PARAMİLİTARİZM
Uğur Ümit Üngör, paramilitarizmi karşılaştırmalı ve kavramsal olarak ele aldığı bu çalışmasında, devletlerin paramilitarizm stratejilerine odaklanıyor, organize suçun bu kavrama ne kadar dahil olduğunu derinlemesine inceliyor. Silahlı grupların devlet adına sivillere karşı şiddet uyguladığı bu örgütleri tek bir coğrafyayla sınırlı tutmuyor, dünyanın dört bir yanından örneklerle, farklı paramiliter örgütlenmelere yer veriyor, böylece paramilitarizmin küresel ölçekteki yerini de gösteriyor. Kendi ordusu ve kolluk kuvvetleri olan devletlerin neden paramiliter örgütlere ihtiyaç duyduğu sorusunu masaya yatıran Üngör, paramiliter örgütlerin devlet adına iş görürken, aynı zamanda suç faaliyetlerine zemin yarattıklarına ve devleti içeriden bölme tehdidine de dikkat çekiyor. Paramilitarizme kapsamlı bir bakış sunan kitap, dört bölümden oluşuyor ve alanında önemli bir kaynak niteliği taşıyor. (İletişim Yayınları)
FİLEDELFİYA HİKÂYELERİ
Yeşim Erdem’in ilk kitabı Filedelfiya Hikâyeleri okurla buluştu. “Reyhan Teyze”, “Boyacı”, “Kötü Adam” ve “Abim” adlı dört öyküden oluşan kitap, aynı mahallede dönüp dolaşan, karakterlerin her birini bir diğerine büyük bir ustalıkla teyelleyen, hayatları zamanla iç içe geçen insanların biraz neşeli, biraz yakıcı hikâyesini gün yüzüne çıkarıyor.
Karakterlerin öyküsünün usulca anlatıldığı kitapta büyüme sancıları çekenler, sırlarını kimseyle paylaşamayanlar, komşu evde olup bitenleri merakla izleyenler, ilk aşkın heyecanıyla başı dönenler ve hayatta kendine bir yol bulamayanlar, bu hikâyelerde ustalıkla bir araya geliyor. (Can Yayınları)
HASTANE
Faslı yönetmen, şair ve yazar Ahmed Bouanani’nin ilk düzyazı eseri Hastane, Holden Kitap etiketiyle okurla buluştu. Yazar, 1967’de yakalandığı tüberküloz nedeniyle hastanede geçirdiği altı ayı, bu süreçte eşi Naima’ya yazdığı mektupları ve Fas’ın kolektif hafızasında yer eden parçaları bu romanda bir araya getiriyor. Belirsiz bir zaman ve mekânda geçen Hastane, bir sağlık kurumunun giderek bir hapishaneye dönüşmesini anlatıyor.
Hastane, gerçeklikle kâbus arasında gidip gelen atmosferiyle, okuru unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. (Holden Kitap)
EMANET
Bige Güven Kızılay’ın, Emanet romanının yeni baskısı İnkılâp Kitabevi etiketiyle çıktı. Kimlik, aidiyet ve geçmişle hesaplaşma üzerine bir anlatı sunan kitap Türkiye’nin geçmişinden günümüze uzanan kültürel ve tarihsel dokusunu da edebiyatın güçlü diliyle anlatıyor.
Amerika'da başarılı bir avukat olan Yasemin, kendisine bırakılan bir emaneti almak için Türkiye'ye döner. Ancak bu yolculuk, onun yalnızca maddi bir mirasın peşinden gitmesini değil, aynı zamanda kendi geçmişiyle yüzleşmesini de beraberinde getirir. Dedesiyle ve onun anılarıyla örülü eski ev; saklı kalmış sırları, köklerini ve kimliğini yeniden keşfetmesine neden olur. (İnkılap Kitabevi)
AZİZ
Yavuz Ekinci’nin son romanı Aziz, sanatın metalaşması, koleksiyonculuğun doğası ve tutkunun karanlık yüzlerini irdeleyen çarpıcı bir anlatı sunuyor. Hırslı bir koleksiyonerin sanata olan saplantısını merkeze alan roman, sanat eseri ile insan hayatı arasındaki ahlaki ikilemi sorguluyor.
Üç kuşak sanat koleksiyoncusu olan Aziz Mirzade’nin sahip olma tutkusunu ve sınır tanımaz hırsını ele alan roman, “Bir sanat eseri kime aittir?” sorusunu temel mesele haline getiriyor. Öte yandan, romanın bir diğer önemli karakteri sanatçı Timur, eserlerini tuvale değil insan bedenine işleyerek koleksiyonculuğa karşı bir başkaldırı sergiliyor. Ancak ironik bir şekilde, bu yaşayan sanat eserleri de zamanla birer av nesnesine dönüşüyor. Hikâye ilerledikçe koleksiyonculuğun karanlık yüzü ortaya çıkıyor ve işin içine mafya ile cinayetler de giriyor. (Everest Yayınları)
SESSİZ CÜMLE
İngiliz edebiyatının önemli isimlerinden David Lodge’un Sessiz Cümle adlı romanı, Nilüfer Şen’in çevirisiyle okurlarla buluştu. The Washington Post’un ifadesiyle “her sayfasında eğlenceli, şık ya da dâhiyane bir şeyler bulabileceğiniz, bütün gün okuyabileceğiniz yazarlardan biri” olan David Lodge’nin kitabı bir insanın sağırlık ve ölümle, yaşlanma ve ölümlülükle yüzleşme çabasının komik ve dokunaklı bir anlatımı. Lodge’un kendi deneyimlerinden de ilham aldığı bu eser, hem trajikomik bir kişisel hikâye hem de modern hayata dair gözlemler içeriyor. Hem eğlenceli hem de melankolik tonlar barındıran eser, hayatın kaçınılmaz değişimlerine karşı duyarlı ve düşündürücü bir okuma vaat ediyor. (Ayrıntı Yayınları)