‘Zımba’ gibi müzik…

Bursa kökenli Kadıköy sakini grup Zımba, ‘’Müzik paylaştıkça büyüyen bir nimet insanoğluna... Biz de müzik dünyasında şarkılarımız kendi yerini bulsun istiyoruz...’’ diyor

11 Ekim 2017 - 17:05

Bursa’dan Kadıköy’e uzanan 10 yıllık grup Zımba, de tamamının kendi besteleri olduğu yeni single çalışması ‘’Söyle’’yi yayınladı. Türkçe pop/rock türündeki içten şarkılarını dinleyicinse sunan grup Murat Arda (solist),  Gökçe Çağatay (bas gitar), Doğuş Çölok (elektrogitar), Orbay Balıklıpınar (davul) ve Sergen Taşdemir’den (klavye) oluşuyor. '' Albüm kayıtlarımızı Moda'da Tunç Erekli stüdyolarında yaptık. Her ay Kadıköy’deki Dorock XL’ta sahne alıyoruz. Konserler orada bir başka geçiyor bizim için. Kadıköy canlı bir yer ve kendi tarzı var. Birçok kültür bir arada yaşayabiliyor burada. Kadıköy’ü seviyoruz'' diyen Zımba’yı Murat Arda’ya sorduk.

  • Siz dahil bu 5 müzisyen nasıl bir araya geldiniz?

Mağazada! (gülüyor) Bilgisayar yedek parçası satın alırken benim ev arkadaşımla Doğuş ve Gökçe tanıştılar ve çok hızlı şekilde kaynaşıp grubu 4 kişi olarak kurmuş olduk. Ben o dönem davul çalıyordum. Ancak o dönem birkaç solist deneyip verim alamayınca şarkı söylemeye karar verdim. Sesimi keşfeden de ev arkadaşımın nişanlısıydı. Orbay’ı da bir konserde izleyip teklif götürdük, kabul edince kadromuz şekillenmiş oldu. Ancak ev arkadaşım ( kurucu gitaristimiz) iş hayatı sebebiyle bizimle devam edemedi ve Sergen'in gruba katılmasına kadar bir süre bize klavyede Levent Kalan eşlik etti. Yolculuğumuz boyunca bize eşlik eden tüm arkadaşlarımıza selam olsun...

  • Grup ismi kendini belli ediyor ama yine de sorayım, neden Zımba?

Grubu kurduğumuz dönemde bizimle birlikte çalan gitaristimizin önerisiyle ve konserlerimizde insanların bize "zımba gibi grup oldunuz " demesiyle adımız oldu. Adımızı yansıttığımızı konserlerimizde hala söylerler sağolsunlar…

  • İlginç bir geçmişiniz var. Aslında 2007’de kurulan, 10 yıllık bir grupsunuz ama 2012’ye dek albüm yapmamışsınız. Neden acaba?

Bu bir süreç. Aşamaları var ve bu aşamalardan geçmezseniz tökezlersiniz. Biz o güne kadar hem kişisel gelişimlerimize hem de şarkılara odaklandık. Zaten grup müziği yapıyorsanız birbirinize alışmanız ve anlamanız için de bir zaman geçmesi şart. Bu dönemde biz yaklaşık 30 şarkı yazmış ve aranje tecrübelerimizi geliştirmiş olduk. Albüm sürecine hazır olmamız ancak 2012’yi buldu.

  • Sonra 2013’e bir single,  sonra bu yılı yazına dek yine bir sessizlik.. Grafiğiniz ilginç. Neden böyle parça parça ilerliyorsunuz?

Bu bizim tercihimiz değildi. İlk EP’mizi yayınladıktan sonra yeni bir grup olarak işimiz daha zordu. Dolayısıyla tanıtım sürecimiz uzun sürdü. Arayı çok açmak istemediğimiz için de 2013’te en azından bir single ile dinleyicilerimize buradayız demek istedik. Sonraki sessizliğimiz ise  menajerimizle yollarımızı ayırmamız nedeniyle gerçekleşti. 2 yıllık bir nadasımız oldu ve iyi ki de oldu çünkü bu esnada yaklaşık 20 şarkı daha yazdık. Şimdiki menajerimiz Bora İzbilir’le anlaştıktan sonra da hızla albüm kayıtlarına girdik.

  • 5 kişilik bir grubu ayakta tutmak zor mu?

Bunun için özel bir çabamız olmuyor, çünkü herkes severek yaptığı işi, sevdiği kişilerle yapmaktan memnun. Bazı zorlukları var tabi; 5 farklı insanın farklı düşünceleri, farklı zevkleri, farklı özellikleri var. Müzik yaparken bu sizi güzel bir senteze götürürken, yemek siparişi vermek bir hayli zorlaşıyor (gülüyor)

  • Yeni EP’niz ‘’Söyle’’yayında. Nasıl bir albüm oldu?

4 şarkı ve 2 versiyondan oluşuyor. İlk EP’mizde olduğu gibi bu şarkılarda samimiyetimizi  korumaya çalıştık. Şarkıların içtenliğini seviyoruz. Ayrılıktan, ayrılıktan sonra hayatın devam ettiğinden ve her şeyin eskisinden daha güzel olabileceğinden bahsediyoruz.  

  • Aslında hem yeni hem eski bir grupsunuz. Hedefleriniz neler?

Bilinirliğimizin hızla arttığını görüyoruz çünkü bir çok şehirden dinleyicilerimiz bize ulaşıp güzel mesajlar atıyor. Elimizden geldiğince de cevap vermeye çalışıyoruz. Hedefimiz müziğimizin paylaştığı duyguyu ulaştırabildiğimiz kadar çok müziksevere iletebilmek. Konserlerimizde bağıra çağıra şarkılar söylemek...

  • Müzik ne ifade ediyor sizler için?

Müziği bir çok şeye benzetebilirim; bir sevda derim, bir hastalık derim, saplantı derim... hangisini dersem diyeyim sonucu aynı olacak çünkü kurtuluşunuzun olmadığı bir yolculuk... Snu da olmayan bir yol... Yolculuk sonsuz, yol sonsuz ve bu sevda sizi ele geçirmişse müzisyensiniz demektir...

  • Kendi müziğinizi nasıl tarif edersiniz?

Olması gerektiği gibi. Dozunda bir müziğimiz var. İçten anlatımlarla gerçek duyguları aktarma gayretindeyiz sadece.

  • Türkiye’deki müzik dünyasına dair genel gözlemleriniz neler?

Muazzam bir gelişim sürecindeyiz ancak kaliteyi arttırma gayretinden biraz uzak buluyorum şu anki piyasayı. Bir şekilde belli bir yere gelen müzisyenler orayı kaybetme korkusundan mıdır bilmem hep aynı şeyi yapmaya başlıyor. Bütün kariyerini aynı şarkıdan 40 tane yaparak sürdürenler var! Çünkü birincisi tutmuştu aman buradan devam edeyim diyor sanırım. Yeniliğe kapalı bir durum var. Yenilik demek yeni isimler olduğu kadar yeni soundlar, yeni sesler, yeni sözlerdir. Şuan bakıyorum yeni isimler sürekli çıkıyor ama şarkıları, sesleri ve sözleri hep aynı... Bakalım ne zaman bir dur denilecek buna.

Etiketler; Zımba

ARŞİV