Birçok hastalığın temelinde obezite yatıyor!

Diyetisyen Figen Fişekçi Üvez, kanser, depresyon, hipertansiyon gibi birçok hastalığa davetiye çıkaran obeziteden korunmak için beslenme temellerinin gebelik sürecinde atılması gerektiğine dikkat çekiyor

03 Mart 2022 - 10:34

Obezite, vücutta sağlığı bozacak ölçüde yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için önemli bir halk sağlığı sorunu. Paketli ve hazır gıda tüketiminin artması, hareketsiz bir yaşam nedenleri arasında yer alıyor. Diyabete, kalp damar hastalıklarına, kansere ve birçok hastalığa davetiye çıkarıyor. Obezite ile mücadele etmek, obezite hakkında farkındalık oluşturmak amacıyla da “4 Mart Dünya Obezite Günü”nde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Obezite Günü vesilesiyle Kadıköy Belediyesi Dr. Rana Beşe Sağlık Polikliniği diyetisyeni Figen Fişekçi Üvez ile obeziteyi konuştuk. 

  • Obezite nedir?

Obezite, besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması ve fazla enerjinin vücutta yağ olarak depolanması sonucu ortaya çıkan, yaşam kalitesini ve süresini olumsuz yönde etkileyen bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi, “Sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal veya aşırı miktarda yağ birikmesi’’ olarak ifade etmektedir. 

  • Kimler neye göre obez kabul edilir? 

Kişilerin ağırlıklarının, boylarının metre cinsinden karesine oranı yani beden kitle indeksi zayıflık, normal aralık veya obezite durumuyla ilgili bir göstergedir. Kişinin beden kitle indeksi eğer 30 kg/ m2 ve üzerinde çıkarsa obez olarak nitelendirilir. Ancak bu değer tek başına yeterli değildir. Yağlanma ile bilgiyi bir profesyonel eşliğinde yağ analizi yapılarak veya kişi kendi başına bel çevresini ölçerek anlamlı bir şekilde tespit edilebilir. Bel çevresi kadınlarda 80 santim erkeklerde ise 94 santim ve altı ise en ideal. Bu sınır uyarı sınırdır. Eğer kadınlarda 88 santim, erkeklerde ise 102 santim üzeri ise şişmanlık ve şişmanlığın beraberinde getirdiği riskler açısından dikkatli olmak gerekiyor. 

“HAREKETSİZ YAŞAM ÖNEMLİ BİR NEDEN”

  • Nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?

Obezite son yıllarda maalesef oranı artarak devam eden çok önemli bir sağlık sorunu. Kişinin metabolizmasına ve aktivitesine bağlı harcadığı enerjinin çok üzerinde beslenmesi, özellikle yiyecek seçimlerinde basit şekerli yiyecek ve içeceklerin, poğaça, kek, börek gibi beyaz unlu gıdaların ve bunların yanı sıra fastfood gibi doymuş yağ ve beyaz un gibi karbonhidratlar içeren yiyeceklerin, abur -cuburların daha fazla tercih edilmesi diyebiliriz. Ayrıca hareketsiz bir yaşam önemli bir etken. Pandemi süreci de maalesef bu durumu derinleştirdi. Bunların dışında genetik olarak obeziteye yatkınlık, hormonal nedenler örneğin tiroit fonksiyonlarında azalma, çocukluk çağı şişmanlığı, stres, ilaç kullanımı, sıklıkla çok düşük kalorili diyetler yapmak, az su içmek sıralanabilir. Son yıllarda fazlaca araştırılan uykusuzluk veya kaliteli uyku uyumamak ve bağırsaklarımızda kötü beslenmeye bağlı kötü bakterilerin artması da obeziteye neden olmaktadır.

  • Obeziteye bağlı olarak oluşabilecek hastalıklar nelerdir?

Obezite beraberinde bir çok hastalığı da getiriyor. Kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, insülin direnci, Tip 2 diyabet, karaciğer yağlanması, akciğer hastalıkları (KOAH), uyku apnesi, reflü, eklem rahatsızlıkları, migren, romatizma, kanser, depresyon gibi birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır. 

“BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARI YAPILMALI”

  • Obezite nasıl önlenir?

Eğer ölçümleriniz obezite sınırları içinde olduğunuzu gösteriyorsa, öncelikle hekim desteği ile kan değerlerinin değerlendirilmesi ve gerekirse medikal bir destek sonrasında bir diyetisyenden yardım almak çok önemli. Çünkü insülin direnci, şeker hastalığı, ürik asit yüksekliği veya karaciğer yağlanması ve benzeri oluşabilecek durumlara göre diyet protokolleri değişebilmektedir. Kişinin ayrıntılı beslenme ve hayat tarzı ile ilgili durumlar ayrıntılı sorgulanmalı ve hatalar tespit edilmelidir. Kişiye uygun programlar belirlenip mutlaka takip edilmelidir. Sonrası için de koruma ile ilgili beslenme eğitimleri verilmeli ve kontroller devam etmelidir. Ayrıca obeziteyi bir halk sağlığı sorunu olarak görüp biz belediyelerde bu konu ile ilgili öncelikle çocuklar olmak üzere eğitimler ve etkinlikler ile bilinçlendirme çalışmalarıyla bu duruma dikkat çekmeliyiz. Kadıköy Belediyesi'nin bu konu ile ilgili bir çok çalışması mevcut. 

  • Obeziteden korunmak içi neler yapmalıyız?

Korunmak için biraz önce de dediğim gibi çocuklardan başlamak hatta anne karnından temellerini atmak çok önemli. Doğumla birlikte en önemli unsur anne sütü kullanımı. Ek gıdalara geçişte ise  doğru besinleri seçerek beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde geliştirmek bu işin temelini oluşturuyor. Çocuğa doğru beslenme alışkanlıkları mutlaka kazandırılmalıdır. Ayrıca gebe beslenmesi, anne sütü kullanımı, ilk 3 yaş bebek beslenmesinin doğru yapılması kişilerin bağırsak mikrobiyotasının olumlu yönde gelişimini sağlamaktadır. Bu da birçok hastalık ve obeziteyi engellemede önemli bir unsur olabileceği düşünülmektedir. 

“YETERLİ SU ALIMI, KALİTELİ UYKU...”

Yetişkinlikte de yüksek lif/posa içeriği ile bağırsak floramızı olumlu yönde destekleyen sebze ve meyve ağırlıklı yoğurt, peynir ve kefir, tam tahıl, badem, ceviz, fındık vb. yağlı tohumlar, kurubaklagil, ölçülü miktarda et, yumurta, tavuk, hindi, balık gibi iyi kalite proteinleri de belli oranda içeren bir beslenme programı benimsemelidir. Aşırı tuz, sofra şekeri, beyaz un, aşırı doymuş yağdan uzak durmak çok önemli. Bunun yanı sıra yeterli miktarda 2-3 litre arası su alımı, haftada en az 150 dakika orta tempoda bir egzersiz, mutlaka 6-7 saatlik doğanın aydınlık- karanlık döngüsüne uygun kaliteli ve bölünmeyen uyku, stres yönetimini öğrenmek bize yardımcı olabilir.

 

ARŞİV