“Aşı karşıtlığını önlemek için kanun şart”

Türkiye’de aşı karşıtlığı tartışılmaya devam ederken, Türk Tabipleri Birliği bu konuda kanun çıkarılması gerektiğini savunuyor. Aşı karşıtlığının artışı ise önlenebilir hastalıkların yayılmasına ve salgın tehdidinin ortaya çıkmasına yol açıyor

13 Aralık 2019 - 11:17

Aşı, bağışıklığı esas alan ve önlenebilir hastalıklar için uygulanan maliyeti en düşük ve en kolay yollardan biri. Halk sağlığı açısından kullanılan en temel yöntemlerden biri kabul edilen aşılar boğmaca, tetanos, çocuk felci, kızamık ve suçiçeği gibi ciddi hastalıkları önlüyor.

Dünya Sağlık Örgütü’nün rakamlarına göre; 2018’de toplam çocuk nüfusunun yüzde 86’sı difteri, tetanos ve boğmaca aşısı oldu. Ancak hala dünyada 19 milyondan fazla çocuğun, özellikle de Afrika kıtasındaki çocukların bu aşılara ulaşımı sağlanamıyor. Yine Dünya Sağlık Örgütü’nün paylaştığı verilere göre son 10 yılda aşılanmada sadece yüzde 5’lik bir artış açıklandı.

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda aşı karşıtlığı yükselişe geçmiş durumda. Birçok aşı karşıtı tetanos, kızamık, suçiçeği, difteri gibi hastalıkların yaşamın doğal parçası olduğunu ve bağışıklığın aşı olmadan da geliştirilebileceğini savunuyor. Bunun yanında dini sebepler ve aşıların faydalı olmadığına ilişkin iddialar da öne sürülüyor. Ancak sağlıkçılar ve uzmanlar halk sağlığı açısından aşının çok önemli olduğunu dile getiriyor.

KIZAMIK VAKASI 9’DAN 716’YA ÇIKTI

Aşı karşıtlığının yükselmesiyle aşı yaptırmayan aile sayısı katlanarak artıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) rakamlarına göre 2010’da aşı yaptırmayan sayısı 183’dü 2016’da bu sayı 11 bine, 2017’de 23 bine ulaştı. Aşı karşıtlığının artması doğal olarak önlenebilir hastalıkların çoğalmasına da yol açıyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 2016 yılında 9 kızamık vakası görülürken, 2018’de bu sayı 716’ya çıktı. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün rakamlarına göre ise 2018’de 12-26 aylık çocukların yüzde 67’si temel aşıları oldu.

İstanbul Tabip Odası yönetim kurulu üyesi Dr. Recep Koç, Türkiye’de aşı karşıtlığını savunanların temelde dini çevreler, çocukların doğal gelişimine engel olduğunu iddia edenler ve aşıların otizm, zekâ geriliği gibi sonuçlara sebep olduğunu düşünenlerin olduğunu söyledi. Koç, aşı karşıtlığına dair rakamları paylaştı: “Toplumda birkaç tanınmış yazar ve aydının kampanyaları da aşı karşıtlığını çoğalttı. 2011’de aşıyı reddeden aile sayısı çok azken 2016’da 10 binlere çıktı, 2017’de 23 bine ulaştı. 2018 rakamları ise açıklanmadı ama biz 40 binlerde olduğunu tahmin ediyoruz. Gittikçe de çoğalıyor. Ben bir aile hekimiyim ve aslında her çocuğa aşı yapılırken, bu kadar uğraşmama rağmen benim kliniğimde bile iki tane yaptırmayan aile var.”

KANUN ŞART

Bu yıla kadar aşılamanın doğru uygulandığını söyleyen Koç, aşı karşıtlığının salgınlara yol açabileceğini belirtti. Koç, bu durumun önüne geçilerek salgınların önlenebilmesi için kanun çıkarılması gerektiğini vurguladı: “İtalya’da kanun çıktı. Bu kanun, gerekli aşıları yaptırmayan çocukların okullara kabulünü engellemeye yönelik. Aşı kartı isteniyor, vermezse okula kabul edilmiyor ve para cezası uygulanıyor. 15 gün önce de Almanya’da kızamıkla ilgili bir kanun çıkarıldı. Yaptırmayan ailelere 2 bin 500 Euro ve okula kabul etmeme yaptırımı uygulanıyor. Avrupa’da aşı karşıtlığı yoktu ancak onlar da yaptırım getirmeye başladılar. Türkiye’de ise 2015’te Anayasa Mahkemesi, ebeveynlerin izni olmadan aşı yaptırılmamasına dair bir karar aldı. Ancak biz TTB olarak, Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimindeki aşıların zorunlu uygulanması için kanun yapmasını talep ediyoruz.”

150-200 ÇOCUK HAYATINI KAYBEDİYORDU

CHP Milletvekili Servet Ünsal da geçen hafta aşı karşıtlığının yol açabileceği sorunları Meclis’te paylaştı. Aşılanmanın yaygınlaşmadığı yıllarda Türkiye’de her bin çocuktan 150-200 çocuğun hayatını kaybettiğini belirten Ünsal, “Türkiye’de kabakulak vakaları yaygın ama aşılamayla 2005’te 20 bin kabakulak vakamız, 2017’de 419’a düştü. Difteri vakamız yok. Boğmaca, difteri, tetanos, kızamık, çocuk felci ve verem gibi aşıyla önlenebilir hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden çocuk sayısı 1989’da 5 milyon iken bugün 100 binlere düştü. Aşılanmayan kişi sadece kendisine değil tüm topluma risk oluşturur.” dedi.


ARŞİV