Sinemayla ilgilenen, ilk filmini çekmek yahut ekranda rol almak isteyenlere temel eğitimler sunan Moda’daki Sinematek, geçtiğimiz aylarda el değiştirdi. Bu sinema kuruluşunun yeni yöneticisi, kendisi de bir sinemacı olan Erhan Tuncer oldu. Biz de Bahariye Caddesi’nin ucunda, Ayvalıtaş meydanına yakın bir konumda bulunan Sinematek’i ziyaret ederek, Tuncer ile konuştuk.
2009 yılı Maltepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Bölümü mezunuyum. Pek çok kısa ve orta metrajlı film ve belgeseller çektim. Şu an senaryo yazarlığı ve yönetmenlik yapıyorum. Geçen yıl, yapımcı İlker Avcı ile birlikte ‘Ağustos Böcekleri ve Karıncalar’ adlı ilk uzun metrajlı filmimi çektim. Düşük bütçeli, bağımsız, küçük bir film ama içinde Bennu Yıldırımlar, Gün Koper, Erdem Akakçe gibi büyük isimler var. Adana Altın Koza Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan filmimiz, Van Film Festivali'nde jüri özel; Hollanda Kırmızı Lale Film Festivali'nde en iyi yönetmen ve Antakya Film Festivali’nde en iyi senaryo ödüllerini aldık.
2015 yılında, (o zamanki yeri Halitağa Caddesi’ydi) senaryo dersleri vermeye başlamıştım. O zamandan beri bağım hiç kopmadı. Son 5 aydır da ben devraldım.
Açıkçası burayı devraldığımda, adının altını dolduran şeyler pek yoktu. Hani sinematek demek sinema arşivi demek ya, burada sadece birkaç sinema eğitimi veriliyordu. Ben burayı gerçekten sinema dökümanlarının, filmlerin vb yer aldığı, adına yaraşır gerçek bir arşiv merkezi haline getirmeyi hedefliyorum ki bunun için gerekli arşivim de var. Üniversiteden mezun olduğum yıl, grafiker arkadaşım Gürkan Bayar’la ‘Üçüncü Adam’ isminde bir blok kurmuştuk. Halen yayında olan o blog şimdiki Sinematek sürecimin temelini oluşturuyor. Çünkü orada ciddi bir sinema tarihi arşivi mevcut.
YANLIŞ ÇEKİMLERDEN YEŞİLÇAM FRAGMANI!
Yüzlerce makale, kitaplar, filmler, afişler… Koleksiyonun en özel bölümü ise metal kutular içinde 350 adet Yeşilçam film fragmanı… Bunları hiçbir yerde göremezsiniz! Çünkü o dönemde fragmanlar filmde kullanılamayan parçalardan oluşurdu. Mesela eksik ya da yanlış çekilmiş sahnelerden fragman yapılırdı.
Eskiden sinemaya girdiğinizde izlenecek film hakkında bilgilerin yer aldığı lobi kartları dağıtılırdı. 10 bine yakın eski film lobi kartları var arşivimde. Ayrıca Türkiye'deki sayılı senaryo koleksiyonerlerinden biriyim. Yeşilçam'da sette kullanılan daktilo kopyası olan senaryolar var bende. Tüm bu arşivi en yakın zamanda insanlara açmak niyetindeyim. Böylelikle dileyenler Türkiye'deki sinema tarihi üzerine meraklarını giderebilecekleri, bilgi edinebilecekleri bir mekana kavuşmuş olacak.
Açıkçası o ifade benden önceki ekibin görüşünü ifade ediyor. Ve ben buna pek de katılmıyorum, herkesin sinema yapabileceğini düşünmüyorum. Şöyle söyleyeyim aslında; bir işe kafa yoran, yeterince emek ve zaman harcayan herkes her şeyi yapabilir. Ama şunu da belirtmek gerek ki sinema yapmak daha yoğun disiplinli bir alan. O nedenle burası ‘herkesin sinema yapabildiği’ değil ‘emek veren herkesin sinema yapabildiği’ bir yer olmasını istiyorum.
İyi bir sinefil (film izleyicisi) olmak… Bakın Tarantino’ya! Video dükkanında çalışıp sürekli film izleyerek (tabi sonra eğitim de aldı) yönetmen olmuş. Ben de senaryo eğitimlerimin ilk dersinde hep şunu söylerim; ‘Belki buradan bir senaryo yazarı olarak çıkamayabilirsiniz ama çok iyi bir izleyici olarak çıkacaksınız, bunu temin ediyorum’.
Film yapım, yönetmenlik, senaryo, kamera önü oyunculuğu, film analizi, kurgu, diksiyon, afiş tasarımı gibi bir film yapımının tüm süreçlerini içeren atölyelerimiz var.
SENARYO ÇETESİ KURULUYOR!
Buraya film yapmak, sinemayla alakalı olan herkes başvurabilir ki her yaştan ve meslekten katılımcımız oluyor. Ama en çok bankacılar ve doktorlar… İşinde yoğun insani ilişkiler içinde olan, pek çok hikaye dinleyen bu insanların anlatacakları birikiyor çünkü.
Burası bir ticarethane değil, bir kültür sanat sinema merkezi. Buraya gelenlerin çoğu, eğitimlerini aldıktan sonra gönüllü olarak buraya devam ediyor, bağını koparmıyor. Bizler de onların kısa filmlerine bilabedel destek veriyoruz, senaryolarının gelişim süreçlerini adeta bir yazı atölyesindeymiş gibi takip ediyoruz. Kısa filmler çeken, senaryolar üreten, hatta eğitmenlik yapan pek çok kursiyerimiz var mesela.
Ayrıca, eğitim alanlara ek olarak dışarından kişilerin de katılabileceği ‘senaryo çeteleri’ toplanıyor burada. Bir nevi beyin fırtınası yaparak, birbirlerini senaryolarını konuşuyorlar, fikir alışverişinde bulunuyorlar.
GENÇ SİNEMACILARA BURS İMKANI
Burası sinema ile ilgili lokal eğitimler vermenin yanı sıra ücretsiz film gösterimleri düzenliyor. Sosyal sorumluluk projesi olarak kısa film festivali yapacağız. Gençler, kendi imkanlarıyla çektikleri filmleriyle başvuracak. Dereceye girenler burada burslu olarak sinema eğitimi alma hakkı kazanacak.
Aslında ben doğma büyüme Üsküdarlıyım. Sinematek de hep Kadıköy’de olmuş, önce Halitağa, son 2 yıldır da burası yani Moda. Bunun son 5 ayında ben de varım. Yani özel bir tercihle Kadıköy’ü seçmedim ama çok memnunum. Kadıköy’de yerleşik ve entelektüel bir izleyici profili var. Sinemayla ilgili etkinliklere yoğun ilgi gösteriyorlar. Beyoğlu -eski filmcilerin merkezi olmasından kaynaklı- bir sinema yuvası. Ama bence bunun diğer ayağı da kesinlikle Kadıköy, başka bir ilçe değil. Dolayısıyla, dediğim gibi rastlantı eseri Kadıköy'deyim ama burada olmaktan çok mutluyum, asla başka bir yere gitmeyi düşünmüyorum. Rahmetli Kayahan'ın bir sözü vardı ya, ‘Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz’ diye. (gülümsüyor) ben de yolu sinemadan geçen herkesi buraya davet ediyorum.
(Şair Latifi Sokak Daci Apt. No.6 D.2 Moda)