Tarım kredi kooperatiflerini bilirsiniz, yahut son günlerde revaçta olan gıda kooperatiflerini de. Peki ya tiyatrocuların da kooperatifçiliğe el attığını söylesek?!
Evet oldu bu! Türkiye’de ve dünyada bir ilk olarak İstanbul’un 2 yakasından 34 özel tiyatronun ortağı olduğu bir “Tiyatro Kooperatifi”, 26 Haziran'da resmi olarak kuruldu. 11 Kasım'da ilk Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştiren kooperatifte, Yönetim Kurulu Başkanı Iraz Yöntem, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yeşim Özsoy, Yönetim Kurulu üyeleri ise Mert Fırat, Ersin Umut Güler ve Muharrem Uğurlu olarak belirlendi.
Biz de Iraz Yöntem'e detayları sorduk.
Kooperatif ekonomik dayanışmanın da içinde bulunduğu bir örgütlenme modeli. Özel tiyatrolar olarak bizlerin en temel problemi de ekonomi olduğu için kooperatifçiliği seçtik. Yani sorunlarımızın kaynağı ekonomik problemlerse o zaman ekonomik bir çatı kuralım dedik.
Aslında başta bizim de hiç bilmediğimiz bir alandı. Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’nden uzmanlar bize bir bilgilendirme toplantısı yaptılar.
Bizler Ticaret Kanunu’na göre ‘tacir’ sayılıyoruz. Bu statüde olduğumuz için de aslında birer işletmeyiz yani bir bakkaldan, mağazadan, restorandan hiçbir farkımız yok yasa önünde.
Hayır. O nedenle biz de İstanbul'da vergi dairesine kayıtlı ama tiyatro faaliyetinde bulunan ticari işletmelerin ortak olabileceği bir kooperatif kurduk.
Kooperatifimiz bir işletme kooperatifi ve aynı zamanda sosyal kooperatif. Türkiye'de sosyal kooperatifçilik yasal mevzuatla vücut bulmamış durumda ama bunun için Ticaret Bakanlığı’nın çalışmaları devam ediyor. Kooperatifçilik aslında bir çeşit şirket modelidir. Öte yandan sosyal kooperatifçiliğin, stk gibi de çalışan bir tarafı var.
İlk İtalya’da ortaya çıkmış bu model. Biz ortaklarımıza halihazırda kar payı dağıtmıyoruz. Hatta Ticaret Bakanlığı’ndan bağış onayımızı aldık yani bir stk gibi kişi/kurumlardan da bağış alabileceğiz.
Kısa vadede tiyatroların üzerindeki maddi yükü hafifletmek, orta vadede gelirlerini artırmaları için çalışmalarda bulunmak ve uzun vadede de tabi olduğumuz yasal mevzuatın günümüz koşulları ve dünya standartlarına göre düzenlenmesi için çalışmalarda bulunmak.
(Tiyatro Kooperatifi, 26 Haziran'daki resmi kuruluşunun ardından 11 Kasım 2019’da 1. Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi)
“BİRİCİK BİR ÖRNEĞİZ”
Dünyada çok çeşitli kooperatifler, ayrıca tiyatro kooperatifleri de var ama bizimki gibi işletme kooperatif olarak bir örgütlenme modeli yok. Çünkü dünyada özel tiyatrolar tacir statüsünde değiller! Bu yüzden sadece Türkiye'de değil, dünyada da bir ilkiz. Biz bir ihtiyaçtan doğduk.
İlk olduğumuz için de işe başlarken önümüzde bir örnek yoktu. Yeni bir dünyaya yaratmak gibi bir göreve kalkışmış olduk. Biz tiyatrocular hayalgücü geniş insanlarız ve sanat yapıyoruz, yaratım üzerine çalışıyoruz. Halihazırda örneği olmayan bir yapı inşa ederken hayal gücümüzü de bu işe dahil ettik.
Yaptığımız araştırmalar sonucunda tüm dünyada buna en yakın yapı olarak İskoçya’da bir tiyatro federasyonu var. Ama o da bir federasyon. 50 küsur yıl önce 4 tiyatroyla başlayıp şimdi 200’leri aşmışlar. Onların durumu, tabi oldukları yasalar ve kültür sanat hayatının geleneksel hayatın içinde var olma hali, bizimkiyle aynı olmadığı için, biz biricik örneğiz…
Kısa vadedeki hedefimiz tiyatroların üstündeki maddi yükü azaltma. Bunun için de ortak tedarikçilerle çalışmak gerek. Bu da nakliye, matbaa gibi pek çok kalemde bir operasyon gerektiriyor. Şuanda maddi kaynağımız ve insan kaynağımız Türkiye sathına yayılmak için elverişli değil. O yüzden şimdilik İstanbul'la sınırlı tuttuk. Öte yandan Türkiye’deki özel tiyatroların neredeyse yüzde 90’ı İstanbul’da. Yani ülke için de bir örneklem.
Sahneli ve sahnesiz tiyatroların ortaklaştığı ihtiyaçlar genellikle matbaa, depolama alanı, nakliye gibi konular oluyor. Buralardan kooperatif ortakları için tek bir fiyat listesi edinmek ve ortaklarımıza böyle bir hizmet vermek ilk gayelerimizden biri. Eş zamanlı olarak yerel yönetimler, kamu kuruluşları, akademi dünyası, sivil toplum örgütleri ve özel sektörle görüşmelerimizi devam ettiriyoruz.
