buluşmamızı hikâyeye olan merakı sağlamış oldu. Bilim Sanat Merkezi’nde öğrenciler özel ilgi alanlarına göre gruplandırılıyor. Zeynep edebiyat ve matematik eğitimi alıyor. Burada yaratıcı yazma ve okuma becerisini geliştirecek çalışmalar yapıyoruz. Bu arada ben de yarışmaları duyuruyorum. Zeynep Cemali de prestijli bir yarışma olduğu için Zeynep’e söylemiştim. Konusu sevinç olduğu için önce biraz önyargılıydı. “Sevinç konusunda ne yazılabilir” diyordu, sonra yazmaya başladı. Zeynep’in en güzel yanı eleştirilere çok açık olması. Yazdıklarını getirdi, ders arasında baktık. Çok güzel bir hayal gücü var. Zeynep’te bir insanın ulaşması gereken bir ruh güzelliği var. Bunu da yazılarına çok güzel yansıtıyor. Bazen doğru kelimeleri bulmakta zorlanıyor. Bu eksiklerini tamamlamak üzere çalıştık. Ve çok güzel bir öykü çıkardı. Başvuruyu yaptık. Zeynep Cemali Öykü Yarışması’nda birinci ikinci üçüncü diye sıralama yapmıyor, yayınlanmaya değer ilk üç eseri açıklıyorlar. Değerlendirme kurulunda çok değerli jüri üyeleri var. Zeynep’in öyküsü için ortak görüşleri “öykü sanatına en yakın öykü” olmuş. Bu yarışma ile Zeynep’in yayın hayatında hikâyesi başlamış oldu. Bunun dışında yakında çıkacak olan Alev Alatlı Bilim ve Sanat Merkezi’nde eğitim alan öğrencilerin yazdıkları öykülerden oluşan bir kitapta da Zeynep’in bir öyküsü var.

“ÖDÜLLE TAÇLANDIRILMIŞ OLMASI GÜZEL”

* Yarışma sonucunu öğrendiğinizde neler hissettiniz? 

Çok sevindim. Zeynep TÜBİTAK bursu için de çok güzel bir proje hazırlamıştı. Onda bir sonuç alamadı. Şimdi bir ödülle taçlandırılmış olması çok güzeldi. 

* Yazmaya meraklı genç okurlarımıza bir eğitimci olarak neler önerirsiniz?

Yani kendim de küçüklüğümden beri böyle beğendiğim şeyleri not alırdım bu çoğu uluslararası yaratıcı yazma okullarında da yapılan bir şey; bir defterin muhakkak olması.  Beğendikleri sözleri bu deftere yazabilirler. Yazma alışkanlığı için birincisi yazarak düşünebilirler. Her gün bir iki satır da olsa bir iki şey yazabilirler. Bunu düzenli olarak yaptıklarında faydasını görecekler.

* Melike Hanım siz Zeynep’deki yazma merakını nasıl fark ettiniz?

Anaokuluna giderken okuma yazma bilmiyordu. Orada resim çiziyorlardı. Eve geldiğinde çizdiği resmin hikâyesini bana anlatıp “bunu yaz” diyordu. Anaokulundan beri hikâyeleri var. Onları hala saklıyoruz. Resim yeteneği de var. Çizimleri de çok güzeldir. 

* Zeynep’in öyküsünü okuduğunuzda nasıl bulmuştunuz?

Ben çok beğenmiştim. Yani ben yazamam. Çok güzel betimlemeleri var, dili de çok güzel. Bence çok güzel yazıyor.

* Yarışma sonucunda siz neler hissettiniz?

Ben sevindim ama Sibel hoca ile konuşuncaya kadar çok önemli bir yarışma olduğunun farkında değildim. Çok gurur duydum. Benim annesi olarak görevim onu motive etmek, çünkü yazmaya başladığında çok güzel şeyler yapabilecek potansiyeli var. Yarışmaya katılması, ödül alması heveslerini artıran bir şey, o yüzden mutlu oldum. Yazmaya devam etmesi için ona şevk olacak.

 

ARŞİV