Bir damla kan, bir hayat

Lösemi teşhisi konulan Mahir Sezer’in kardeşi Ümit Sezer çağrıda bulunuyor: “Kemik iliği bağışçısı bekleyen insanlara donör olarak, hep birlikte umut olalım”

10 Aralık 2015 - 14:01
Erhan DEMİRTAŞ
Kadıköy’de yaşayan 1umut Derneği üyesi tasarımcı ve kameraman Mahir Sezer “Akut Lösemi” hastalığıyla mücadele ediyor. 37 yaşındaki Sezer, yeniden sağlığına kavuşmak için kendisine uygun ilik naklini bekliyor. Hastalığın teşhisinden sonra Sezer’in arkadaşları da hem Mahir Sezer için hem de binlerce lösemi hastası için “Sadece 2dk, Sadece 20 ml” sloganıyla bir kampanya başlattı.

ZAMAN SINIRLI
Şu an Acıbadem Hastanesi’nde kemoterapi tedavisi örgen Mahir Sezer’e kısa bir zaman içinde ilik nakli yapılması gerekiyor. Ancak kardeşleriyle ilik uyumu sağlanamadı. Abisinin iyileşmesi için çabalarını sürdüren Mahir Sezer’in kardeşi Ümit Sezer, uygun donör bulmak için çalışmalara başladı.
En kısa zamanda uygun iliğin bulunup nakil işlemlerinin başlaması gerektiğini ifade eden Sezer, abisinin şu an kemoterapi tedavisi gördüğünü ve moralinin de iyi olduğunu aktardı. Uygun iliğin bulunması için hem “TÜRKÖK” hem de uluslararası bankalara başvuruda bulunduklarını dile getiren Sezer, şöyle konuştu: “Mahir’in hastalığı ile beraber hayatım tamamen değişti. Hem işe gidiyorum hem de Mahir’in tedavisi ile ilgileniyorum. Bu iş başımıza gelene kadar lösemi ya da ilik nakli konusunda yeterli bilgiye sahip değildim. Maalesef kanser çağımızın hastalığı. Mahir de çok sağlıklı bir insandı ama aniden bu hastalığa yakalandı.”

MORAL ÖNEMLİ
Donör olmak isteyenlerin Kızılay Kan Merkezleri’ne gidip kan bağışı yapmaları gerektiğini ifade eden Sezer, kampanya hakkında da bilgi verdi. “Mahir’in arkadaşları ve sevenleri olarak sosyal medya üzerinden kampanya başlattık. Bir arkadaşımız yazı yazdı, biri video çekti. Ben blog açtım. Herkes elinden ne geliyorsa yapmaya çalışıyor. Sosyal medya üzerinden yaptığımız çağrılar etkisini gösterdi ve birçok insan Kızılay merkezlerine gidip kan bağışı yaptı. Mahir de hasta yatağında kampanya sürecini takip ediyor ve bu dayanışma örneği ona moral veriyor” diye konuştu.
 Lösemi hastalarının iyileşmesinde moral ve motivasyonun çok önemli olduğunu vurgulayan Sezer, “Mahir bu zamana kadar çok iyi şeyler yaptı. Kendi için çok şey yapmadı ama yardıma ihtiyacı olan herkes için çaba harcıyordu. Kentsel dönüşümle ilgili bir belgesel hazırlığı vardı. Düzce Umut Atölyesi’nde de gönüllü olarak çalışıyordu. Eğer hastalanmasaydı Düzce’ye gidip gönüllü olarak depremzedelere yardım edecekti” dedi. “Bir insanın hayatını değiştirmek ve kurtarmanın ne demek olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz” diyen Sezer, duyarlı tüm vatandaşlara son olarak şu çağrıda bulunuyor: “Mahir gibi kemik iliği bağışçısı bekleyen insanlara, donör olarak, hep birlikte umut olalım.”

“İLİK NAKLİ EN KOLAY BAĞIŞ”
Kemik iliği nakli hakkında toplumun bilinçli olmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hematolog Ant Uzay, “İlik naklinin ameliyat gerektirmediğini belirterek, nakil işleminin nasıl gerçekleştiğini şöyle anlattı: “Vericiden alınan kemik iliği kök hücreleri kan torbaları içinde hazırlanarak, kan verir gibi en uzun 1 saat içinde, hastanın damar yolundan hastaya verilmektedir. Tabi hastaya kemik iliği nakli yapılmadan önce bir süre hazırlık kemoterapisi verilmekte ve kendi kemik iliğinin tamamen baskılanması sağlanmaktadır.” Donör adayları için herhangi bir tehlike olmadığına dikkat çeken Uzay, “Donörlere herhangi bir cerrahi girişim yapılmamaktadır ve işlem esnasında ağrı duymamaktadırlar. İşlemi 2-3 gün uyguladıktan sonra, sağlıklı donörler günlük hayatlarına dönebilir ve herhangi bir sağlık riski altında olmazlar” açıklamasını yaptı.   Ülkemizde kemik iliği bekleyen bine yakın hasta olduğu bilgisini paylaşan Uzay, bu ihtiyacı kısa süre içinde karşılamak için TÜRKÖK projesinin hayata geçirildiğini söyledi. Kemik iliği naklinin gerçek anlamda hayat kurtardığını söyleyen Uzay, dikkat çeken bir açıklama yaparak, “En kolay yapılan organ bağışı kemik iliği nakli bağışıdır” dedi.

