Yeni mizah dalgası: Stand-Up

Sosyal medyadan, mizah dergilerinden, üniversite sıralarından çıktılar, şimdi her yerdeler. Türkiye’nin yeni “komikleri” gazetemize konuştu

06 Nisan 2018 - 13:24

Meddahlığın, orta oyununun yeşerdiği bu topraklar tek kişilik güldürülere çok da uzak olmasa da salonlarda son yıllara kadar birkaç isim haricinde pek “stand up”çıya rastlamak mümkün değildi. Fakat son yıllarda Türkiye yeni bir mizah dalgasıyla karşı karşıya. Mekanlar da bu dalgaya kayıtsız değil. Kadıköy’de özellikle Bahane Kültür, Living Room, Moda Sahnesi, KargaART, Punch Kadıköy ve Kılçık Mekan’da sahne alan komedyenler, Türkiye’nin dört bir tarafına turneler dahi düzenliyor. Son yıllarda mikrofonları ele geçiren yeni mizah kuşağıyla konuştuk.

“DAHA DA BÜYÜYECEK”

Türkiye’nin genç ‘stand up’çılarından, hayalindeki işi yaptığını söyleyen Baturay Özdemir, Bilkent Üniversitesi İşletme mezunu. Profesyonel olarak son yıllarda sahnelerde boy gösterse de söylediğine göre lise üçüncü sınıftan beri stand up yapıyor. “Ortamın hep komik adamıydım” diyen Özdemir ilk gösterilerini lisede okulun öğle arasında diğer sınıflardaki öğrencilere ve öğretmenlere yapmış. Günlük hayattaki konulardan beslendiğini söyleyen Özdemir, daha çok aile, kadın-erkek ve maddi durumlar üzerine herkesin paylaşabileceği konuları ele alıyor. Açık mikrofon etkinliklerine gösterilen ilgiyle bir kaç sene evvel stand-up'ın bir kültür haline geleceğinin ışıklarını görmeye başladıklarını söyleyen Özdemir, özellikle öğrencilerin Stand-up’ı çok sevdiğini belirtiyor. Özdemir, ülkenin tanımadığı ama yüzlerce defa sahneye çıkarak kendini geliştirmiş birçok komedyenin olduğunu söylerken, iki üç sene içinde piyasanın daha da büyüyeceğinden emin. Stand-up’ın güzelliğini ve gülme temposunun başka bir mizah alanında tadabilmenin mümkün olmadığını söyleyen Özdemir herkesi bu kültürü tanımaya çağırıyor.

“ŞAKAYI DİŞİ KUŞ YAPAR”

Meltem Parlak ise Türkiye’nin yeni komiklerinden. Bir İsviçre çakısı edasıyla oyunculuk, yazarlık ve stand up yapan Parlak, bu sezon “Kaç Baba Kaç” oyununda oynarken, “Şakayı dişi kuş yapar” sloganıyla yola çıkan Çok Da Fifi Hatunlar Stand Up ekibinin bir parçası. “Evlenecek miyiz?” isimli tek kişilik stand-up gösterisi de bulunan Parlak, bu sıralar YouTube kanalında pelüş hayvan eğitimleri vermekle meşgul. stand up’a başlayaşını “Neredeyse yanlışlıkla başladım diyebilirim. Ay, ben gülerim falan derken, dedim ben de deneyeyim bari. Cesaretlendim denedim. Gösterim de iyi geçince, bir defa tadını almış oldum. Sonra zaten yeniden o tadı almak için hevesle devam edip kendinize sahne arıyorsunuz. İyi şaka gülüşle buluştuğu zaman bana tavada tereyağı eriyormuş gibi geliyor.” sözleriyle açıklayan Parlak, gösterisinde “kadın erkek ilişkileri, az ünlü olma halleri ve belli bir yaştan sonra hala aile ile yaşıyor olmanın komik öğeleri”nden dem vuruyor.

“Bu işe heves edip, bir yandan da icra edebilecek mekân bulmak büyük keyif.” diyen Parlak, kültürün Türkiye’de yayılmasını “Son dönemlerde hem bu işi yapan, yaptıkça öğrenen kişiler arttı hem de yeni mekânlar bu sürece kucak açtı. Stand up gösterilerine yönelik programlar oluşturmaya ve insanlar da kim bu yeni isimler diye merak etmeye başladı. Bunun çok güzel bir renk ve çeşitlilik getirdiğini görüyoruz. Ortalıkta hepimize, herkese yetecek kadar şaka olsun. Oh, ne güzel. Çünkü her şeyin meraklısı var.” sözleriyle yorumluyor.

“ŞU SIRALAR GÜLMEK İSTİYORUZ”

Stand up’ın parlayan yıldızlarından Cem İşçiler sadece sahnede değil yavaş yavaş televizyonlarda da görmeye başladığımız bir isim. BKM ekibinde yer alan İşçiler, son 2 yılı aktif olmak üzere 9 yıldır sahnede. Tesadüfen radyoda duyduğu yerel bir belediyenin yaptığı yarışmaya katılarak stand up’a başlayan İşçiler içeriğini “Ağırlığı ailem, sosyal hayata adapte olmamı zorlaştıran maddi imkânlarım ve son zamanlarda tanınıyor muyum tanınmıyor muyum arasında gidip gelen yaşantımla alakalı, kimi zaman seyirci ile interaktif gerçekleştirdiğim hikâyelerimi sergilediğim bir gösteri” olarak anlatıyor.

Stand up kültürünün yaygınlaşmasıyla ilgili “Çok iyi komedyen arkadaşlarımın olmasına ve seyircilerimizin de bu güzel etkinlikleri ilgi göstermesiyle büyüyen bir süreç.” diyen İşçiler şöyle devam ediyor: “Hayatımızda hep bir hikâye anlatıcısı vardır. Şu sıralar sahnelerde daha fazla insan hikâye dinlemek ve birlikte gülmek için vakit harcıyor. Bu sanat dalının büyümesinden ötürü son derece mutluyum.”

“YILLARCA DİNLEDİ, SIRA ONDA”

“Küçük Psikoloji Oyunları” adıyla yaptığı tek kişilik gösterilerle tanınan Ferhat Aydın nam-ı değer Bar Psikoloğu ise kendi yarattığı “psiko-gösteri” konseptiyle mizah severlere bir “drink and talk show” deneyimi sunuyor. ODTÜ mezunu bir psikolog olan Ferhat Aydın, “Yıllardır barlarda mutsuz insanları dinledim. Şimdi anlatma sırası Bar Psikoloğu’nda” diyerek çıkmış yola. Onun tabirine göre Bar Psikoloğu “İki yılı aşkın bir süredir var olan ve dünyada bir ilk olan bu konsept, ruğ sağlığı sektörünü kaplayan çar çakallara, senin teyzenin sana verebileceği bir tavsiyeyi saati 400 TL’ye veren kişisel gelişim uzmanlarına ve sektörüne, hayatın anlamını keşfettiğini zannedip bu işi ticarete döküp insanların kafasında aydınlanmalar yaratma iddiasıyla ortalarda gezen şizotipal kişilik bozukluğundan hallice kozmik yaşamcılara, ‘ayyh psikolojiye pek ilgiliyim’ deyip yanlış kaynaklardan bu bilimi öğrenmeye çalışanlara, psikoloji deyince aklına sadece klinik psikoloji gelen ve iki cümleyi bir araya getirmekten, iletişim ve empati becerisinden yoksun psikologlara” tepki olarak doğdu… 


ARŞİV