Kadıköy Belediyesi’nin ev sahipliği yaptığı 2. Kısa Film Kolektifi Festivali, illüstratör Aydan Çelik’in Karagöz ve Şarlo’nun Hikayesi başlıklı söyleşisi ile son buldu. 4 Mart Cumartesi günü Karikatür Evi’nde gerçekleşen söyleşide çizer Aydan Çelik, Uluslararası İşçi Filmleri Festivali için yaptığı afişleri anlattı.
“ÇARK, İŞÇİ KAVRAMINI DARALTIYOR”
Söyleşisini barkovizyon eşliğinde gerçekleştiren Çelik, uzun yıllardır İşçi Filmleri Festivali için yaptığı çalışmalarda Karagöz ve Şarlo karakterlerini kullanma hikâyesini anlattı. Klişelere bağlı kalmadan, emek kavramının altını çizmeye çalıştığını belirten Çelik, “Havaya sıkılı yumruklar yapmadan, çark kullanmadan İşçi Film Festivali için nasıl afiş yaparım diye düşünüyordum. Çünkü çark, işçi kavramını daraltıyor. Neticede bir bilişim çalışanının tıkladığı “Mouse” da emek enstrümanı. Kavramı daraltmadan bu afiş işini nasıl çözerim derken birkaç tesadüf bir araya geldi. Birincisi Ezel Akay’ın, ‘Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü?’ filminin afişini gördüm. Afişteki Karagöz karakterini hemen aklıma yazdım. Kendim de bisiklet sevdalısı biriyim. Charlie Chaplin’in canlandırdığı Şarlo karakterinin de bisiklete bindiği bir görsele denk geldim. Bu karakteri de aklıma yazmamla birlikte yerel ve evrensel, afişte buluştu.” diye konuştu.
“KARAGÖZ EVRENSEL KARAKTER”
Çelik, Karagöz’ün yalnızca ülkemizde bilinen bir karakter olmadığına da değindi. “Karagöz evrensel bir karakterdir.” diyen Çelik, “Karagöz özellikle Balkanlar’da ilginç bir şekilde popüler. İmparatorluktan ayrılan ülkeler, ulus devletlerini kurarken ‘biz’ duygusu yaratabilmek için bizim Karagöz karakterinden esinlenerek kendi karagözlerini yaratmışlar. Balkanlar’daki Karagöz’e baktığımızda feodal yaşamda değil, daha çok işçi sınıfındaki bir Karagöz görüyoruz. Bu aslında sanatın evrensel olduğuna dair en büyük işaret.” dedi.
“YILLARA GÖRE ŞEKİLLENDİ”
İşçi filmlerinin afişlerinin ülkenin yaşadığı dönemle bağlantılı olarak şekillendiği söyleyen Çelik, “İşçiyi filmlerle anlatan bir festivalin afişlerinin de o yıl yaşanılan olaylarla ilişkili olmasını hedefledik. Afişlere baktığımızda 2010 yılının protestolarla geçtiğini görüyoruz. Sonrasında ise yaşanan barış süreci ve 2013 yılında ise Gezi Parkı olayının yaşanmasıyla afişlerimize Kırmızılı Kadın ve V For Vendetta filminden V karakteri dâhil oldu. 2014 yılında ise Soma’daki maden faciası ile işçi cinayetlerinin ayyuka çıktığı bir döneme afişlere taşıdık. Afişlerin direkt olarak ülke gündeminden beslendiğini ve yıllara göre şekillendiğini söyleyebilirim.” şeklinde konuştu.