100 KİŞİ BAŞVURDU
Kadıköy Kızılay Şube Başkanı Numan Hocaoğlu'nun verdiği bilgilere göre, 30 Kasım'dan beri 100 kişi Mahir Sezer için kan verdi. Kan verme işlemleri Zeynep Kamil ve Kartal Bölge Kan Merkezi'nde gerçekleştiriliyor.

KISA ZAMANDA 200 BİN OLMALI
“Türkiye'de ilk kemik iliği nakli, diğer gelişmiş ülkelere göre yaklaşık 25 yıllık bir gecikme ile 1984 yılında yapılmıştır” diyen Ant Uzay’ın verdiği bilgilere göre:
2007 yılında Türkiye'de 700 kemik iliği nakli yapılırken 2014’te 3 bine yakın nakil yapıldı
Aynı nüfusa sahip olan Almanya'da yılda yaklaşık 6 bin 500 kemik iliği nakli yapılıyor
Son 1 yıl içinde neredeyse birkaç bin kayıtlı donörden sayı 94 bine ulaştı ve bunlardan yaklaşık 55 bini nakil için bütün tetkikleri tamamlanmış vaziyette bekliyor. Gelişmiş ülkelerin seviyesine gelmemiz için bu sayının en kısa süre içinde en az 200 bine ulaşması gerekiyor.

ABLASINA HAYAT VERDİ
Türkiye’de yaklaşık bin hasta kendileri için uygun iliğin bulunmasını bekliyor. Bu hastaların 510’u çocuk, 464’ü de erişkin hasta. Bu hastalar için uygun kemik iliği için sistemden düzenli olarak tarama yapılıyor. Ancak uygun iliğin bulunması çok güç. Geçtiğimiz yıl ablası lösemiye yakalanan Gülay Dede, ilik naklinde bulunarak, Duygu Işık’ı hayata döndürdü. 20 yaşında üniversite öğrencisi olan Gülay Dede, nakil sürecini Gazete Kadıköy’e anlattı. “Ablam çok sağlıklı bir insandı ama geçtiğimiz yıl lösemi teşhisi konuldu. Gerekli testler yapıldıktan sonra çok şanslıyız ki ablam için uygun ilik bende bulundu. Ben de hiç düşünmeden gerekli işlemleri başlattım” diyen Dede,  ablasının şu an iyi olduğunu ve iyileşmeye başladığını belirtti.
Eylül ayının başında nakil işleminin gerçekleştiğini söyleyen Dede, “Benim iliğim ablam için yüzde yüz uyumlu çıktı. Düzenli olarak 5 gün boyunca kan verdim ve grip ya da başka bir hastalığa yakalanmamaya çalıştım. Nakil işleminden sonra sadece hafif bir yorgunluk hissettim onun dışından ciddi bir rahatsızlık yaşamadım. Nakil işlemi verici için hiçbir rahatsızlık yaratmıyor ama hasta için risk devam ediyor çünkü ilik nakli yapılsa bile hastanın vücudu kabul etmeyebiliyor” diye konuştu.
Gülay Dede, “Ablanın yerinde tanımadığın başka bir hasta olsaydı yine de bağışçı olur muydun” sorumuza: “Hiçbir kuşku duymadan nakil yapılmasını kabul ederdim. Düşünün ki biriyle karşılaşıyorsunuz ve bu insan hayatta kalma mücadelesi vererek, can çekişiyor. İlik nakli bekleyen hastaların durumu da buna benziyor. Bu sebeple ablamın yerinde bir başkası da olsa bağışçı olurdum” şeklinde cevap verdi.
Bağış yapmak isteyenlerin korkmaması gerektiğini hatırlatan Dede, “ Diğer hasta yakınlarını şimdi daha iyi anlıyorum. Bir hayat kurtarmak isteyen herkes lütfen bağışçı olsun” dedi. 

ARŞİV