Matmazel de Scudéry
Fransa’nın en uzun süre hüküm süren kralı, XIV. Louis döneminde geçen gizemli hikâyesiyle ilk Alman polisiyesi olma özelliğinde olan Matmazel de Scudéry, raflarda yerini aldı.Alman besteci ve yazar E.T.A. Hoffmann’ın ilk kez 1820’de yayımlanan eseri, sürükleyici olay örgüsü, dönemin Paris’ine, tarihî kişiliklere ve olaylara dair ilgi çekici tasvirleri, farklı yorumlara imkân tanıyan çok katmanlılığıyla başta Edgar Allan Poe olmak üzere birçok yazara ilham veren bir başyapıt niteliği taşıyor.
Can Yayınları/ 88 syf
Mahalle
Özlen Alpaslan tarafından kaleme alınan ‘’ Mahalle’’ okuyucu ile buluştu. İstanbul2un kendine özgü ve Kadıköy’e komşu semtlerinden Kuzguncuk’ta geçen roman “Mahalle” isimli bir mekanda yaşananları ve konuşulanları anlatıyor. Eski mahalle kültürünün yaşandığı yerlerden olan Kuzguncuk sokaklarında dolaşan, mahalle sakinlerinin evlerine, iş yerlerine konuk olan romanda farklı yaşam hikâyeleri yer alırken bir kayıp aranıyor.
Karakarga Yayınları/296 syf
Ben Leyla Gencer – La Diva Turca
Evin İlyasoğlu’nun kaleme aldığı Ben Leyla Gencer – La Diva Turca, “Divaların Divası” olarak anılan Leyla Gencer’in hayatını anlatıyor. Gencer’in hayatını, kendini var etme yolculuğunda yaşadığı coşkularını, hayal kırıklıklarını, sevinçlerini, acılarını kendi ağzından hikâyeleştiren kitap, okuru müzik dünyasında bir yolculuğa çıkarıyor.
Yapı Kredi Yayınları/ 384 syf
Bir Katilin Günlüğü
Tristan Bernard’ın kaleme aldığı kitaptaki katil, Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sındaki Raskolnikov’u andırır. O da zor durumdadır, onun da paraya ihtiyacı vardır, onun da yaşamına son verdiği insan, toplumun sırtında bir çıbandır. Ama katilin gözünde. Katil bu tereddütler ve kendisine konduramadığı katil damgasıyla sürekli bir mücadele içerisindedir. Cinayet gerçekleştikten sonra ise bütün dünyası yakalanma korkusu ve bunun onda yaşattığı stresle kuşatılır. Ancak katil aynı zamanda zeki ve soğukkanlıdır. Ele geçirdiği parayı güvenli bir yere yerleştirdikten sonra kaçış yolculuğuna başlar. Amacı olay gazetelerde bir üçüncü sayfa haberi olup unutulduktan sonra normal hayatına devam etmektir. Gezerek çalışmaya imkân veren mesleği bu açıdan onun için mükemmel bir kamuflajdır. Şehir şehir dolaşarak, bir vasıtadan diğerine geçerek, yolculuk planını sürekli değiştirerek izini kaybettirmeye çalışır.
Ayrıntı Yayınları/ 192 syf
Sabahın Üçü
İtalya’nın en çok okunan yazarlarından Gianrico Carofiglio, 80’ler Marsilya’sının ana karakterlerden biri olduğu kitabında epilepsi hastası bir genci anlatıyor. Anne ve babası o henüz çocukken ayrılan genç Antonio, bir gün sebebi belirsiz krizler yaşamaya başlar; konan teşhise göre epilepsi hastasıdır. Marsilya’da alanında uzman bir doktorun methini duyan aile, soluğu turistlerce tekinsiz bulunan bu eski liman şehrinde alır. Muayeneden sonra durumun geçici olduğunu öğrenirler fakat emin olabilmek için son bir test yapılmalıdır: Antonio normal hayatına devam edeceği iki gün iki gece boyunca uykusuz kalmalıdır, krizler buna rağmen tetiklenmezse tamamen iyileşmiş sayılacak, bu zaman zarfında uykuya dalmadığından emin olmak için babası da ona eşlik edecektir.
İş Bankası Kültür Yayınları/152 syf
Oğullar
Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan ilk kadın Amerikalı yazar Pearl S. Buck'ın büyük beğeni toplayan Mübarek Toprak adlı eserinin devamı niteliğindeki Oğullar, açgözlülükleriyle ailelerini yıkımın eşiğine getiren üç kardeşi konu ediyor. Hem bir aile destanı hem de eski ile yeni arasındaki çatışmaların bir tasviri niteliğindeki kitap, modern çağda hayatta kalmanın bir yolunu arayan Çin'in ve ezilen milyonların hikâyesi.
Kafka Kitap/ 474 syf
Kesik Baş
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın yazdığı Kesik Baş, deneyimli dedektif ve çaylak yardımcısı, mantık yoluyla çözülen cinayet gibi öğeleriyle Türk edebiyatının ilk polisiye romanlarından biri. Yazarın 1921 yılında Heybeliada’da tamamladığı, daha sonra İkdam gazetesinde tefrika edilen ve 1942’de tam hâliyle ilk defa yayımlanan Kesik Baş romanı, mizahtan vazgeçmeyen yazardan gerilim dozu yüksek bir cinayet hikâyesi.
İthaki Yayınları/200 syf