"Aşılamadaki düşüş hastalıklara ve ölümlere yol açabilir"

Aşının bir çocuk hakkı olarak değerlendirilmesi ve ebeveynlerin tercihine bırakan uygulamadan vazgeçilmesi gerektiğini belirten İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, “Aşılama oranlarında düşme sonucu aşı ile önlenebilir hastalıklar sık görülmeye başlayacak, çocukların hastalıklardan ölümüne neden olacak. ” dedi

26 Eylül 2024 - 10:01

İstanbul Planlama Ajansı’nın Halk Sağlığı Haftası kapsamında yayınlandığı raporda çocukluk aşılarının zamanında yapılma oranının düştüğü, bu durumun da bulaşıcı hastalık riskini arttığı yer aldı. Rapordaki bilgiden hareket ederek İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı, Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ile çocukluk çağı aşılarının önemini, aşı yaptırmada yaşanan düşüşün nedenlerini, yapılmadığı takdirde hangi hastalıklara yol açtığını konuştuk. 

  •   Çocukluk çağı aşıları nelerdir? 

En son güncellenen hali ile Türkiye’de uygulanmakta olan çocukluk dönemi aşıları ve uygulanma zamanları aşağıdaki tabloda görülüyor. Bu aşılar ücretsiz olarak tüm çocuklara yapılmaktadır. İlk aşı doğumda yapılan Hepatit B aşışıdır. Çocukluk döneminde yapılan son aşı 13 yaşında uygulanması gereken erişkin tipi difteri-Tetanoz aşısıdır. 

“ÖLÜME VE SAKATLIKLARA YOL AÇABİLİR”

  • Bu aşılar neden önemli?

Çocukluk çağı aşıları hem çocuğun kendi sağlığı hem de toplum sağlığı açısından önemlidir. Aşı yapılan kişilerde bağışıklık sistemi bu hastalıklara karşı direnç kazanır, söz konusu kişiler bu mikrop ile karşılaşsa bile hastalığa yakalanmazlar veya aşısız olanlara göre çok daha hafif geçirirler. Toplumda aşı olan kişilerin oranı yüksek olursa toplum bağışıklığı sağlanabilir. Hatta çiçek hastalığında olduğu gibi hastalık dünya çapında eradike (tamamen yok) edilebilir. Tarih boyunca milyonlarca ölüme sebep olan çiçek hastalığı, aşı sayesinde 1980 yılında eradike edilmiştir. Bu nedenle günümüzde çiçek aşısı yapılmamaktadır. 

Aşısız kişiler söz konusu hastalığa yakalandıklarında daha ağır geçirmekte, bu hastalıklar ölüm ve sakatlıklara yol açmaktadır. Örneğin; Hepatit B aşı yapılmayan kişi bu virüs ile karşılaştığında hastalanıp yaşamını yitirebilir, ömür boyu taşıyıcı olarak kalabilir, ileri yaşlarda karaciğer sirozu ve/veya karaciğer kanseri olabilir. 

-  Aşılama oranları neden düşüyor? 

Aşılama oranlarında düşüşün birçok nedeni olabilir. Bunlar arasında toplumda aşı ile önlenebilir hastalıklar ve aşının önemi ile ilgili yeterli bilgilendirme yapılmaması, göç ve nüfus hareketleri nedeniyle kayıtsız çocukların sayısında artma, gerçek dışı haberlerle aşı tereddüttü ve aşı reddinin artması, tüm çocukların aşılanması için yasal düzenleme yapılmaması sayılabilir. Sonuç olarak bir ülkede çocukluk çağı aşılanma oranları önemli sağlık göstergesidir. Türkiye son 5-10 yıla kadar oldukça başarılı olduğu bu alanda giderek artan bir ivme ile her yıl daha geriye gitmektedir. Aşılama oranlarında düşme sonucu aşı ile önlenebilir hastalıklar daha sık görülmeye başlayacak daha fazla çocuğun bu hastalıklardan ölümüne neden olacaktır. Geçtiğimiz yıl bunun örneği görülmeye başlandı. Ülkemizde daha fazla sayıda kızamık ve boğmaca olgusu görüldü.

“AŞI BİR ÇOCUK HAKKI OLARAK DEĞERLENDİRİLMELİ”

  • Aşılamanın artması için neler yapılmalı?

Öncelikle tüm çocukların aşıya ulaşmasını sağlayacak yasal düzenleme yapılmalı, aşı bir çocuk hakkı olarak değerlendirilmeli, ebeveynlerin tercihine bırakan uygulamadan vazgeçilmelidir. Aşıya ulaşmak kolaylaştırılmalı, toplum aşı konusunda bilinçlendirilmelidir.  Bunlar yasa koyucunun ve idarenin görevidir.  

  • Topuk kanı aldırmak istemeyen ailelerin de olduğu belirtiliyor? Topuk kanı neden alınıyor? 

Yenidoğan döneminde topuktan alınan birkaç damla kan ile 6 hastalık (fenilketonüri, konjenital hipotiroidi, konjenital adrenal hiperplazisi, biotidinaz eksikliği, kistik fibrozis, SMA) için tarama yapılıyor. Erken tanı konulan bebeklere uygulana tedavilerle hastaların normal veya tedaviye geç başlanmasına göre çok daha sağlıklı bir yaşam sürmeleri mümkün oluyor. Bu hastalıklara geç tanı konulması durumunda çocuklarda önemli zihinsel ve bedensel sorunlar ortaya çıkıyor.

Tarama çalışmaları sayesinde yılda yaklaşık 4 bin 500 çocuğun var olan hastalıklarının sonuçlarından korunması sağlanıyor, engelliliğin önüne geçiliyor. Tarih boyunca tüm toplumlarda bilimsel gelişmelere karşı çıkan, şüphe ile yaklaşanlar olmuştur. Bunların bir kısmı bilgi eksikliği, bir kısmı ise şarlatanların gerçek dışı iddialarına inanarak bebeklerinden topuk kanı alınmasına karşı çıkıyor. Topuk kanı aldırmak istemeyen aileler nedeni ne olursa olsun sonuç olarak çocuklarını ihmal ve istismar etmektedir. 


 


ARŞİV