Geçenlerde İzmir'e gittik. Orada da tiyatro üzerine bir kooperatifçilik girişimi var mesela. Biz bu modeli Türkiye'nin tüm bölgelerinde yaygınlaştırmak arzusundayız. Ülkenin her yerinde benzer örgütlenmeler yapabilirsek, 7 kooperatif bir araya gelip kooperatif birliği kurabilir. Bu anlamda mesleğimizi temsilen büyük bir tüzel kişilik kurma şansı doğabilir.
Halihazırda başka tiyatrolar ile de görüşmelerimiz sürüyor. Devam eden bir süreç, İstanbul’daki tüm özel tiyatroları bu çatı altında buluşmaya davet ediyoruz.
ÜYE DEĞİL “ORTAK”
Bu sayı bilinmiyor. Biz bunun gibi sorulara cevap bulabilmek maksadıyla da çeşitli araştırmalar yapıyoruz. Bu konuda özellikle akademi çevresiyle işbirliği yapıp bilimsel çalışmalar üretmek gayretindeyiz. Amacımız sektörün profesyonelleşmesi. Bunun için de önce gerekli araştırmaları yapıp sektörün geniş bir fotoğrafını çekmemiz gerekiyor.
Evet, seviyoruz bu sözcüğü. Sorunlarda ortaksak eğer çözümde de ortaklaşalım. Birileri bir şey yapsın da ben uzaktan bakayım diyebileceğiniz bir şey değil bu. Ne kadar çok bir arada olursak hedeflerimize o kadar kolay ulaşırız. Biz sanat yapıyoruz, sanat kamusal bir hizmettir. Dolayısıyla bizim sanatçılar olarak kamuyla kurduğumuz bağı da güçlendirmek istiyoruz ki kooperatif buna bir vesile olacaktır.
Hedeflerimiz konusunda sıralı çalışmıyoruz. Yani önce kısa vadeli hedefleri yerine getirip sonra orta vadeli geçelim demiyoruz. Hepsiyle eş zamanlı ilgileniyoruz. Hem bugün, hem gelecek için çalışıyoruz.
Halihazırda bir aidat sistemimiz var, ortak olmanın yükümlülüklerinden biri olarak. Ayrıca çeşitli projelerimizle fonlara başvuracağız. Bu önemli çünkü bir STK gibi çalışabilir hale gelmek niyetindeyiz ki bu noktada sosyal kooperatif yönümüz devreye giriyor. Çok yeniyiz henüz, önümüzde uzun bir süreç var. Bu kooperatifin daha yeni doğmuş bir kurum olduğunu unutmadan, hedeflerimiz için çalışıyoruz.
Elbette biz sadece ekonomik gücümüzü kazanma gayretinde değiliz. Kamusal bir hizmet yaptığımız için kamunun geneline ulaşabilmek, dezavantajlı grupları daha görünür kılmak, onlarla daha fazla çalışabilmek, kendi kendine kaynak geliştirecek projeler üretebilmek gibi niyetlerimiz var. Şunu da özellikle söylemek isterim ki bu kooperatifin işi, tiyatro yapmak değil. İşlerimizin, sektör ve ortakların faydasına hizmet üreten projeler olmasını gözetiyoruz.
Her tiyatronun kendine göre bir sanatsal duruşu var. Kooperatif, ortaklarının yaptığı işlerin sanatsal olarak yargılayıcısı asla değil, olmamalı ve olmayacak da. Estetik tartışmaların olmadığı, siyaset üstü, ideolojiden bağımsız, demokratik, şeffaf, tüm ortakların eşit oy hakkına sahip olduğu bir yapıyız. Dolayısıyla her türlü görüşe sahip tiyatro bizimle olabilir, herkese kapımız açık. Çünkü ana amaç sektörü profesyonelleştirmek, dünya standartlarına getirmek. Kültür sanat hayatının inşa edilme sürecinde tiyatronun doğru yerde konumlandırılması için çalışıyoruz.
(Kooperatifin Eylül başında Kozzy-Kadıköy'de düzenlediği çalıştaydan bir kare)
“KADIKÖY SEYİRCİSİ ŞANSLI”
Burada bir biraradalık söz konusu. Bu yapı, kültür sanat hayatını kalkındıracak bir yapı. Çünkü bizler özel tiyatrolar olarak çeşitli kurumsal yapılara sahibiz ama tiyatrolarımızın teknik, idari tüm konularıyla ilgilenmek zorundayız. Bunu yaparken de sanatsal üretime harcayacağımız emek ve zamandan aktarıyoruz. Bu sektör profesyonelleştiği zaman bizimler de zaman ve enerjimizi sadece sanata ayırabileceğiz. Bu da sanatsal üretimleri çeşitlendirerek daha kaliteli hale getirecek ki bu da izleyiciye çok daha dolu bir kültür sanat hayatına dahil olma imkanı verecek.
Tiyatro hayatının bütün İstanbul'a daha yoğun bir şekilde yayılması için çalışıyoruz. Bu anlamda mesela Kadıköy seyircisi çok şanslı. Kadıköy'deki izleyicinin bu şansını ne kadar çok yayabilirsek o ölçüde zenginleşeceğiz. Bu şans ve imkanın, öncelikle İstanbul'un geneline ve sonra tüm ülkeye yayılmasında hepimiz için fayda var. Ekonomik bir faydadan bahsetmiyorum. Çünkü sanat; eğitim, sağlık, adalet gibi kamusal bir hizmettir.
KOOPERATİF NE AMAÇLIYOR?